MALİYE BAKANI'NDAN OLAY SÖZLER : BÜROKRASİ BİZİ DÜZ DUVARA TIRMANDIRIYOR!
AYHAN GONCA - İLYAS GÜN
SAMSUN - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, sırası gelen kuruluşların özelleştirileceğini belirterek, Türk ekonomisinin düzelme yolunda olduğunu, "Adamı duvara tırmandıran" bürokrasiye rağmen işlerin rayına oturduğunu söyledi.
Özelleştirme kapsamındaki Türkiye Gübre Sanayi (TÜGSAŞ) ve Karadeniz Bakır İşletmeleri'nde (KBİ) incelemelerde bulunmak üzere Samsun'a gelen Maliye Bakanı Unakıtan, bu 2 kuruluşun genel müdüründen brifing alıp, valilik ve defterdarlığı ziyaret ettikten sonra Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Meclis Salonu'nda "Yanınızda rahatlıyorum, havalara giriyorum" dediği iş adamlarına seslendi.
TSO Başkanı Adnan Sakoğlu'nun, kayıtdışı ekonomi, teşvik, Samsun Çevre Yolu'na ödenek, Samsun Limanı ve TÜGSAŞ'ın acilen özelleştirilmesi konuları üzerinde durduğu konuşmasının ardından kürsüye gelen Bakan Unakıtan, "Çevre Yolu'na ödeneği vereceğiz ama bütçe elverdiği ölçüde" dedi. Sakoğlu'nun "Ağanın eli tutulmaz" demesi üzerine, "Ben 3'te 1'i açık veren bir bütçenin ağasıyım" cevabını verince salonda bulunan iş adamları kahkahalarla güldü.
"ÖZELLEŞTİRMEYİ İSTEYECEKSİN, BAŞKA ÇARE YOK"
Kalkınma, istihdam, üretim ve ihracat için özel sektörün önünü açmak politikaları bulunduğunu, devletten sanayici olamayacağının bugün TÜGSAŞ ve KBİ'de görüldüğünü belirten Maliye Bakanı Unakıtan, şöyle konuştu:
"KBİ'de ilgililer anlatıyor. Bir defa Karadeniz Bakır İşletmesi burada, genel müdürlük Ankara'da. Sen özel sektör olsan, burada bir fabrika kursan genel müdürlüğünü Ankara'da mı konuşlandırırsın? 400-500, taşeron işçileriyle birlikte 550 işçi burada, genel müdürlükte 120 kişi çalışıyor. Ne yapıyor bunlar orada? Altı üstü bir bakır. O bakırı da aşağı yukarı 3.5 milyara mal ediyorlar, 2.5 milyara da satıyorlar. Yaptığı bu. Şimdi bu politikayı da senelerdir sürdürmüşler. Murgul'da bakır çıkıyor, bakır bitmiş, yok. Rezerv kalmamış, 600 kişi de orada çalışıyor. Biz de onlara acaba 2 maaş mı 3 maaş mı ikramiye verelimin hesabını yapıyoruz. Sendikacılar gelir, 'Benim hücrelerim burayla birlikte' der. Benim de hücrelerim burayla birlikte. Ne yapacağız, bu paralar nereden çıkıyor, kimden çıkıyor? Benden, sizden, herkesten çıkıyor. Buna dağ dayanmaz. Hazıra dağ dayanmaz. Niye bakırı ucuz satıyorsun? Dünya piyasaları öyle çünkü. Söylüyoruz, 'Bu teknoloji dünyada kalmadı' diyor. Haklı. Gübre Sanayi'ne geçelim. Gübre Sanayii'nde 'Şöyle böyle yaptık'. Tamam. Söyle kar mı zarar mı? 'Efendim biraz zarar ettik' diyor. Geçen sene 25 trilyon, ondan önceki sene 10 trilyon zarar. Onun için biz bu özelleştirmeyi biran önce yapmak istiyoruz. Şimdi Gübre Sanayi ihalede. Alıcılar var. Son teklif tarihi 17 Ekim. Ciddi ciddi alıcılar var. Şu anda 300 bin ton üretiyorsa o adamlar geldiğinde 1 milyon ton üretirler. Buranın çehresini hakikaten değiştirirler. Özelleştirmeye karşıyız. Kardeşim niye karşı çıkacaksın? İşçiyi, Samsun'u, Samsunlu'yu seviyorsan özelleştirmeyi isteyeceksin arkadaş, başka çare yok. Hatta gelip 'niye ihale yapmadın' diye bana hesap soracaksın. Özelleştirme bu kadar önemli. Ekonomiye katkısı varsa devam edecek. Ama özel sektöre vereceğiz. Özel sektöre vereceğiz. Düşünün 300 bin tonun ekonomiye katkısı nerede 1 milyon tonun katkısı nerede? Ulaşım, herşey ona göre. Bizim asıl derdimiz üretim, üretim, üretim."
