Ekonomi
  • 9.6.2010 16:36

MEMURA 4 İKRAMİYE GELİYOR

Kamuda üst düzey yöneticilere özel sektörden atama yapılmasının önü de açılıyor. Yeni düzenlemeler içerisinde sendikalı memurlara yılda 4 defa verilecek olan toplu görüşme ikramiyesi de dikkat çekiyor.

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik öngören 23 maddelik kanun tasarısının bugün TBMM’ye gönderileceğini bildirdi.
Başbakanlık’ta konuya ilişkin bir toplantı düzenleyen Yazıcı, tasarı ile 1965 yılında çıkarılan, ancak daha sonraki yıllarda kısmi değişikliklere tabi tutulan Devlet Memurları Kanunu’nda yeni düzenlemelere gidileceğini söyledi.
Kamu çalışanlarının yüzde 62’sini devlet memurlarının oluşturduğunu belirten Yazıcı, halen devlette çalışan 1 milyon 769 bin 730 memurun yüzde 66’sının erkek, yüzde 34’ünün ise kadın olduğunu söyledi. Memurların 244 bin 500’ünün merkezde, 1 milyon 517 bin 359’unun ise taşrada istihdam edildiğini kaydeden Bakan Yazıcı, memurların 13 bin 175’inin de kariyer uzmanı ve uzman yardımcısı olarak görev yaptığını bildirdi.
Diğer çalışanlarla birlikte kamuda istihdam edilen personel sayısının 2 milyon 824 bin 430’a ulaştığını ifade eden Yazıcı, günümüzde en düşük memur maaşının 1254 lira en yüksek maaşın 5789 lira, ortalama maaşın da 1529 lira olduğunu vurguladı.

TASARI NE GETİRİYOR?

Devlet Bakanı Yazıcı daha sonra Devlet Memurları Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı hakkında bilgi verdi.
Bakan Yazıcı, hamile memurların çalışma şartlarını yeniden düzenleyen tasarı ile babalık, özür ve refakat izninin uygulamaya konulacağını, emeklilik ve ölüm izninde alanın genişletileceğini, disiplin cezalarının yeni esaslara bağlanacağını, disiplin sisteminin de yeniden düzenleneceğini söyledi.
Mevcut sicil sistemini yürürlükten kaldıracak yeni tasarının amirlerin yanı sıra vatandaşa fiili saldırıda bulunan devlet memurlarının da memuriyetten ihracını öngördüğünü bildirdi.
Yazıcı, yeni düzenleme ile kamu yönetiminde müsteşar, başkan, genel müdür gibi üst düzey yönetim kadrolarında özel sektördeki nitelikli personelin çalıştırılmasının da önünün açıldığını kaydetti.
Kariyer uzman yardımcılığındaki düzenlemeler ile de uzman yardımcıları arasındaki ücret farklılıklarının hemen, uzmanlar arasındaki ücret farklılıklarının ise 3 yıllık geçiş süresinde ortadan kaldırılacağını söyledi.

MEMURLARA BABALIK İZNİ

-Hamile memurların çalışma şartları yeniden düzenleniyor: Kadın memurlara, hamileliklerinin 24’üncü haftasından itibaren ve doğumdan ya da tabip raporuna dayalı olarak daha önceki süreler ve doğumdan sonraki 1 yıl süreyle, gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmemesi öngörülüyor.
Önceki yıllarda Başbakanlık Genelgeleri ile düzenlenen bu konu, tasarı ile güvence altına alınıyor.
-Babalık izni: Kadın memurların çocukların bakımı için, en kritik dönemi teşkil eden 0-2 yaş döneminde, 24 aya kadar aylıksız izin alabilmeleri hükme bağlanıyor. Ayrıca çeşitli sebeplerle annenin bu izni kullanamadığı durumlarda, çocuğu dünyaya gelen erkek memura da, doğum sonrası 24 aya kadar izin verilmesi imkanı sağlanıyor.
Mevcut uygulamada, erkek memura eşinin doğum yapması nedeniyle verilen 3 günlük mazeret izni, babalık izni adı altında yeniden düzenleniyor ve izin süresi 10 güne çıkarılıyor.
-Memur babaya özür izni: Doğum esnasında veya doğumdan sonra annenin ölümü halinde, çocuğun bakımı ile ilgilenmesi amacıyla memur olan babaya da anne için öngörülen süreler kadar ücretli ve ücretsiz izin geliyor.
-Çocuk yardımındaki sınır kalkıyor: Daha önce 2 çocukla sınırlandırılmış olan ve 2010 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 2’nin üstündeki çocuklar için de verilmesine başlanan çocuk yardımı, tasarı ile kalıcı hale getiriliyor. Halen 700 bin çalışan aile yardımı, 2 milyon 400 bin çocuğa da çocuk yardımı ödeniyor.
-Refakat izni: Devlet memurlarının bakmakla mükellef olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek yakınlarının ağır bir kaza geçirmesi ya da önemli bir hastalığa yakalanmış olmaları hallerinde 3 aya kadar aylıklı refakat iznine imkan tanınıyor. Gerektiğinde bu sürenin 1 katına kadar uzatılabileceği belirtiliyor.

