'Kriptolu telefon gerektiğinde kullanıyoruz'
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TÜRSAB üyeleriyle yaptığı toplantının ardından Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nden ayrılırken basın mensuplarını sorularını yanıtladı.
Tüketici Güven Endeksi'nde gerileme olduğu yönündeki haberleri değerlendiren Bakan Şimşek, "Siyasi motivasyonla yapılan operasyonların gerek tüketici güvenliği, gerekse yatırımcı güvenliği, reel sektörün güvenliğini etkilemesi kadar doğal bir şey yok. Ama çok kalmadı. 30 Mart'ta siyasi istikrarın tehlikede olmadığını, inşallah hep birlikte göreceğiz "dedi.
Mehmet Şimşek, "Siyasi istikrar devam ederse, güven endekslerinde çok hızlı bir toparlanma başlar. Az önce de biz uzun uzun konuştuk sektör temsilcilerimizle. Türkiye üretmeye devam ediyor. Büyümeye devam edecek. Onun için biz geleceğe ilişkin iyimserliğimizi koruyoruz. Türkiye'nin geleceği parlak. Kısa vadede iniş çıkışlar olabilir. Olaya o çerçevede bakıyorum. Hiç sürpriz değil. Biz zaten ilk çeyrekte bir miktar yavaşlamanın olabileceğini, gerek uluslararası gelişmelerin gerekse Türkiye'deki gelişmelerin tabi ki tüketim kararlarına olumsuz yansıyabileceğini biz zaten düşünmüştük. Mart sonrası oturup tekrar Türkiye'ye ilişkin gerek orta vadeli programa, gerekse diğer hedeflerimize ilişkin gerekirse oturup tekrar bakacağız. Çok erken bunlar, geçici gelişmeler olabilir. 30 Mart'ta siyasi istikrarın devam ettiği çok açık net ortaya çıktığında, bence bu gelişmeler tersine dönecektir" diye konuştu.
TEKRAR GÜNDEME GETİRMEYE GEREK YOK
Maliye Bakanlığında işe alımlarda fişleme yapıldığına dair haberlerin hatırlatılması üzerine bu konuda bakanlığının gerekli açıklamayı yaptığını söyleyen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Bunu tekrar, tekrar gündeme getirmeye gerek yok" dedi.
GEREKTİĞİNDE KULLANIYORUZ
Tüm Bakanları kriptolu telefon dağıtıldığı yönündeki bilgiyi doğrulayan Bakan Şimşek ," Gerektiğinde kullanıyoruz" dedi.
REEL SEKTÖRÜN DÖVİZ BORCU
Reel kesimin 270 milyon doları bulan döviz borcunu, 2014 yılının en önemli sorunu olarak görüp görmediği sorulan Bakan Şimşek şu açıklamayı yaptı: Reel sektörün döviz borcu önemli bir konudur. Ancak ben az önce sunumda da gösterdim. Kaygılanacak fazla bir şey yok. Neden ? Döviz borcu olanların yüzde 80'inden fazlasının bir de döviz geliri var. Doğal olarak döviz borcuna karşılık bir döviz borcu var. İkincisi reel sektörün döviz pozisyon açığına baktığınız zaman, bir yıllık vadede 17 milyar dolar. Bunu yönetilebilir görüyoruz. Dolayısıyla bu kaygılar, bence şu aşamada yersiz. Türkiye istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ettiği sürece, borç sadece yiğidin kamçısı şeklindedir. Bu borcu özel sektör alıp, yemedi. Özel sektör aldı, yatırımlar yaptı. Bu yatırımların bir getirisi var. Özel sektörün borcu var ama varlıkları da arttı. Türkiye'nin bilançosuna baktığınız zaman, genel anlamda çok sağlam bir yapı göreceksiniz. Türkiye'nin temelleri sağlam. Devletin dış borcu yok, alacağı var. Hane halkının dış borcu yok. Muazzam düzeyde döviz varlığı var. Bankacılık sektörü nötr bir noktada. Reel sektör de yatırım yapmış. Yaptığı yatırımları kısmen borçla finanse etmiş. Ben size bir tane rakam vereyim. 1992'de reel sektör yatırımları 100 ise; 2022 95'e inmiş. Yani 10 yılda, reel sektörün yatırımları sabit rakamlarla reel olarak yüzde 5 düşmüş. 2002 yılında reel sektörün yatırımlarını biz 100 alırsak, 2012 yılında bu 254'e çıkmış. Reel sektör çok ciddi yatırım yapmış. Yatırımları kısmen borçla finanse etmiş. Bundan daha doğal bir şey yok. Önemli olan bunların yönetilebilir olmasıdır. Reel sektörün, döviz borcu olan şirketlerin büyük bir kısmının döviz geliri var. Önemli olan konu da budur.
Özgür ALTUNCU - İdris TİFTİKCİ -İstanbul DHA