"50 MİLYONLUK FRANSA, TÜRKİYE'DEN 6 KAT FAZLA ÜRETİYOR"
Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) bir milletin ürettiğinin toplamı olduğu 70 milyonluk Türkiye'nin toplam 220-230 milyar dolarlık üretim yaptığını, kriz döneminde bu rakamın 180 milyar dolara kadar düştüğünü hatırlattı. "Bizden nüfusu 20 milyon düşük 50 milyonluk Fransa, 1 trilyon 200 milyar euro civarında üretim yapıyor. 6 katımız. Fransız her defasında bizim 6 katımızı üretiyor. Niye böyle" diye soran Unakıtan, sistemi eleştirdi. Bu sebeple özel sektörün harekete geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Unakıtan, "Bizim ekonomik anlayışımızın temelinde özel sektör anlayışı var. Kalkınma böyle olur. Onun için sayın başkan (Samsun TSO Başkanı) hiç merak etme bugün bin 500 doların altında olan yere teşvik vereceğiz, ama yurdumuzun her yerine de teşviki vereceğiz. Neden? Teşvik olmadan yatırım olmaz. Yatırımı ve yatırımcıyı teşvik etmeliyiz ki üretim, büyüme olsun. Büyüyen ekonomiden ben nasıl olsa vergiyi alırım. Küçülen ekonomiden kimse birşey kazanmaz. Herkes kaybeder" diye konuştu.
Türkiye'nin GSMH'nın 3 bin dolar olduğunu ancak kriz zamanında 2 bin 160 dolara düştüğünü, şimdi de 2 bin 500 dolarlar seviyesine getirildiğini ifade eden Unakıtan, şöyle devam etti:
"Anayasa kitabını attK6yle konuştu:
"KBİ'de ilgililer anlatıyor. Bir defa Kı, anayasa kitabını tuttu, 2 lokması olanın bir lokması gitti. Küçülen ekonomide herşey küçülür. Sermaye kaybedilir, ben de yaşadım. Ben de damdan düşenim sizin gibi, aranızdan geldim. Ekonomiyi büyüteceğiz, bunun için yatırım, yatırım için de o ortam lazım. Yatırımcı içerden olsun dışardan olsun ekonomik ve siyasi istikrar ister, herşeyden önce. İstikrarı olmayan ilerde ne olacağı belli olmayan yere hiç kimse yatırım yapmaz. O zaman ülkenin ekonomik ve siyasi istikrar üzerinde hassas olarak durmalıyız" açıklamasında bulundu.