EMEKLİLERİN HARCIRAH ARTIŞI

-Emeklilikte ödenen harcırahlardaki artış: Toplu görüşmelerde, 500 lira olan harcırahın 750 liraya çıkarılması kararlaştırılmıştı. Tasarı ile bunun yasal dayanağı oluşturuldu. Bu çerçevede emekli olan memura yüzde 50 fazlasıyla harcırah ödenecek. Bakan Yazıcı, bu yıl emekli olması beklenen 40 bin dolayındaki memura, yeni düzenlemedeki tutar üzerinden harcırah ödeneceğini bildirdi.
-Emeklilik ve ölüm izni alanı genişletiliyor: Toplu görüşmelerde mutabakat sağlanan bu konudaki düzenleme uyarınca da, aile yapısındaki değişim ve memurların memleketleri dışında Türkiye’nin değişik bölgelerinde görev yapmalarından dolayı ve memurlara evlilik ya da ölüm hallerinde verilen 5 günlük izin, memurun eşinin 1. derece akrabalarını da kapsayacak şekilde yeniden düzenleniyor ve izin süresi 7 güne çıkarılıyor.

KİT’LERDEKİ SÖZLEŞMELİYE DE SENDİKA ÜYELİĞİ HAKKI

-KİT Personeğline sendika hakkı: KİT Personel Rejimini Düzenleyen 399
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede sözleşmeli personelin sendikaya üye olamayacakları hükmü bulunuyordu. Tasarı, bu hükmü yürürlükten kaldırıyor.
-Toplu görüşme ödeneği: Sendika üyesi kamu görevlilerine Ocak, Nisan,
Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda 4 defa ödenen toplu görüşme ödeneği (ikramiyesi) tasarıya konuldu. Sendika üyesi memurlara verilen sendika üyeliği ikramiyesinin yıllık tutarı yaklaşık 122 lira.
-Kamu Personeli Bilgi Sistemi: Halen Devlet Personel Başkanlığınca 3 ay öncesine ilişkin tutulabilen personel bilgileri, güncel olarak kayıt altına alınacak ve kamunun elindeki insan gücünün profili görülebilecek. Yeni sistemle istatistikler üretilecek ve geleceğe dönük projeksiyonlar yapılabilecek.

DİSİPLİN MEKANİZMASI YENİLENİYOR

-Disiplin cezalarına itiraz mekanizması yeniden düzenleniyor: Mevcut uygulamada, uyarma ve kınama cezalarına karşı bir üst disiplin amirine, yoksa disiplin kurullarına itiraz edilebiliyor. Tasarı ile uyarma ve kınama cezalarına karşı sadece disiplin kuruluna itirazda bulunulacak.
Bakan Yazıcı, Disiplin Kurullarında memurların üyesi olduğu sendikalardan da temsilci olması nedeniyle, uyarma ve kınama cezalarına karşı itiraz müessesesinin düzenleme ile daha etkin hale geleceğini söyledi.
-Devlet memurlarının disiplin sistemi yeniden düzenleniyor: Mevcut sistem, memurun yönetime karşı hata ve suçlarını ön planda tutarken, yeni düzenleme ile vatandaşa karşı hatalı uygulamalardaki yaptırımlar da etkinleştiriliyor.
Yeni düzenleme ile:
.İş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak, fiili uyarma cezası yerine, aylıktan kesme cezası kapsamına alınıyor.
.İş sahiplerine karşı kötü muamelede bulunma fiili, kınama cezası yerine, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası kapsamına sokuluyor.
.İş sahiplerine söz veya hakaretle sataşmak fiili, kınama yerine kademe ilerlemesinin durdurulması cezası kapsamına dahil ediliyor.
.Vatandaşa fiili saldırıda da memura kademe ilerlemesi yerine amire fiili saldırıda olduğu gibi memuriyetten ihraç cezası getiriliyor.
.İkamet ettiği ilin hudutlarını izinsiz terk etmek, toplu müracaat veya şikayette bulunmak ve yasaklanmış her türlü yayını görev mahallinde bulundurmak fiilleri, disiplin cezası gerektiren fiiller kapsamından çıkartılıyor.

