LEVENT ERSÖZ: BALBAY İLE KOMUTANIN EMRİYLE GÖRÜŞTÜK
İSTANBUL - İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinden video konferans yöntemiyle bağlanan Ersöz, alınan savunmasında, birinci davanın tutuklu sanığı İsmail Yıldız ile yaptıkları görüşmede hiçbir yönlendirme, yorum veya talep ile AK Parti'nin bölünmesi gibi bir konuya atıfta bulunulmadığını söyledi.
Yıldız'ın, Mehmet Ağar'ın danışmanı olarak göründüğünü ifade eden Ersöz, gerçekte Ağar'a hiç kimseyle hiçbir mesaj gönderilmediğini dile getirdi.
Yıldız ile yapılan görüşmelerde hiçbir zaman bir siyasi partinin dağıtılması ve parçalanması gibi konuların konuşulmadığını ifade eden Ersöz, Yıldız'ın görüşmelerde DYP'nin güçlenebilmesi, lider olacak kişinin ikna edilerek, kendi çizdiği profildeki danışmanlık çerçevesinde hareket etmesine yönelik çalışmalarını anlattığını kaydetti.
Ersöz, iddianamede sürekli olarak her cümle, her kelime, her nokta virgülün, hep iktidar partisinin dağıtılması için konuşulduğu, plan yapıldığı gibi vurgulanarak kurgulandığını öne sürdü.
Böyle bir şeyin kesinlikle olmadığını vurgulayan Ersöz, görüşmeleri yaptıkları zaman istihbarat başkanlığında üçüncü ayında olduğunu belirtti. Ersöz, ''O dönem ülke gündemi zor, çalkantılı bir süreçten geçiyordu ve sürekli bilgiler geliyordu. İstihbaratçı olarak bizlere düşen de bu bilgilerden istifade ederek ve haberleri istihbarat çarkından geçirerek gerçek olabilecek hususlarda, kendi birimlerimizi istihbari faaliyetler açısından yönlendirmek, bilgilendirmektir. Öğrenme ve teyit amaçlı sorularımız ve konuşmalarımız olmuştur. Orijinal metinler üzerinde oynamalar yapılmıştır'' diye konuştu.
-TUNCAY ÖZKAN İLE GÖRÜŞME OLMADI-
Ersöz, iddianamede 16 Aralık 2003 tarihinde Tuncay Özkan ve kendisi arasında yapıldığı iddia edilen görüşme çözümü ve içeriğinden söz edildiğini anlatarak, Özkan ile bir görüşmesinin olmadığını, Özkan'ı Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında hiç görmediğini söyledi.
Özkan ile 30 Ağustos resepsiyonunda karşılaştığını ve ayak üstü sohbet ettiklerini söyleyen Ersöz, Özkan ile ilgili konunun Mehmet Emin Karamehmet ile yaptıkları görüşmede geçtiğini kaydetti.
Dönemin Jandarma Genel Komutanı'nın, Özkan'ın tekrar televizyondaki işine alınma ihtimali olup olmadığını öğrenmek için Karamehmet'i davet ederek konuşmalarını istediğini dile getiren Ersöz, ''Görüşmede ifade edeceğim hususları bize dikte etti ve tarafımdan Karamehmet'e iletildi. Sözlerimin içinde talimat niteliğinde veya o anlam yüklenebilecek hiçbir husus yoktur. Zaten bir terör örgütü talimatı olsaydı, Özkan göreve dönmüş olurdu. Jandarma Genel Komutanı'na görüşmemizi emrettiği konuların kimden, nereden intikal ettiğini bilmiyorum'' dedi.
