Yaşam
  • 28.3.2009 02:43

MARAŞ'TAN BİR HABER GELDİ, DEDİLER Kİ!..

Dağlar Yiğido'yu geri vermedi

Muhsin Yazıcıoğlu'nun1954 yılında Sivas'ta başlayan fırtınalı hayatı, 5 kişiyle birlikte yine fırtınalı bir şekilde sona erdi.Hemşerilerinin ‘yiğido’ diye seslendiği Yazıcıoğlu'nun hayatı hep mücadeleyle geçti. Kazadan hemen önceki mitinginde 29 Mart seçim çalışmaları için "Devletten yardım almıyoruz ilk kez helikopter kiralıyoruz" demişti...

Muhsin Yazıcıoğlu'nun 31 Aralık 1954'te Sivas'ın Sarkışla İlçesi Elmalı Köyü'nde başlayan hayatı 25 Mart'ta Çağlayancedit'ten Yerköy'e giderken bindiği helikopterin düşmesiyle son buldu. Yazıcıoğlu, önce "insan" dedi. Yardıma ihtiyacı olanın elinden tuttu... Yeri geldi baba oldu, yeri geldi bir dert ortağı. Bir de dava adamı. İnandığı değerler için hep mücadele etti. Cezaevinde işkence gördü, defalarca trafik kazası geçirdi. Acıya hep dayandı. İnsanları umutlu kılan da buydu: Acılara dayanıklılığı. Bu defa dayanamadı.

Galip Erdem şekillendirdi

Çiftçi bir ailenin oğlu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Şarkışla'da yaptı. Ankara'ya 1972'de geldi. Üniversite tahsilini, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde tamamladı. Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptı. 1977 yılında tanıdığı ülkücülerin idolü Galip Erdem, onun fikirlerinin ve yaşama bakışının şekillenmesinde büyük rol oynadı. Galip Erdem'in "Merhaba, ülkücü adayları" diyerek kendilerini selamlamasından ve "10 yıl sonra içimizden 10 kişi ülkücü olarak kalabilirse bu iş başarılır" demesine Yazıcıoğlu yıllar sonra şu sözlerle atıfta bulundu: "Zaman Galip ağabeyin söylediklerini test etti.

12 Eylül darbesi olup, yüzlerce ülküdaşımızla tutuklandığımızda, görüş kabininin telleri arasından gördüğüm ilk sivil yüz Galip Erdem'di. 26 yıl sonra her birimiz kendimizi Galip Ağabey'e göre kıyaslarsak ne durumdayız dersiniz?"

İnançları Meclis’e taşıyacak

Cezaevinden çıktıktan sonra, mağdur olmuş ülkücülere ve onların ailelerine yardım amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı'nın başkanlığını yaptı. 1987'de arkadaşları ile birlikte MÇP'de siyasete girdi. MÇP'de Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu. 1991 genel seçimlerinde Refah Partisi, MÇP ve Islahatçi Demokrasi Partisi olmak üzere üç partinin oluşturduğu ittifak bünyesinde, milletvekili adayı oldu. "O, inançlarınızı Meclis'e taşıyacak" sloganıyla, Sivas'tan milletvekili seçildi.

29 Ocak 1993 tarihinde arkadaşlarıyla birlikte Büyük Birlik Partisi'ni kurdu, bu partinin genel başkanı oldu. 24 Aralık 1995'te yapılan erken genel seçimlerde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem Sivas milletvekili olarak, yeniden Meclis’e girdi. Seçimlerin ardından, hükümetin kurulmasını bekleyip 28.02.1996 tarihinde kendisi ve arkadaşları ANAP'tan istifa ettiler, BBP'ye döndüler.

28 Şubat sürecinde Erbakan ve Çiller ile görüşmüş, bu görüşmelerin ardından "Türkiye İran olmayacaktır, Malezya olmayacaktır, Suriye gibi olmasına da müsaade etmeyeceğiz" diyerek tavrını koymuştu. 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde BBP'nin barajı aşamama ihtimaline karşın, partisinden istifa ederek Sivas'tan bağımsız milletvekili adayı olup, 23’üncü Dönem Milletvekili olarak tekrar parlamentoya girdi. 19 Ağustos'ta BBP'nin 3’üncü Olağanüstü Büyük Kurultayı'nda tekrar genel başkan oldu.

Çocuklarını ılık sütlerini içirip uyuturdu

Türk-İslam ülküsünün yılmaz savunucusu Muhsin Yazıcıoğlu'nu tanıyan herkes bilir ki, ona "Furkan ve Firuze" dediğinizde akan sular durur. Evine saat kaçta dönerse dönsün bebekliklerinden itibaren gece Furkan ve Firuze'ye ılık sütlerini içirip, öyle uyurdu. Çocuklarının banyosunu dahi yaptıran bir babaydı. Firuze artık büyüyüp genç kız olduğunda onun için "övünülecek bir eserdi" diyordu. Kızına adeta hayranlık duyuyordu. Eşi Gülefer Yazıcıoğlu'na büyük bir sevgiyle bağlıydı.

Güncellenme Tarihi : 14.5.2016 23:44

İLGİLİ HABERLER