SİCİL SİSTEMİNE SON

-Sicil sistemi yürürlükten kaldırılıyor: Bakan Yazıcı, yıllardır süren uygulamaların, devlet memurları için gizli sicil raporu doldurulması suretiyle başarı ve başarısızlık tespitinin mümkün olmadığını gösterdiğini söyledi. Sicil sisteminin zaman içinde işlevini yitirdiğini belirten Yazıcı, şöyle devam etti:
“KİT’lerde çalışan memurlar da dahil her yıl 1 milyon 776 bin 412 personelle ilgili sicil raporları dolduruluyor. Bir personel için en az 2 sicim amiri tarafından işlem yapıldığı düşünüldüğünde, yaklaşık 4 milyon işlem yapılıyor. Bu sayıya mahalli idareler dahil edildiğinde sayı daha da yükseliyor. Mevcut sicil sisteminde, personelin hizmete yönelik verimliliği, performansı, gelişimi değerlendirilmiyor, daha çok kişisel özellikler değerlendirmeye alınıyor. Değerlendirme kriterleri de, soyut ve subjektif. Değerlendirme, kamu personelinin hizmete dönük yönlerini de kapsamıyor.
Yapılan düzenleme ile rutin ve istenilen sonuçları vermeyen sicil sistemi kaldırılıyor. Mevcut sistem kaldırılırken, isteyen kamu kurumlarının yürütmekte oldukları hizmetlerin ve istihdam ettikleri personelin özelliklerine göre somut, ölçülebilir, veriye dayalı, hizmet üretim kalitesi, etkinlik, verimlilik, kendini geliştirme, hedef odaklı çalışma gibi kriterleri içeren bilimsel ve çağdaş personel başarı ölçüm ve değerlendirme düzenlemelerini yapabilmelerine de imkan sağlanıyor.

ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞANLARINA KAMU ÜST YÖNETİMDE İSTİHDAM OLANAĞI
-Üst yönetimde yeni bir yaklaşıma gidiliyor. Kamuda müsteşar, başkan, genel müdür gibi bazı üst yönetici kadrolarında, özel sektörde çalışmış nitelikli personelin de istihdam edilmesinin önü açılıyor.
Düzenleme ile bazı üst yönetim görevlerine atanacakların özel sektördeki görev sürelerinin de kamuda geçmiş gibi değerlendirilmesi öngörülüyor.
Bakan Yazıcı, “Bu uygulama, kurumsal liderliği ve sorumluluğu taşıyan üst yönetime zenginlik ve dinamizm getirecek. Kamu sektörü ve özel sektör, birbirini daha yakından tanıyacak, 2 sektör arasındaki yüksek duvarlar kalkacak” dedi.