"BİRİLERİNE RAHAT BATMAYA BAŞLAMIŞ"
"Öyle her şeyde şu ne olacak, bu ne olacak, bilmem ne olur. Buna hiç lüzum yok. Belirsizliklere bu memleketin tahammülü yoktur" diyen Unakıtan, şöyle devam etti:
"Bugün bir karikatür gördüm. Altına yazmış 'Rahat'. Üstüne de yatmış vatandaş, h harfi batıyor, yani 'Rahat batıyor' Rahat batmaya başlamış birilerine, illaki belirsizlikleri istiyorlar. Türkiye'nin belirsizliklere tahammülü yok. İş alemi olarak buna izin de vermemeliyiz. İyi bir ekonomik politika takip ediyoruz, sonuçlarını görüyoruz. Hepimiz memnunuz, bizi seven dünyadaki dostlarımız da memnun. Enflasyon iniyor. İnmeye devam edecek. Yalnız özel sektör olarak bundan sonra çok daha fazla dikkat etmek mecburiyetindesiniz. Artık çok yüksek karlar olmayacak. Dikkatli hesap yapın, faizler de düşüyor. Bundan sonra düşük faizle kredi bulacaksınız, çünkü devlet biraz daha az borçlanacak. Eskiden devlet çok borçlanıyordu bankalar yüzünüze bile bakmıyordu. Şimdi gelecekler 'Size kredi verelim' diyecekler. Ama siz faizi yüksek krediye yapışırsanız, devletin düştüğü hataya düşersiniz. Enflasyon düşecek, faiz düşecek, Türk özel sektörü çok büyük bir değişim yaşayacak. Ayak uydurmaya gayret edin, uyduramazsanız kayar gidersiniz. Önümüzdeki günlerde hesabınızı iyi yapın. Ayaklarınızın üstünde durmaya gayret edin, yatırımdan da korkmayın ama hesaplı yatırım yapın. Fizibilitenizi iyi yapın, birşey kazanıyorsanız yapın, yoksa 'Nasıl olsa buldum bol parayı' derseniz altından kalkamazsınız."
İş adamlarının isteği olan enflasyon muhasebesinin Bakanlar Kurulu tarafından kabul edildiğini, Meclis gündemine geldiğini, ele alınacağını ve 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren de devreye gireceğini kaydeden Unakıtan, limanlarında özelleştirme kapsamında bulunduğuna değindi. Unakıtan, TSO Başkanı Sakoğlu'nun, "Samsun Limanı Devlet Demir Yolları'na bağlı. Özelleştirilemiyor. Yer hizmetleri özelleştirilmelidir" sözüne atıfta bulunarak, "Limanlar özelleştirmemizin kapsamındadır, Sırası gelenin ensesinden tutup, çekip özelleştiriyoruz. Trabzon, Kuşadası, Çeşme'yi özelleştirdik. Şimdi arkadan Samsun, İstanbul, İzmir, Mersin, Bandırma'sı var. İster Devlet Demir Yolları'nda olsun, ister havayollarında olsun hiç fark etmez. Biz alır özelleştiririz. Şimdi onunla ilgili yazıyı da Ulaştırma Bakanlığı'na yazdık, onayı bekliyoruz. Bakan 'Tamam' dedi. 'Biran önce imzala' dedik" diye konuştu.
"KİMSEYE 5 KURUŞ HAVADAN PARA ÖDENMİYOR"
Devletin bütün giderlerinin toplamının 80 katrilyon lira, toplanan gelirlerin ise 100 katrilyon lira olduğunu belirten Unakıtan, 20 katrilyon fazlalık bulunduğunu, ancak 65.5 katrilyonluk faiz devreye girince 45 katrilyon açık oluştuğunu dile getirdi. Unakıtan, şunları söyledi:
"Bu faizin yüksekliğinden. Niye? Hesapsız kitapsız davranırsan bu hale gelir. Har vurup harman savur, al borcu. 'Bu borcu ne zaman nasıl ödeyeceğimi' hiç düşünmemişler. 'Borç bulduk' diye sevinmişler. Şimdi o borcun yeniden yapılandırılması oldu çok şükür ve Türkiye bir güven kazandı. Güven kazanınca zaten enflasyon, faizler düşüyor. Dikkat ederseniz bankalar bile kuvvetli tüccara düşük faiz uyguluyorlar, maceracılara ya hiç vermiyorlar ya da çok yüksek faiz uyguluyorlar. Zor birşey değil. Şimdi Türkiyemiz'de sıkı mali politika uyguluyoruz. 'Ayağını yorganına göre uzat' diyoruz. Kimseye 5 kuruş havadan para ödemiyoruz. İsraflar konusunda, 2003 bütçesini yaparken tam 16.8 katrilyon açık vardı faizlerden kaynaklanan 45 katrilyonluk fazlalığında dışında. Tabii bizim yüzde 6.5 faiz dışı 20 katrilyon fazlayı yakalamamız lazım faizleri indirmek için. Şimdi bu 16.8 katrilyonun 15 katrilyonunu israflardan karşıladık. Gereksizleri kaldırdık, oradan buradan kıstık. Mesela ilaç konusu. Doktorlar en yüksek fiyatlı ilacı yazıyorlar. Talimat yazdık. 'Aynı ilacın daha düşük fiyatlısını olmasa bile yükseğini de yazmayacaksın, ortalamasını yaz' dedik. Bu tedbir millete günde 1 trilyon kazandırdı. Emekli Sandığı Genel Müdürü dedi ki 'sayın bakanım 120 günde 120 trilyon karımız oldu'. Buna benzer bütün tedbirleri aldık. 15 katrilyon elde ettik. 1.8 katrilyon kaldı. Ona da birşey yapacağız. 'Vergi koyalım' dedik. O ek vergi buradan çıktı. Bunu kimden alacağız? IMF diyor ki 'Daha fazla vergi alın' diyor. Ya sen bi dur. 'Arabası olan, evi olandan rica edelim' dedik. Hepsi iki ricamız oldu. Ek vergiler bu. dolayısıyla elden geldiğince israfa 'hayır' diyoruz. Bu sene devlete bir tane araba almadık. Başbakan'ın korumalarının arabaları dökülüyor 'Sayın başbakanım alamayacağız' dedik. 'Tamam' dedi. İhtiyaç kadar ambulans ve itfaiye aldık. Bütçeden kimseye birşey vermedik. Bütçeyi tutunca da iyi neticeler çıkıyor. 'Türkiye'ye acaba dün borç verelim mi vermeyelim mi?' diyenler bugün milyar dolarlardan bahsedip borç vermek istiyorlar. Milyar dolarlar hem de. Başta Ali Babacan olmak üzere 'Durun bakalım. İşimize gelirse alalım, gelmezse almayalım' diyoruz. Ama bundan sonra Türkiye'de 2. merhale başlıyor. En önemli mesele iş ve aş. Yatırım lazım. İşyeri açılmadan istihdam olmaz. Biz şimdi hükümet olarak yatırımı teşvik edeceğiz."
"BUNDAN SONRA YATIRIM YAPAN KAZANACAK"
Türkiye'de bin 500 doların altında olsun üstünde olsun hangi bölge ve il olursa olsun yatırım yapanların kazanacağını vurgulayan ve işadamlarına yatırım çağrısında bulunan Bakan Unakıtan, "Hiç merak etmeyin. Yatırım yapın. Bana soruyorlar 'Maliyeyle ne kadar, özelleştirmeyle ne kadar ilgileniyorsun?' Maliyeyle yüzde 10, özelleştirmeyle yüzde 10, işadamlarıyla yüzde 80 ilgileniyorum. İlgilenmem bu. Sizlerle beraber olunca havamı buluyorum. Üzerinizden ataleti atın. Samsun'un insan kaynakları, stratejik konumuna bakıyorum, daha fazla yatırım olması lazım. Sizlerden de yatırım bekliyoruz. Gelin, ihtiyacınız olursa söyleyin" derken, vergilerini doğru-dürüst ödemeyen iş sahiplerine de sitem etti. Bakan Unakıtan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Millet KDV fişi kesmeyi unutmuş. Bazı yerlerde KDV'leri düşüreceğim, vergileri düşüreceğim, bi de diyeceğim ki 'Ne isterseniz