Yaşam
  • 7.6.2010 08:44

MADENCİ EŞİ: KEMİKLERİNİ BULSAK SEVİNECEĞİZ

17 Mayıstaki patlamada yaşamını yitiren 28 işçinin cesetlerinin ocaktan çıkarılarak toprağa verilmesinin ardından madende kalan Engin Düzcük ve Dursun Kartal'a ulaşmak için çalışmalar sürdürülüyor.

İşçilerden Düzcük'ün eşi Hayriye Düzcük, Çaycuma ilçesine bağlı Saltukova Beldesi Sarıkum Mahallesi'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, yaklaşık 20 gündür eşinin cenazesinin
bulunmasını beklediklerini söyledi.

Kendilerini henüz kimsenin arayıp sormadığını, artık dayanacak güçlerinin kalmadığını anlatan Düzcük, şöyle konuştu:

"Eşimin kemiklerini bulsak, ölüsünü bulmuşuz gibi sevineceğiz. İnşallah eşimin cenazesi bulunur. En azından bir mezarı olur. İnsan dayanamıyor, çocuklarım babalarını soruyor ama anlatmaya dilim varmıyor. Cenazelerin bulunamaması çok acı, bu ölümden de betermiş.

Olayın olduğun gün eşim iş elbiselerini evde unutmuş, geri gelmişti. Çocuklarım Sıla ve Beyza'yı öptü, 'kendine iyi bak' dedi. Rüya gibiydi, insan kabullenemiyor. İki kere ölünür mü?
Ölünüyormuş. Allah'ın taktiri, her gün telefon gelecek, bulunacak ümidiyle yatağımdan kalkıyorum. Ocaktan çıkartılan 28 maden işçisi huzur içinde yatıyor, bizimkiler de yatsın istiyorum. Bize 'arıyoruz' diyorlar, tek derdim var bulunsun, onu mezarına yerleştireyim."

Eşinin, yaklaşık 2,5-3 yıl önce bir firmada aşçı olarak işe başladığını belirten Düzcük, şöyle devam etti:

"Firma, Gelik beldesindeki iş yerini kapatınca eşim bana 'beni ya işten atacaklar ya da madene gönderecekler' diyordu. Daha sonra onu işe çağırdılar, geçen yıl ekim ayında maden işçisi olarak çalışmaya başladı. Bana her zaman 'ben para için çalışmıyorum, sigorta için çalışıyorum, hastaneye gittiğimizde sigortamız bulunsun çocuklarımız maskara olmasın başka bir şey istemiyorum' diyordu. Şirket iki ayda bir para veriyordu ancak ona bile razı oluyordu. Maden ocağının başka bir dünya olduğunu ve orada herkesin çalıştığını söylüyordu."

Hayriye Düzcük, eşi sanılarak Erdem Alkin'in cenazesini defnettiklerini, alınan DNA testi sonucunda eşinin ocakta aranılan iki madenciden birisi olduğunun ortaya çıktığını ifade ederek, "İnsan bu durumu açıklayamıyor. İş yerinden arkadaşları cenazelerin çıkartıldığı gün 'Engin'in de cenazesi çıktı' dediğinde içimde şüphe kalmamıştı. Ancak, maden ocağındaki iki cenaze çıkmayınca 'acaba olabilir mi?' diye kendi kendime soruyordum. Allah kimseyi böyle imtihan etmesin" diye konuştu.

Kartal'ın eniştesi Hasan Çağdaş da yengeleri Gülizar, oğlu Turgut (20) ve kızı Tülay'ın gazetecilerin görüşme isteğini kabul etmediğini belirterek, üniversite öğrenimi gören yeğenlerinin babalarının ölümünden sonra psikolojilerinin olumsuz etkilendiğinden sınavlara giremediklerini ve mağdur durumda olduklarını kaydetti.

Dursun Kartal'ın kayınpederi İbrahim Kartal'ın da 1976'da TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında meydana gelen göçüğün altında kaldığı ve cesedinin iki gün sonra çıkarıldığı öğrenildi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 07:10

İLGİLİ HABERLER