Nuray Başaran ile yaptıkları görüşmeyi de anlatan Ersöz, şunları kaydetti:
''İddianameyi hazırlayanlar, bizlerin iki gazeteciyle yaptığımız görüşmelerin, sözde örgütün talimatları doğrultusunda ve medyayı kontrol altına almak ve yönlendirmek maksadıyla yapıldığını vurguluyor. Medyaya bakış açımız açık ve nettir. Bu düşünce yapısında hiçbir zaman tehdit ve şantaj yoktur. Medyayı yönlendirmek asla söz konusu değildir. Hiçbir gazeteciye karşı tehdit ve şantaj yolunu seçmedim. Ayrıca hiçbir siyasi lidere karşı şantaj yapılmamıştır. Kaldı ki devletin resmi bir kurumunun siyasi liderleri izleme gibi bir görevi yoktur.''
-BALBAY İLE KOMUTANIN EMRİYLE GÖRÜŞTÜK-
Tutuklu sanık Mustafa Balbay ile iki kez görüştüğünü dile getiren Ersöz, bu görüşmeleri de kayda aldıklarını, Balbay ile gazeteci olarak Jandarma Genel Komutanı'nın emirleri gereğince görüştüklerini, görüşmelerinin örgütsel bağ anlamında olmadığını kaydetti.
Komutanın, Cumhuriyet Gazetesinin birlik kantinlerinde, kışlalarda satılması için neler yapılabileceği ve ''Genç Subaylar Rahatsız'' haberinin kaynağına ilişkin Balbay ile görüşmelerini emrettiğini ifade eden Ersöz, yapılan görüşmede bu haberin kaynağını Balbay'ın söylemediğini dile getirdi.
Bu haberi örgüt yöneticileri olarak kendilerinin yaptırdığının iddia edildiğini anlatan Ersöz, 23 Aralık 2003'teki görüşmede Balbay'ın, sokaktaki vatandaşın algısını ifade ettiğini belirterek, 7 yılın ardından gündemde hala rejim konusu ve bu konudaki korkuların olduğunu dile getirdi.
Ersöz, ''Ancak bu korkular kimine göre liberalleşme, kimine göre daha ileri seviyede muhafazakarlık, kimine göre de Cumhuriyetin temel niteliklerine yönelik düşünce ve saldırılardır. Diğer bir ifadeyle görüş ve düşünce bazlı hususlardır. O dönemde de böyleydi, şimdi de. Hiçbir zaman sözde darbenin D'si bile yoktu ve yoktur'' diye konuştu.
Ersöz, Balbay ile yapılan 23 Aralık 2003'teki görüşmenin eklentiler yapılarak ve değiştirilerek iddianameye yansıtıldığını ileri sürü.
Balbay'a, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile ilgili konuşmaların sorulduğunu belirten Ersöz, ''Cumhurbaşkanı'nın, ülkenin genel gidişatı ile ilgili konulardaki hassasiyeti herkesçe bilinmektedir. Balbay da kendisi ile görüşebilen bir gazeteci olması nedeniyle sohbet ortamında uygun gördüğü bazı konuşmaların özetini bizimle paylaştı. Bunun örgütsel bir yanı olamaz'' dedi.
Balbay ile yaptıkları Kıbrıs konusundaki konuşmaya da değinen Ersöz, bu görüşmenin devlet sırrı olan bir yanı bulunmadığını, örgüt olarak insanların birbirlerine talimat vermesi veya bu anlama gelecek bir ifade geçmediğini kaydetti.
-SERUM NEDENİYLE DE ARA VERİLDİ-
Turgay Ciner ve Aydın Doğan ile bir görüşmesi olmadığını belirten Ersöz, Cem Uzan ile yaptıkları görüşmeyi ise ayrıntılı olarak anlattı.
Uzan'ın, Jandarma Genel Komutanı'ndan görüşmek için randevu aldığını, ancak Uzan'ın görüşmeye geç kaldığını, komutanın ayrılması nedeniyle de kendilerinin Uzan ile görüştüklerini açıkladı.
Ersöz'ün savunmasını yaparken serum takılması ve yorulması gibi nedenlerden dolayı duruşmaya saatte bir ara verildiği görüldü.