KARİYER UZMANLIK SİSTEMİ

-Kariyer uzman ve uzman yardımcılarının durumları yeniden düzenleniyor:
Kamu kuruluşlarında halen 13 bin 175 adet kariyer uzman ve uzman yardımcısı istihdam ediliyor. Bunlar, toplam memurların yüzde 0,7’sini meydana getiriyor. Bakan Yazıcı, kamudaki uzman personel sayısının son derece yetersiz olduğunu, kurumlar arasındaki dağılımda da dengesizlikler bulunduğunu ifade etti.
Halen kariyer uzmanları arasındaki ücret, çalışma şartları ve stütü farklılıkları bulunduğunu belirten Devlet Bakanı Yazıcı, şu açıklamayı yaptı:
“Örneğin kariyer uzman olduğu halde 1.660 lira ücret alan uzman yanında, 5.000 lira ücret alan uzman da bulunuyor. Aynı şekilde kariyer uzmanlar arasında emekli olduklarında bağlanacak emekli aylığında da büyük farklar bulunuyor. Tasarı ile bu durum eşitleniyor ve ücret, çalışma ortamı ve statüler arasında adalet sağlanıyor. Tasarının yasalaşması halinde, 3.100 uzman ve uyman yardımcısının mali haklarında önemli iyileştirmeler yapılacak.
Kariyer uzmanları, KPSSK’de en az yüzde 1’lik dilime girmiş üniversite mezunları arasından seçilecek. Bunlar, mesleklerinde 3 yıllık yetişme dönemine tabi tutulacak ve niteliklerine uygun ücret alacak.
Kamu idarelerinde bu kapsamda ilave olarak 1.140 uzman, 2.540 uzman yardımcısı istihdamı sağlanacak.
Tasarının yürürlüğe girmesiyle birlikte uzman yardımcıları arasındaki ücret farklılıkları hemen ortadan kalkacak ve ücretler aynı düzeye gelecek. Uzmanların ücret farklılıkları ise 3 yıllık geçiş sürecindeki planlama ile eşit hale gelecek. Kazanılmış haklara dokunulmayacak. Daha önce herhangi bir kamu kuruluşunda uzman olarak çalışan, yüksek maaşlı çalışma sürdüren kişinin o durumu devam edecek.
Yeni düzenleme, kamu idarelerinin merkez yapıları içindeki uzmanları kapsayacak, taşrada çalışan uzmanlar bu kapsamda değerlendirilmeyecek.”

Devlet memurları kanunuyla ilgili tasarıya sendikalardan sert tepki

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, 657 sayılı devlet memurları kanununda yapılan değişiklikle ilgili olarak kamu çalışanlarının muhatap olduğu cezaların ağırlaştırıldığını vurgulayarak, kamu çalışanlarının işten atılmasının kolaylaştırıldığını ifade etti. KESK Genel Başkanı Sami Evren tasarının, siyasi kadrolaşmanın önünü açtığı gibi aynı zamanda da hükümetin kamuyu daha da siyasallaştırdığı yapılanma haline dönüştürdüğünü savunarak, “Otoriter rejimlerde bile gündeme getirilmeyenler bu Hükümet tarafından gündeme getiriliyor, son derece işlevsiz, anlamsız, baskıcı ve çalışanları yok sayıcı bir yasal düzenlemedir” dedi.

“ÖZEL SEKTÖRDEN ATAMA SİYASİ MENFAAT SAĞLAYABİLİR”

ANKA’nın sorularını yanıtlayan Akyıldız, kamu çalışanlarının muhatap olduğu cezaların ağırlaştırıldığına dikkat çekerek, kamu çalışanlarının işten atılmasının kolaylaştırıldığını kaydetti. Akyıldız, buna karşılık kamu çalışanlarına karşı taciz, saldırı olması durumunda bunlarla ilgili hiçbir değişikliğin yapılmadığını belirterek, açıkça kamu çalışanlarının sevilmediği bir görüntü sergilendiğini dile getirdi. Akyıldız sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kamu çalışanlarının tahsili, kıdemi, tayin terfi gibi yükselmesiyle ilgili hususlar değiştirilerek, ranta uğratılmakta, kariyer ve liyakat ilkeleri zayıflatılmaktadır. Memuriyete girişler tahsil ve liyakata bakılmaksızın, yönetici olma noktasına geldiğinde dışarıdan yönetici transfer imkanı verilmiştir. Bunun subjektif bir takım uygulamalara yol açabileceğini, siyasi bir takım menfaat sağlayabileceği ve kamu hizmeti sunumunun siyasileşebileceği gelişmelere yol açabileceği endişesini taşıyoruz.”

