
MEHMET YILMAZ'DAN, VAKİT'E ZOR SORU: İSLAM'LA, YALAN YAN YANA GELEBİLİR Mİ?
MEHMET YILMAZ-HÜRRİYET
Yalancılık ’siyasal İslam’ın temel ilkesi
ASLINA bakarsanız "yalan" ile İslam ve Müslüman kelimelerinin yan yana gelmesi bir oksimoron olabilir.
Çünkü çocuklar bile bilir ki gerçekten inanmış bir Müslüman için yalan söylemek, ağır bir günahtır ve Müslüman bunu yapmaktan kaçınır.
Ancak iş İslam dinini siyasi amaçlara alet etmek, dini kullanarak iktidarı ele geçirmek olunca yalan söylemek sıradan bir durum olabiliyor. Siyasal İslam, yalanı bir silah olarak kullanmakta bir sakınca görmüyor.
Vakit Gazetesi, bunun en çarpıcı örneklerini her gün veriyor.
İlhan Selçuk’un gece yarısı evi basılarak gözaltına alınmasını eleştirmiştim, hatırlayacaksınız.
Vakit Gazetesi buna çok kızmış.
"Merve Kavakçı’nın evi gece yarısı basıldığında alkış tutmuşlardı" diye yazıyor.
O günleri gayet iyi hatırlıyorum. Radikal’in Genel Yayın Yönetmeni idim. Ve bugün İlhan Selçuk’a yapılanları eleştirenlerin hemen hepsi, Merve Kavakçı’nın evinin bir gece yarısı basılmasına da itiraz etmişlerdi.
Vakit’in "alkış tutanlar" listesinde benim de adım geçiyor.
Yalanlarının yüzlerine vurulması onları etkilemiyor biliyorum ama bu yalanlara inanan saf vatandaşlarımız olabilir.
İnternette Radikal’in "eski sayılar" bölümüne girip, 1999 yılını seçtikten sonra, 20 Ekim 1999 tarihli "İşaret fişeği" başlıklı yazımı okuyabilirsiniz. (Merve Kavakçı’nın evi 19 Ekim 1999 gece yarısı basılmıştı.)
Şunu söylemeliyim: Bugün AKP’nin icraatının laik demokrasiyi tehlikeye düşürdüğünü düşünüyorum, onun için demokrasiyi savunuyorum. Dün de savunduğum şey demokrasiydi, bugün de!
Sorun, siyasal İslamcıların her dönemde işlerine gelen şeyi savunan ilkesizler olmalarında. "Takiye" kavramı bizim sözlüğümüzde yok, bunu onlardan öğrendik!