Kürt sorunu ile diğer sorunları ayırmak lazım

"Çözüm sürecindeki en önemli madde sivil toplum kuruluşlarının sürecin içinde olmasıdır. Bu sadece bizim hükümetimizin tek başına yapabileceği bir iş değildir. Ben Kürt sorunu ya da barış süreci olayları başka platformlarda konuşmayı tercih ediyorum. Çünkü, Türkiye'de Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana bir çok kesimin farklı sorunları olmuştur. Bu sadece belli bir kesimin sorunu olarak algılanmamalıdır. Bunu burada dile getirmek istemiyorum. 80 yıldan beri bir çok kesim sıkıntı yaşadı. Ama bunlar katılımcı demokrasinin ve demokrasinin standartlarının gelişmesiyle birlikte aşıldı.

Toplumun barışık toplum olduğunu, araya nifak sokmak isteyenlerin çabalarını boşa çıkarmak için başlatıla sürece 'barış süreci' dediklerini belirten Muammer Güler, "Ben Mardinliyim. Gaziantep'te 6.5 yıl valilik yaptım. Bu yörede farklılıkların nasıl zenginliğe dönüştüğünü, insanların nasıl hoşgörü içerisinde bir birleriyle uzlaştıklarını gördüm. Bugün de Türkiye'de, bölgede çözüm sürecinde önde gelen bir il olacaktır. Farklılıkları kendi içinde özümsedi, bir anlamda entgre oldu. Benim doğduğum yerde de aynı anda ezan, çan ve hazzan sesleri birbirine karışır" dedi.

TERÖR SORUNU İLE DİĞER İSTEKLERİ BİRBİRİNDEN AYIRMAK LAZIM

Konuşmasının devamında, bölücülük ve terörle diğer sorunların ayrılması gerektiğinin altını çizen Bakan Güler, şunları söyledi:

"Bu memleket bir sivil anayasayı kendi yapacak. İster yanlış yapsın, ister doğru ama toplum sivil anayasayı kendi yapsın. Bizim adımıza doğruları ya da yanlışları kimsenin yapmaya hakkı yok. Yanlış da olsa biz yapalım. 30 yıldır ülkemizin enerjisini boşa harcayan bir terör sorunu var. Bu sorun bu ülkenin ayağında bir pranga gibi duruyor. Türkiye önemli bir dönemeçten geçiyor. Anaların göz yaşının dinmesi, akan kanın durması için hükümetimiz elini hatta gövdesini taşın altına koymuş durumda. Bu sorunu çözmek için bir azim, bir irade lazım. O da Sayın Başbakanımızda var. Ben bunu parti için söylemiyorum. Böyle olduğu için söylüyorum. Sayın Başbakanımız çok büyük bir siyasi sorumluluk alarak elini taşın altına koydu. Bu süreçteki sorumluluk gerçekten çok büyük. Ülkemizde herkes bu sorunun çözülmesini istiyor. Şehit anası bile bu sorun bitsin analar ağlamasın diyor. Bunu bir şehit anası bile istiyorsa biz bunun için elimizden geleni yapmalıyız. Şu anda sorunu çözmek için büyük bir fırsatımız var. Bu süreç bizim için büyük bir fırsattır. Bunu Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi çerçevesinde yapmak istiyoruz. Toplumun her kesiminin memnun olacağı bir çözüm bulmak istiyoruz. Sonuçta bu ülke sadece Güneydoğu'dan ibaret değil."