“TASARI HÜKÜMETİN KOZMİK ODASINDAN ÇIKMIŞ GİBİ”

Akyıldız, siyasi iradenin kamu çalışanlarını sevmediği bir görüntüyle karşı karşıya olduğunun altını çizerek, “Reform adı verdiler. Fakat her reform adını duyduğumuzda biz sıkıntı çekiyoruz, çünkü faturayı biz ödüyoruz” dedi. Akyıldız, Anayasa değişik paketiyle toplu sözleşme hakkının verileceği ifadelerinin ardından adeta bedel ödetildiğini savundu.
Akyıldız, bu güne kadar tasarının sendikalara verilmemesini eleştirerek, “Adeta Hükümetin kozmik odasında yapılan bir çalışmaymış gibi değerlendireceğimiz bir sonuç elde ediliyor” diye konuştu.
Akyıldız, Hükümeti de eleştirerek, demokrasi ve sosyal diyalog uygulamalarından tamamen uzaklaşılıp sosyal diyalog ilkesinin katledildiği bir şeklin ortaya çıktığını savunarak, Bakan Hayati Yazıcı’nın “Sendikalarla görüşecek misiniz?” sorusuna verdiği yanıtın kabul edilemez olduğunu belirtti. Akyıldız sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çalışanların geleceği ile ilgili karar alıyorsunuz. Sendikalarla görüşeceksiniz. Siyasi irade adeta sendikacılığı hiçe sayan bir tavır sergiliyor. Üzüntülerimizi ifade etmek istiyoruz. Grev yasağı getirilerek uluslararası sözleşmeler de hiçe sayılıyor. Hoş karşılamıyoruz ve bunun kabul edilebilir bir tasarı olmadığını ifade etmek istiyoruz”
Akyıldız, siyasi iradenin doğum izni gibi toplu görüşme sürecinde mutabık kalınan konuları kullanarak hoş olmayan bir atraksiyonla gerçekleştirildiğini belirterek, etik olmadığını vurguladı.

“TASARI KAMUNUN TASFİYİSİNİ HIZLANDIRMAK MAKSATLI”

KESK Genel Başkanı Sami Evren, tasarının arka planının 7-8 yıl öncesindeki Kamu yönetimi temel kanunu çerçevesinde gündeme getirildiğini ve bu Hükümetin döneminde de kamunun tasfiyesini hızlandırmak maksatlı ortaya atıldığını ifade etti.
ANKA’nın sorularını yanıtlayan Evren, halk açısından kamusal hizmetlerin paralı getirildiğini, kamuda hizmet üretenlerin de bu süreç içinde meclis yasa tasarısıyla güvencesizleştirildiğini kaydetti. Memurun iş güvencesinin ortadan kaldırılarak sözleşmeli personel haline getirilerek kamuda çalışanlarla ucuz işgücü piyasası yaratıldığını vurguladı. Evren sözlerine şöyle devam etti:
“Ucuz işgücü oluşunca kamusal hizmetler kar esasına göre çalışan şirkete dönüştürülmüyor. Toplumsal yarar esası gözetilmeden yeni düzenleme getiriyorlar. Bu son derece yanlış bir uygulamadır. Hem uluslararası sözleşmelere hem kamu için toplumsal yarar esası içermediği için taşeron firmalara peşkeş çekilmesini beraberinde getirecektir. Siyasi kadrolaşmanın önünü açtığı gibi aynı zamanda da hükümetin kamuyu daha da siyasallaştırdığı yapılanma haline dönüştürüyor. Kamusal hizmetler doğrudan siyasi iktidarın hizmeti haline gelecektir.”

“ÇALIŞANLAR TEHDİT EDİLİYOR, TEHDİT YASAL GÜVENCEYE ALINIYOR”

Düzenlemenin seçimlere bir yıl kala demokratik temayüllere de aykırı olduğunu savunan Evren, kamudaki tüm görevlilerin hükümete çalışacağı anlamına geldiğini belirtti. Evren, “Seçimler dahil bütün konularda Hükümet kendine özel çıkar sağlamanın peşinde anlamına gelir. Hizmet üretenler için anti demokratik uygulama ve yaptırım ortaya koyuyor” diye konuştu. Evren düzenlemenin çalışanları tehdit ettiğini ve tehdidin yasal güvenceye kavuşturulduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İş güvencisini ortadan kaldıracaksınız. Çalışma saatlerini kurumun kendisine bırakacaksınız. Bu çalışanı köle gibi algılayan zihniyeti çağrıştırmaktadır. Doğum izinin 3 günü 10 güne çıkarıyor ama doğacak olan çocuğun babasının iş güvencisini ortadan kaldırırsanız çalışma güvencesi olmayan bir babanın o çocuğa ne faydası olacak?”
Evren bütün sendikalarını, üyelerini ve kamu çalışanlarının bu tasarıya karşı birleşik mücadeleye davet ettiğini açıklayarak, yasa tasarısının hem kamusal alanı hem sendikal mücadeleyi boğmaya yönelik olduğunu söyledi. Evren, otoriter rejimlerde bile gündeme getirilmeyenlerin bu Hükümet tarafından gündeme getirildiğini savunarak, “Son derece işlevsiz, anlamsız, baskıcı ve çalışanları yok sayıcı bir yasal düzenlemedir” dedi.