yazın arkadaş'. Yazın ama, 'Bu ay sonunda 1 milyar 200 milyon kazandım' dersen maliyeyi karşında göreceksin. Olmaz böyle şey. Hayatın normal akışına göre normal bir kazanç var. Yanında çalıştırdığın adamdan daha az kazanç beyan ettiğin zaman bu olmuyor. Evet vergi vermeyenin üzerine gideceğiz ama veren de biraz hesabını yapsın. Muhasebeciye ödediğiniz paralar vergiden daha fazla. Beyannameleri 'Kayıtdışını durdurun' diyenler dolduruyor. Zaten soruyor 'Abi ne kadar vergi ödeyeceğiz?' O oradan ayarlıyor şu kadar bu kadar. Türkiye değişiyor, hükümet değişiyor. Artık hükümet eski hükümet değil. Türkiye, Türk insanı da artık eskisi gibi değil. Onun için, AB'ye gireceksek hepimize görev düşüyor. 'Sayın bakanım şuradan müfettişleri çekiverin' Niye? 'Efendim uzmanlar çok fazla üzerimize geliyor' Niye uzman olmuşlar? Vergiler de adaletsizlik var mı, var. Enflasyon muhasebeni çıkaracağız. KDV'leri düşüreceğiz. KDV'leri en düşük olan yerde en fazla kaçak var. Mesela un, hiç müstahsil makbuzu kesilmiyor. Hanginiz fırıncıdan fiş alıyor? Kaçak yalnız KDV'nin düşüklüğünden, yüksekliğinden kaynaklanmıyor. Birbirinizi uyarın. Bu vergileri, devletinize, milletin hizmetine veriyorsunuz ve dışarıya avuç açmamamıza veriyorsunuz. Bunları verirseniz dışarıya, IMF kapılarına kimse gitmez.
"LOKANTACI 18 MİLYON VERGİ ÖDÜYOR, BU OLMAZ"
Bu sene 65.5 katrilyon lira faiz ödeme mecburiyetimiz var. Bu bütçeyi tuttursak büyük başarı. Her sene bütçe şu kadar hesaplanmış açık daha fazla çıkmış. Hiçbir zaman hesaplandığından daha az çıkmamış. İlk bu yıl çıkacak. Faizlerin böyle inmesi düşünmediğimiz bir avantaj daha getirdi. Bu sene o 65.5 katrilyon liradan da daha az faiz ödeyeceğiz. 7-8 katrilyon lira daha az faiz ödeyeceğiz. 7-8 katrilyon lirayı ben nereden kazanırdım, nereden keserdim, hangi vergiyle alırdım? Demek ki faizi indirmek bu kadar önemli. Onun için de sıkı mali politikayı takip etmek mecburiyetimiz önemli. Onu yapmasaydık bu parayı elde edemezdik. İnşallah bunlar hızlı bir şekilde eriyince bizim bütçe açıklarımız da kalmayacak. Ancak, kendi vergi gelirimizi de toplayabilirsek. 2 milyon 200 bin gelir vergisi mükellefimiz var. Basit usulde vergilendirilenler hariç. Vergilerin toplamı stopajlar hariç 1 katrilyon 300 trilyon. Rakamları bile toparlayamıyoruz, 6 sıfır attığımızda daha rahat telaffuz edeceğiz. Ve bu 1 katrilyon 300 trilyonun yüzde 60'ını 5 bin kişi ödüyor. Geri kalan 2 milyon 195 bin kişi de yüzde 40'ını ödüyor. Ayakkabıcı 50 milyon, lokantacı 18 milyon. Liste de var. Bu olmaz. Bu kadar beyan da olmaz. Kriz zamanında herkes burnundan soluyordu. Ama bundan sonra esnaf, tüccar, sanayici olarak daha iyi günler göreceğiz. Üzerinize düşen görevi muhasebecilerinize değil vicdanınıza sorarak vergilerinizi verin. Yardımlarınızı bekliyorum. Yardım eden edecek, etmeyene ben edeceğim. ona göre. Ne yapalım? Memleket için."
Bakan Unakıtan, daha sonra limana giderek burada geminin dümenine geçti ve kaptanlık yaptı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:46