
MECLİS LOJMANLARI YIKIMINA İTİRAZ
Yıkımı süren TBMM lojmanlarının mimarı Behruz Çinici, lojmanların kültür varlığı olarak tescil edilmesi için Ankara Mimarlar Odası aracılığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurdu.Çinici, ''Bunların hepsi bir akıl. Kültür varlığı olarak tescil vermeyeceklerini biliyorum. Bu da bana tazminat hakkı doğuruyor. 3 gün içinde mahkemeye başvuracağım'' dedi.
Bir dönem kentsel planlama, şehircilik konusunda başbakan danışmanlığı yapan ve büyükelçilik unvanı da bulunan Çinici, ''Para peşinde değilim. Ama, benden sonraki mimarlara, telif haklarının korunması konusunda bir dava armağan etmek istiyorum'' dedi.
Yeni bir konut projesi uygulanmak amacıyla yıkım çalışmaları süren TBMM lojmanlarının gerek ihalesi, gerekse telif hakları ile ilgili tartışmalar sürüyor.
Lojmanların Toplu Konut İdaresine (TOKİ) devrinden sonra hasılat paylaşımı yöntemi ile yapılan ihaleyi kazanan MESA-Aktürk-Emlak Pazarlama Konsorsiyumu, lojmanların yıkımına başladı. Lojmanların mimarı Behruz Çinici, eserinin korunması konusunda girişim başlatırken, TOKİ yetkilileri, binaların inşaat ve iskan ruhsatının bile olmadığını ileri sürüyorlar.
Yıkım ruhsatı alındığını ve ona göre yıkımın başlatıldığını bildiren yetkililer, ''Madem bu binalar kültür varlığı niteliğinde, ihaleler yapılana, yıkım aşamasına gelene kadar neden başvuru olmadı. Başvuru yapılması için ihalelerin sonuçlanması, ortaya firmaların çıkması beklendi'' diye sordu.
Binaların antik bir değerinin olmadığını ifade eden yetkililer, ''Mimari değeri konusunda da 5 yıl öncesine kadar tescil yaptırılabilirdi. Bu durumda, eskiyen hiç bir binanın yıkılmaması lazım'' dedi.
Bölgenin imar planı bulunduğu, yıkım izni ve ruhsatının alındığı ve yıkım işlemlerinin 1 ayda tamamlanmasının öngörüldüğü kaydedildi.
60-70 TANESİ YIKILARAK, YENİ PROJE UYGULANABİLİR
Lojmanların mimarı Behruz Çinici ise binaların inşaat ve iskan ruhsatının olmadığı yönündeki iddianın doğru olmadığını belirtirken, ''Kaldı ki binanın iskan ruhsatının olmaması bir mimarı ilgilendirmez. Bu proje bana, dönemin Meclis Başkanı tarafından sipariş edildi ve özellikle eski Türk evlerine, sokaklarına benzetilmesi istendi. Konutlardan, çok çocuklu Güneydoğu-Doğu milletvekilleri dışında, oturan bütün milletvekilleri memnundu'' dedi.
Lojmanların kültür varlığı olarak tescil edilmesi için bir ay önce Ankara Mimarlar Odası aracılığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurduğunu bildirirken, şöyle devam etti:
''Bunların hepsi aynı akıl olduğu için, muhtemelen olumsuz yanıt gelecek. Bu da bize başka türlü bir tazminat yolu açacak. Ben de kanunların bize verdiği haklar içinde TOKİ ve ihaleyi kazanan konsorsiyum aleyhine mahkemeye vermenin eşiğindeyim. Protestolarımız çekildi. 3 gün içinde mahkemeyi açıyoruz.'' ''Projeye karşı bu kadar vandalistçe bir tutum beklemediği için'' şimdiye kadar projenin tescili için başvurmadığını ileri süren Çinici, ''Bu, rant avcılarının vandalizmi. Devlete yakışmayan spekülasyon. Orada 20 yıl içinde teşkil eden bir ciğer, şimdi yok ediliyor'' diye konuştu.
Mahkemeye başvurmaktaki amacının ''para kazanmak'' olmadığı bildiren Çinici, ''ama benden sonraki mimarlara, telif haklarının korunması konusunda bir dava armağan etmek istiyorum'' dedi.
''TBMM lojmanları konusunda genç bir komisyoncunun Maliye Bakanlığının aklına girdiğini'', bu kişinin lojmanları ticarethaneye çevirerek satmayı öngördüğünü anlatan Çinici, bu aşamada konutların satışı için kendisinden 3 kez yardım istendiğini, ''eserin kurtarılması için'' bu desteği verdiğini kaydetti. Önce garaj kapılarının vitrine dönüştürülmesinin öngörüldüğünü, ardından bazı yerlere 50-100 metrekarelik ilaveler yapıldığını kaydeden Çinici, o zaman bu konutların ev olarak satışa çıkarılması halinde, tanesi 350-400 bin dolardan satılabileceğini öne sürdü.
Lojmanlarda ısı-ses yalıtımı ile ilgili sorunlar bulunduğunu, ancak o zamanki inşaat malzemeleri ile şimdiki inşaat kalitesini karşılaştırmanın yanlış olduğunu ifade eden Çinici, o zaman inşaatta kullanılan malzemelerin kendisinin de içine sinmediğini, bugünkü malzemeler ile binaların relöve edilmesi halinde, tanesi en az 500 bin dolara satılabileceğini söyledi.
TOKİ'nin her yeri ''sabun kalıbı gibi beton kutular'' ile donattığını, bunun kent mimarisi açısından bir özellik getirmediğini öne süren Çinici, kent dokusunun korunmasının önemine işaret ederek, lojmanlardan 60-70 tanesini yıkarak, 40 katlı 6-7 tane bloklar ile yeni proje ile öngörülen yoğunluğu sağlamanın mümkün olduğunu vurguladı.
Türkiye'de ''kentsel dönüşüm'' adı altında mimari dramlar yaşandığını, kent kimliğinin yok edildiğini öne süren Çinici, ''Manav, eczacı belediye başkanları başımıza şehirci kesildi. İstanbul'un dönüşümü adı altında projeler yabancı mimarlara peşkeş çekiliyor. Kentin ortasında zincirlerin ortasından sular akıtılıyor. (İdrar söktürücü yollar) diyorum ben onlara'' diye konuştu.
''GERÇEKÇİ BEYAN DÖNEMİNİ BAŞLATACAĞIM''
Telif ve eserin korunması konusuna TMMOB'un sahip çıkmamasını da eleştiren Çinici, Türkiye'de kent plancılığı değil imar plancılığı yapıldığını söyledi. Çinici, kentsel planların bölgesel, bölgesel planların ülkesel, ülkesel planların da dünyadaki gelişmeler dikkate alınarak yapılmaması halinde sorunların çözülemeyeceğini vurguladı.
Emlak analizi yapılmadığını, belediyelerin düşük emlak değerleri ile devleti zarara uğrattığını, en iyi yerlerdeki dairelerin 7-30 bin YTL olarak gösterildiğini anlatan Çinici, ''emlak değerlerinin gerçekçi düzeye çekilmesi konusunda'' da bir fitili ateşleyeceğini bildirdi.
Behruz Çinici, ''İran Caddesindeki evimi 600 bin dolara satıyorum. Bunu gerçek değerinden beyan edip, İran Caddesindeki herkesin başını belaya sokacağım. Gelecek yıldan itibaren herkes gerçekçi değerlerle beyan vermek zorunda kalacak. Ben bu çiviyi oynatacağım'' diye konuştu.
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 21:45