Yazıcı: 4C ile ilgili herhangi bir çalışmamız yok

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, memurlara grev hakkı verilmesi konusunda, Türkiye’nin bu süreci aşama aşama kat ettiğini belirterek, “İnşallah daha sonraki süreçte grev hakkı da gündeme gelir. Onun için Anayasa değişikliği gerekiyor ama bu hakta statülerin de yeniden gözden geçirilmesi gerekir” dedi.
Devlet Bakanı Yazıcı, Başbakanlıkta düzenlediği basın toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, özel sektörden kamuya yönetici transferine ilişkin sorusu üzerine Yazıcı, özel sektörde çalışanların kamunun müsteşar, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük ve başkanlık düzeyinde istihdam edileceğini, sosyal haklar, emeklilik durumu bakımından özel sektörde çalıştıkları sürenin tamamının kamuda çalışmış gibi sayılacağını söyledi. Yazıcı, söz konusu görevlerde, kişinin atandığı yerde verilen ücret neyse onu alacağını, ücret bakımından farklılık olmayacağını, “özel sektörden gelene farklı ücret verilecek, maaşı yüksek olacak” diye birşey olmadığını söyledi.
Bakan Yazıcı, düzenlemeyle deneyimli, birikimli, kamuda etkin hizmet sağlayacağına inanılan insanların kamuda istihdamının yolunun açılacağını kaydetti.
“Özel sektörden gelen yöneticinin bazı haklardan yararlandırılması adına, bu yönetici 1 ay görevde kalıp sonra başkası getirilebilir mi?” sorusu üzerine Devlet Personel Başkanı Tekinarslan, kamuda mevcut üst yöneticiliğe atananların belli sürelerle bazı sosyal haklara ve emeklilik hakkına kavuşmasının cari olduğunu, bunun özel sektörden üst yönetime atanacaklar için de cari olmaya devam edeceğini söyledi.
Tekinarslan, kamuda üst yöneticilik görevinin maaş ve özlük hakları ön planda tutularak yapılabilecek bir görev olmadığını da ifade etti. Kamunun bir anda özel sektörden gelen insanlarla dolacağını düşünmediklerini belirten Tekinarslan, kamuda da çok başarılı yöneticiler bulunduğunu söyledi.

MEMURA GREV HAKKI VERİLMESİ

Bir gazetecinin, memura grev hakkı verilmesine ilişkin sorusu üzerine Yazıcı, bunun çok tartışılan bir konu olduğunu, sendikal hak tanınmışsa grevin o hakkın doğal sonucu olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin bu süreci aşama aşama kat ettiğini belirten Yazıcı, daha önce memur sendikalarının, toplu görüşmenin olmadığını, Anayasa değişiklikleri ile toplu görüşmeyi toplu sözleşmeye çevirdiklerini anlattı.
Yazıcı, “İnşallah daha sonraki süreçte grev hakkı da gündeme gelir onun için Anayasa değişikliği gerekiyor ama bu hakta statülerin de yeniden gözden geçirilmesi gerekir” dedi.
Memurların basına demeç vermesine ilişkin soru üzerine Yazıcı, düzenlemeyle fiilin cezasının değiştirildiğini kaydetti.

