İthal ikameli yazarlar!
NASIL ki; ''Delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu'' denilmiş, medyadaki bozulma da, yozlaşma da ''İthal ikameli'' yazarların istihdamı ile başladı...
Bisiklet kullanacak kişide bile ehliyet aranırken, gazete köşeleri ulufe gibi dağıtıldı...
Muhabirlik yapmamış, haber kovalamamış, bir habere başlık bulmak için beyin teri akıtmamış, bir gelişme için günlerce yazı işleri odalarında sabahlamamış birçok isme sayfalar açıldı...
*
SONUÇ mu?
Karnı aç milyonlara, ay başını bulamayan bu halka; ''Aşk''ı yazanlar, 5 bin metre yükseklikteki seksi anlatanlar, adı ''Penis'' yazarına çıkanlar, Kleopatra hamamında genç kızlar tarafından nasıl yıkandığını kaleme alanlar, kimin kiminle ''Seviyeli birliktelik'' içinde olduğunu duyuranlar, dün akşam yediği portakallı ördeğin nefasetini sıralayanlar peydahlandı...
Sözün özü; medya halktan koptu, yabancılaştı...
*
EROL Simavi'nin ''Hürriyet''inde, bırakın 5 bin metre yükseklikte yapılan seksin faziletlerini anlatmayı, ''Bu gazete eve giriyor'' gerekçesini boş verip seks kelimesini bile köşesinde kullananlar var mıydı?
Ya da Malik Yolaçın ''Akşam''ında, ''Ben penis yazarıyım'' diye övünenler çıkar mıydı?
Ercüment Karacan'ın ''Milliyet''inde, köşe yazarları, evliliğin aşkı bitirdiğini, evli çiftlerin birbirini aldatmasının doğal karşılanması gerektiği yazar mıydı?
Dinç Bilgin'in ''Yeni Asır'' ile ''Sabah''ında, bir köşe yazarı genelevde başına gelenleri köşe yazısı olarak karalar mıydı?
*
PEKİ ne değişti de gazetelerin bırakın içeriklerini, köşeleri bu hale geldi?
Söyleyelim; gazeteler plazalara yerleşti ve meslek ''Yuppi''lerin eline geçti...
Değer yargıları halkla örtüşmeyenler, yaşam tarzları halkı hakir görecek boyuta erişenler, iş takip edip patronunun cömertliğinden nasiplenenler ve kendilerini farklı görüp, göstermeyi marifet olarak görenler gazetelerin köşelerine yerleşti...
*
SONUÇ MU; gazetecilik mesleği itibar yitirdi, toplum her haberin, her yorumun arkasında çıkar ilişkisi arar hale getirildi...
-------------------------------------------------------------
Suçüstü!
HÜRRİYET'teki köşesinde, Köy-Tür Tavukçuluk Şirketi'nin zorda olduğunu ve batacağını yazan, haklı olduğunu kanıtlamak için ''Doğru değilse Irak'a canlı kalkan olayım'' diyerek inanılmaz bir edebi cümle karalayan Ali Atıf Bir'in, rakip tavukçuluk şirketi Banvit'in internet ortamında yayın yapan web sitesinde yazar olduğu ortaya çıktı...
*
ALİ Atıf Bir, Köy-Tür'le ilgili iddialarında haklı olabilir... Köy-Tür zor durumda bulunabilir ve hatta iflas noktasına da gelmiş olabilir...
Ama; bu iddialar ve satırlar Hürriyet'in bağımsız ve bağlantısınız köşe yazarı Bir'e ait olsa su götürür, kamuoyunu aydınlatma amacını güttüğü varsayımı ile kabullenilir...
Ama Ali Atıf Bir, Köy-Tür'ün rakibi Banvit'in de yazarı olduğu için, okur şüphelenir...
*
SÖZÜN kısası; köşesinde şirketleri yargılayan, yüzmilyarlar harcanan reklam kampanyalarını gerektiğinde yerden yere vuran Ali Atif Bir'in bu yazısı yasal açıdan suç olmayabilir...
Ama Bir'in bundan sonra yazacaklarına kim inanabilir?
Hürriyet'in okurları, reklam verenleri Bir'in tarafsız, bağlantısız eleştirilerde bulunduğuna inanır mı?
Ya da her eleştirisinden sonra, ''Bunun altında bir şey var mı?'' diyerek internet ortamında turlar mı? (Erdal Bilallar/ Star)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:26