CAN ATAKLI''NIN BUGÜN''DEKİ YAZISI:
MARTILAR NEDEN SÜREKLİ DENİZİN ÜZERİNDE UÇARLAR
Bugün gerçeğin her zaman sanıldığı gibi olmadığını anlatan bir hikâye yazacağım. Bundan yüzyıllar önce deniz aşırı, çok güzel bir ülke varmış. O ülkenin bir Kral''ı ve tabi ki bir de Prenses''i varmış. Prenses dünyalar güzeli bir kızmış. Prenses dolaşmak için saray muhafızları ile birlikte her gün sarayın dışına çıktığında, Kral''ın emri ile ona bakmak yasakmış. Halk onun dolaşmaya çıktığı ilan edildiğinde eğilir ve gözlerini kapatır, ya da evlerine kaçışırmış. Onu görmenin bedeli ölümle cezalandırılmakmış. Günlerden bir gün yine Prenses dolaşmak için çıktığında, fakir bir köylü delikanlı, iradesini yenememiş ve yavaşça başını kaldırıp prensese bakmış ve göz göze gelmişler. Fakir delikanlı, Prenses''e inanılmaz bir aşkla tutulmuş. Prenses de aynı duygulara sahipmiş. Günler geçmiş, Prenses, Fakir delikanlı''ya bir şey olmasın diye kendini saraya kapatmış. Fakir delikanlı ölümü göze alarak, gizlice sarayın bahçe duvarına tırmanmış ve Prenses ile bir kere daha göz göze gelmişler. Ama yakalanmış tabi. Kral''ın karşısına götürülen delikanlı, nasıl olsa ölümle cezalandırılacağını bildiğinden, Prenses''e duyduğu aşkını anlatmış. Kral ölüm emrini vereceği anda Prenses''in yalvarışlarına dayanamayarak Fakir delikanlı''yı sürgüne göndermiş. En uzaktaki bir adaya, bir fener yaptırmış ve Fakir delikanlı''yı da o adada tek başına yaşamaya mahkum etmiş. Aradan birkaç ay geçmesine rağmen Prenses''i unutamayan fakir delikanlı, Prenses''e olan aşkını kâğıtlara dökmüş ve martılara anlatmaya başlamış. Bütün martılar Fakir delikanlı''nın prensese olan aşkından haberdarmış. Sonunda martılar bile Fakir delikanlı''yı anlamış ve yazdığı mektupları Prenses''e götürmeye başlamışlar. Prenses ile Fakir delikanlı''nın aşkları, martılar aracılığı iyice büyümüş. Prenses''in odasının penceresine ağzında bir mektupla konan bir martıyı Kral''ın görmesine dek sürmüş bu haberleşmeler. Korkulduğu gibi olmamış. Ağlayarak kızına sarılan Kral, hayvanlar bile bu aşkı anlarken, anlayamadığı için kendisinden utandığını söylemiş. Prenses''e hemen bir gemi göndertip fakir delikanlıyı getirtip kendisi ile evlendireceğini söylemiş. Buna çok mutlu olan prenses hemen Fakir delikanlı''ya bir mektup yazmış ve olanları anlatmış. Mektubu götürmek için bekleyen martıya da her şeyi anlatarak bütün martıları düğünlerine çağırmış. Buna çok sevinen martı mektubu bir an önce ıssız adaya götürmek için yola çıkmış. Tam yolu yarılamışken, yanından geçen bir kaç martı arkadaşına haber verip hepsinin düğüne davetli olduğunu söylemek için gagasını açtığında, mektubun düştüğünü fark etmiş. Tüm martılar, mektubu aramaya başlamışlar, fakat bir türlü bulamamışlar. Fakir delikanlı, Prenses''e yazdığı mektubu gönderecek bir tek martı bulamamış. Martılar, denizin üzerinde uçuyorlar ama yanına gelmiyorlarmış. Fakir delikanlı, Prenses''in kendisini unuttuğunu ya da istemediğini, martıların onun için gelmediğini düşünerek, kendisini kayaların üzerine atarak intihar etmiş. Kral''ın gemisi adaya geldiğinde delikanlının soğuk bedeni ile karşılaşmış. İşte o gün bugündür, denizler üzerinde uçan martılar o mektubu ararlar. O mektubu bularak o inanılmaz sevgiyi ve her şeyi geri getireceklerini sanırlar.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:03