“4C İLE İLGİLİ HERHANGİ BİR ÇALIŞMAMIZ YOK”
“4C konusunda bu tasarıda bir çalışmanız var mı? Çalışmalar ne aşamada?” sorusu üzerine Yazıcı, şöyle konuştu:
“4C ile ilgili herhangi bir çalışmamız yok. 4C ile ilgili yapacağımız çalışmaları yaptık, daha önce sizlerle paylaştık. 657 sayılı kanunun 4A, B, C maddeleri var. Bunlara ilişkin düzenlemeler daha önce yaptığımız gibi yürürlükte. O kategoride talepte bulunanların yine o düzenlemelere göre yerleştirmesi yapılmaktadır. Bunun ötesinde herhangi düzenleme gündemimizde yoktur. Üzerinde baktık, çalıştık. Yeni bir düzenleme yapılmasının doğru olmayacağı sonucuna vardık. Mevcut düzenlemeyi koruyoruz. Bir taraftan yargıda o düzenlemeler, Anayasa Mahkemesine taşınmış. Anayasa Mahkemesi ne karar verir bilemeyiz. Anayasa Mahkemesi karar verdikten sonra bir boşluk doğarsa o zaman oturur değerlendiririz.”

KAMU HİZMETİNE SON VERİLMESİ

Bir gazetecinin, tasarıyla memuriyetten çıkarma işlemlerinin kolaylaştıracağı iddiaları olduğu sözleri üzerine Yazıcı, “(Kamu görevlilerinin kamu hizmetine çok kolay son verilmesi) kesinlikle bu tasarıda böyle bir amaç yok, onu sağlayacak bir düzenleme de yok” dedi.
Devleti bireye hizmet etmek için bireyin oluşturduğu bir kurum olarak gördüklerini belirten Yazıcı, oluşturduğu kurumun bireye en iyi hizmeti, en seri, etkin şekilde vermesinin devletin ve kamu görevlisinin görevi olduğunu kaydetti. Yazıcı, kamu görevlisinin de huzurlu, mutlu şekilde çalışmasının ondan beklenen üretkenliği sağlayacak ortam olduğunu, bu tasarıyla her iki hedefin de güçlendirilmesinin öngörüldüğünü söyledi.
Emeklilikte ödenen harcıraha ilişkin soru üzerine, bu yıl emekli olacak memurların Bütçe Kanunu’na göre yolluklarını alacaklarını hatırlatan Yazıcı, bu konuda çalışma yapılmadığı takdirde emeklilerin gelecek yıl bu yolluğu almalarına ilişkin düzenleme olmadığını, yaptıkları düzenleme ile bütçe kanunlarına gerek kalmadan yollukların ödeneceğini kaydetti.
Uzman alımına ilişkin bir soru üzerine Yazıcı, yaptıkları düzenleme ile KPSS’de yüzde 1’lik dilime girenlerin büyük ihtimalle uzmanlığa başvuracağını, tasarıda genel kriterlerin düzenlendiğini, her kamu idaresinin uzman istihdamına ilişkin ikincil düzenleme ile ekstra kriter belirleyebileceğini söyledi.
Uzmanların kendi alanlarında kariyeri bırakıp nerede yüksek ücret varsa onu takip eder hale geldiğini ifade eden Yazıcı, ücretleri aynı düzeye getirerek, bütün uzmanların tercih ettiği yerde daha donanımlı hale gelmelerini hedeflediklerini söyledi.
Yazıcı, bir başka soru üzerine, uzman maaşları eşitlenirken, maaşlarda donma olmayacağını ve artışın devam edeceğini ifade etti.
Bakan Yazıcı, memur sendikalarının yeni düzenlemeyle ilgili görüşlerinin alınmadığı yolundaki eleştirilerin hatırlatılması üzerine de, toplu görüşmelerde mutabık kalınan konulara tasarıda yer verdiklerini, bunu yaparken de, memur sendikalarına “Sizin görüşünüz ne?” diye sorma gereğini duymadıklarını söyledi.

TASARI BU YIL YASALAŞIR
Devlet Bakanı Yazıcı, yeni düzenlemenin ne zaman yasalaşacağına ilişkin soruyu yanıtlarken de, “Sanırım bu sene çıkar. Tatilden önce belki yetişmeyebilir ama bütçe görüşmeleri öncesi çıkar. Tasarı, 2010’da çıkar ve 2011’de yürürlüğe girer diye düşünüyorum” dedi.
Tasarının, bir ücret düzenlemesi olmadığını belirten Yazıcı, tasarı ile kamu çalışanlarının daha etkin ve verimli çalışmalarının amaçlandığını ifade etti.
Bakan Yazıcı, özel sektörden geçişlerle ilgili bir soru üzerine de, tasarıda, üst düzey birimlere, özel sektörden gelecekler için daha yüksek maaş düzenlemesi öngörülmediğini belirtti ve “Kimseye maddi çıkar sağlamak söz konusu değil. Herkesin bu ülke için yapması gereken vardır. Ona talip olan gelip bunu yapacak, yapmayan da gelmeyecek” diye konuştu.

