Mars'tan Arap diyarına 4 kiloluk astroit düştü

Mars'tan Arap diyarına bir ziyaretçinin yolculuğu!

7 Ekim 2008 şafağında, uzaydan gelen bir ziyaretçi Dünya'ya çarpmadan önce gözlemlenip takip edilen ilk kişi oldu. Bu uzay aracının son durağı, 6 No'lu Tren İstasyonu yakınlarındaki Sudan oldu.

Pixabay / 9866112

Bu cisim, 6 Ekim 2009'da şafak vakti, Arizona'nın Tucson kenti yakınlarındaki Mount Lemmon Gözlemevi tarafından keşfedildi. Ertesi sabah, Dünya hava sahasını ihlal etti ve Wadi Halfa ile Hartum'u birbirine bağlayan 6 numaralı tren istasyonunun yakınında, Nubian Çölü üzerindeki gökyüzünde parçalandı.

Asteroit, Sudan semalarında yaklaşık 4 metre çapında devasa bir kayaya dönüştükten sonra, parçaları 6 No'lu Tren İstasyonu yakınlarındaki bölgeye dağıldı. Daha sonra toplanan bu parçalara "Altıncı İstasyon Parçaları" adı verildi.

Uzay kayasının kalıntıları incelendiğinde, yaklaşık %70 oranında ureilit adı verilen nadir bir taşsı meteorit türü içerdiği tespit edildi. Ayrıca, mevcut verileri kullanan gökbilimciler, "Al-Mahta No. 6" meteoritini Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağında bulunan bir "F tipi asteroit" sınıfına bağlayabildiler.

Gökbilimciler, bu uzaylı ziyaretçinin Dünya'ya gelişinin, Dünya gezegeninin doğanın gücü karşısında ne kadar savunmasız olduğunu gösterdiğini belirtiyor.

7 Ekim 2008'de Sudan semalarında patlayan asteroitin enerjisinin 1 ila 2 kiloton TNT'ye eşdeğer olduğu ve Dünya atmosferine saniyede 15 kilometre hızla girdiği tahmin ediliyor.

 İlginçtir ki, şu anda Air France tarafından işletilen bir KLM Hollanda uçağının mürettebatı, o sırada asteroitin çarpma alanının 1.400 kilometre batısında uçuyordu ve kısa süreli, parlak bir parlama gördüklerini bildirdi.

Gökbilimcilerin hesaplamalarına göre, böyle bir olay Dünya'nın bazı bölgelerinde birkaç ayda bir meydana gelerek nadir görülen bir durum değil. Ancak, 7 Ekim 2008'de Sudan semalarında meydana gelen olay, Dünyalıların bir asteroit çarpışması konusunda ilk kez önceden uyarılmasıyla öne çıkan, eşi benzeri görülmemiş bir tarihi olaydı.

Çarpışmadan önce bilim insanları Dünya için önemli bir tehdit tespit etmemişti. Peki ya devasa bir asteroit tespit edilseydi, düşüşü Dünya'daki tüm yaşam için bir tehdit oluşturur muydu?

Bilim insanları ve uzmanlar, büyük asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların Dünya'ya çarpmasını önlemek için nükleer patlamalar, kinetik çarpışmalar, kütle çekimsel çekimler ve güneş yelkenleri gibi çeşitli teorik yaklaşımlar geliştirdiler. Seçilen yaklaşım, uzay cisminin boyutuna ve çarpmadan önce kalan süreye bağlıdır.

Bütün bu yöntemler arasında, ertelenmesi mümkün olmayan tehditler karşısında nükleer patlama ile tehlikeyi bertaraf etmek son çaredir.

Bu yöntem son derece tehlikelidir, çünkü nükleer patlamanın enerjisi asteroiti yok edebilir veya yörüngesini değiştirebilir. Parçalanabilir ve parçaları Dünya'ya düşerek feci sonuçlara yol açabilir.