MEDYAYI FONLAMA HİKAYESİ VE GÖZDEN KAÇAN 'DEBKA FİLE' HABERİ

KAYNAK : Haber Kaynağı Medyanın satılması Yeni bir hükümetin sıkıntıya düştüğünün, işlerin altından kalkmakta zorlanmaya başladığının en iyi belirtisi medyaya karşı eleştiri kampanyası açmasıdır. Kötü haber getiren habercilerin öldürülmesi tarihin derinliklerinde kalmış olsa da, çirkin görüntü veren aynanın taşlanması günümüzde çok rastlanan bir olaydır. Bu ayna da medyadır. Bu hafta, AKP iktidarının işte bu belirtinin ortaya çıktığı hafta olarak bir kenara kaydedilebilir. Önce, bazı medya kuruluşlarının ve kalemlerin ABD'nin Irak savaşını kabul ettirmek için açtığı iddia edilen 200 milyon dolarlık kampanya çerçevesinde satıldığı haberi Başbakan Abdullah Gül kaynak gösterilerek etrafa yayıldı. Başbakan Gül sonradan böyle bir şey söylemediğini açıkladı ama 200 milyon dolarlık satış hikâyesi hâlâ dillerde dolaşıyor... Daha sonra, AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan da ta Çin'den bu tartışmaya katıldı ve ''Bir kısım medya yayınlarıyla savaşa çanak tutuyor'' dedi. Sanki Erdoğan bu konuda net bir tutum sergilemiş. Sanki daha birkaç ay önce Washington'a kadar gidip Başkan Bush'a Irak'ın kitle imha silahlarının büyük tehlike yarattığını, bu durumun mutlaka düzeltilmesi gerektiğini, Türkiye'nin stratejik müttefiki ABD'ye geniş kapsamlı destek vereceğini söyleyen, vaatkar tutumuyla ABD yönetimine cesaret veren kendisi değilmiş! Politikacılar unutunca medya hatırlatıyor! Tozun dumana karıştığı, çeşitli psikolojik savaş yöntemlerinin at oynattığı, tüm bilgilere dikkatle ve ihtiyatla yaklaşmamız gereken günlerdeyiz. Dezenformasyonun bini bir para. Evet, ABD Irak savaşını başka halklara satmakta zorluk çekiyor, ama 200 milyon dolarlık hikâye de büyük bir olasılıkla Türk medyalarının inandırıcılığını yıpratmaya yönelik bir dezenformasyon. Tıpkı bunun tam zıddı olan 'Saddam parayı bastırıp Türkiye'yi nötralize etti' haberi gibi. İsrail istihbarat çevrelerine yakın olduğu öne sürülen 'Debka file' adlı internet sitesinde üç gün önce yayımlanan 'Ankara ve Pyongyang'da Şark Pazarları' başlıklı haberde Türk başbakanının Ortadoğu ülkelerine yaptığı gezide savaşa girmeme karşılığında açık açık para pazarlığı yaptığı öne sürülüyordu. Habere göre, Türkiye'nin savaşa destek olmamasına karşılık Suudi Arabistan ve İran Türkiye'ye parasal yardım vaadinde bulunmuş, ABD'nin önerdiği 4-6 milyar dolar yardımı haydi haydi karşılayacaklarını söylemişlerdi. 'Debka file'ın iddiasına göre, Saddam da Türkiye'ye kasanın ağzını açmaya hazırdı. Tıpkı ABD'ye karşı diklenmesi için Kuzey Kore'ye açtığı gibi! Ciddi ciddi yazılmış olmasına rağmen dezenformasyon olduğu hemen anlaşılabilecek bu haber haklı olarak bizim medyada hiç rağbet görmedi. Buna karşılık AKP yanlısı gazete ve televizyonlar Türk medyasının 200 milyon dolara satıldığı haberinin üzerine hemen atladılar. Acaba niye? Şunu unutmayalım: Mademki Saddam'ın parasından söz edilmeye başlandı, bu site ya da başkaları Türkiye'de Irak'la savaşa karşı çıkan medya çevrelerinin Saddam'dan para aldıklarını iddia edebilirler, edeceklerdir. O zaman karşı karşıya kalacağımız acı tabloyu düşünün: ABD'den para alan savaş yanlılarına mı inanacağız, yoksa Irak'tan ya da Suudi Arabistan'dan para alan savaş karşıtlarına mı? Savaşın tarafı olan ülkeler, silaha bu kadar para harcarken, elbette işin psikolojik cephesine de para ayıracaklardır. Ancak ben, içlerinde tek tük satılık adamlar olsa da, Türk medya mensuplarının büyük çoğunluğunun kendisini satışa çıkaracak kadar alçalabileceğine inanmıyorum. Kara koyunlar hemen göze çarpacaktır. Dahası var: AKP hükümette değil mi? Devletin tüm istihbarat birimleri emrinde olan AKP iktidarının, para karşılığı hükümeti savaşa kışkırtanları tespit ve ifşa etmesi gerekmez mi? Bunu yapmazsa, bu konuda da görevini yerine getirememiş sayılmaz mı? Benim tavsiyem, ama dikkatli olun, hiçbir enformasyonu sorgulamadan kabul etmeyin. Hele ilk bakışta çok cazip görünenleri. Yoksa hem kendinizi hem de başkalarını yanıltmış olursunuz. Bu hafta birilerinin yaptığı gibi! (Haluk Şahin/ Radikal) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:09