“DAHA ÖNCEKİ KPSS SINAV SONUÇLARI HÜKÜMSÜZ HALE GELECEK”

KPSS sınavlarına da değinen Yazıcı, bu yıl 10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde lisans ve yüksek lisans düzeyinde olanlar için, 26 Eylül 2010’da ise ortaöğretim ve ön lisans düzeyinde olan için KPSS sınavı yapılacağını hatırlattı.
KPSS sınavlarına bu yıl 2,5 milyon kişinin gireceğinin tahmin edildiğini belirten Yazıcı, “Bu sınavlar yapıldıktan sonra sene sonunda, kamuda istihdam edilecek kamu görevlerinin bu yapılacak sınav sonuçlarına göre yerleştirmeleri yapılacak. Daha önceki KPSS sınav sonuçları hükümsüz hale gelecek” uyarısında bulundu.
Devlet Bakanı Yazıcı, “uzman ve uzman yardımcıları bu yıl mı alınacak?” sorusuna “Kanun çıkarsa, yetişirse bu yıl alınacak” yanıtını verdi.
Disiplin cezası uygulamasında vatandaşa fiili saldırıda bulunan personelin cezalandırılması konusundaki soru üzerine Yazıcı, vatandaşın bir haksızlığa uğradığı inancındaysa şikayet edeceğini, bunların re’sen takip edilecek konular olmadığını söyledi.
Yazıcı, davranıştan zarar gören kimsenin şikayeti halinde konunun disiplin konusu olacağını, disiplin kovuşturması usul ve yöntemine göre bunun sürdürüleceğini, şikayetçinin ifadesinin, kanıtlarının sorulacağını kaydetti. İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğunu belirten Yazıcı, verilecek kararı beğenmeyen kişinin bunu yargıya götürebileceğini anlattı.
Anayasa değişiklik taslağında uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu açtıklarını hatırlatan Yazıcı, değişiklik gerçekleşirse uyarma, kınama cezaları dahil sonucu beğenmeyen herkesin bunu yargıya taşıyabileceğini ifade etti.

MEVCUT SİCİL SİSTEMİNİN KALDIRILMASI

Devlet Personel Başkanı Mehmet Tekinarslan da sicil konusundaki bir soru üzerine, şu anki sistemin bütün memurların zorunlu bir sicil değerlendirmesine tabi olmasını öngördüğünü hatırlattı.
Yeni sistemin soyutluktan, sübjektiflikten biraz daha uzak olduğunu belirten Tekinarslan, bu sistemin kurumlar kendi iradeleriyle değerlendirme ölçütleri geliştirmek istediği takdirde Devlet Personel Başkanlığı rehberliğinde böyle bir sistem geliştirilmesine imkan vereceğini söyledi. Bunu bir örnekle açıklayan Tekinarslan, bir ziraat mühendisinden Devlet Su İşleri’nin, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın beklentisinin farklı olduğunu, her üç kurumun kendi bünyesinde çalıştırdığı personelin özellikleri ve yürüttüğü hizmete göre farklı, verimi, başarıyı hedef alan kriterler geliştirebileceğini ancak bunun zorunlu bir uygulama olmaktan çıkacağını anlattı.
Bakan Yazıcı da mevcut sicil sistemine göre verilen sicil notlarının eskiden gizli olduğunu, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun çıkarılmasından sonra bazı memurların dilekçeyle başvurarak sicil notlarının nasıl düzenlendiğini öğrendiğini, sicilini beğenmeyenlerin bunu yargıya taşıyabildiğini, bu nedenle yargıda birçok dava olduğunu söyledi. Yazıcı, bu sicil düzeninin beklenen faydayı vermediğini ve kaldırıldığını belirtti.
Bakan Yazıcı, bir başka soru üzerine, sicil sisteminin kaldırılması sonucu bir boşluk doğmaması için tasarıda geçiş sürecini düzenleyen geçici maddeler bulunduğunu, bugüne kadar verilen sicillerin ne kadar zaman içinde sonuç doğuracağının geçici maddeyle düzenlendiğini söyledi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 07:07

İLGİLİ HABERLER