Adnan Menderes evliyken yaşadığı aşkla yargılanan tek başbakandı. Ayhan Aydan, Yassıada'da onu eşsiz bir cesaretle savundu. Aydan, bugün 80 yaşında ve hâlâ aşkının arkasında: Onu ilk gördüğümde yıldırım çarpmış gibi oldum. Birbirimizi çok sevdik
27/2/2004
Başbakan Adnan Menderes ile opera sanatçısı Ayhan Aydan'ın ilişkisinden esinlenerek yazılan ''Yarım Bardak Su'' adlı oyun, Türk siyasi tarihine geçen, sansasyonel bir aşkı yeniden gündeme taşıdı. Bu büyük aşkın kahramanı Ayhan Aydan, uzun yıllar sonra ilk kez konuştu. Oyundan ancak biz söyleyince haberdar olan Ayhan Hanım, ''Artık çok yaşlıyım, bu halimle kamuoyu karşısına çıkmak istemiyorum'' diyerek sorularımızı telefonda yanıtladı.
* ''Yarım Bardak Su'' adlı oyunu izlediniz mi?
Hayır izleyemedim, nasıl bir oyun?
* Adnan Menderes'le aşkınızdan esinlenilmiş.
İkimizin arasında neler yaşandığını kimse bilemez ki, nasıl yazmışlar? Oyunu görmediğim için birşey söyleyemeyeceğim. Ancak Adnan Menderes çok büyük bir devlet adamıydı, onun aşkıyla değil de yaptığı işlerle konu edilmesini isterdim.
* Oyunu izlemek ister misiniz?
İsterdim ama astım hastasıyım ve artık maalesef 80 yaşındayım, oyun için İstanbul'a gelemem.
* Oyunda sanki siz hep Menderes'e muhalifmişsiniz gibi gösterilmiş, öyle miydiniz?
Öyle şeyler var ki, anlatılmaz. Bunlar niçin insanları ilgilendiriyor! Biz birbirimizi çok sevdik, bu inkar edilmez. İşleri biter bitmez bize gelirdi, geç vakit kendi evine, karısına giderdi.
* Nasıl tanışmıştınız?
1949'da Edinburg Festivali'nden döndükten sonra Atina'ya uğradım. Orada Madam Butterfly'i oynadım. Türkiye'ye döndüğünde bütün gazeteler beni öven haberlere yer verdiler. Adnan Bey bir hafta geçtikten sonra beni aradı.
* İlk buluşmanız nerede oldu?
Telefonla aradı, ''Seni çok arıyorum, nerelerdesin'' dedi. ''Siz kimsiniz, tanıyamadım!'' diye sorunca ''Ben Adnan Menderes. Sizi tebrik edecektim'' dedi. Sonra da Ankara'da Karlı Sokak'taki evime geldi, geliş o geliş bir daha da çıkmadı. (Kahkahayla gülüyor)
* Sizi etkilemeyi nasıl başardı?
Etkilenmemek mümkün değildi. Çok efendi, guleryüzlü bir insandı, yakışıklıydı, çok beğendim. Onu görünce yıldırım çarpmışa döndüm. Çok titiz bir erkekti, eve geldiğinde önce banyayo girer, yıkanır sonra tekrar giyinirdi.
* Rahat görüşebiliyor muydunuz?
Her gün görüşürdük, telefonla sık sık arardı. Çok iyi geçiniyorduk, beni hiç kırmadı, incitmedi.
* Kıskanç mıydı?
Hem de nasıl! Bir yere gittiğimde kıyameti koparırdı. Hiçbir yere çıkmamı istemiyordu.
* Uçak kazası geçirdiğinde birlikte miydiniz?
Hayır, kaza haberini duyduğumda çok korktum. Adnan Bey telefon etti; ''Senin duaların bana iyi geliyor'' deyince derin bir ''Oh!'' çektim.
* İlişkiniz nedeniyle mahkemede ifade vermek zorunda kalmıştınız. Tepkilere karşı ilişkinizi sürdürmeyi nasıl başardınız?
Sevgi her şeyi yaptırıyor. Allah'a çok şükür çok sevdim onu, o yüzden her şeye katlandım.
* ''Bebek Davası''nda, Menderes'ten olan bebeği öldürttüğünüz iddia edilmişti?
Bir erkek bebek dünyaya getirdim, fakat 7 aylık olduğu için yaşamadı. Cebeci'ye gitmiştim, yolda şoför aniden bir çukura girince rahatsızlandım. Doktor evime geldi, bebeği ne yazık ki kaybettim.
* Adnan Menderes yanınızda mıydı?
Hayır, İstanbul'daydı. Bebeğin yaşaması için Ankara'ya kuvöz bile gönderdi ama yetişmedi.
* Onun ardından evlendiniz mi?
Sadi Barış ile çok mutlu bir evlilik yaptım. Ancak onu da kanserden kaybettim. Ben şanssız bir kadınım, sevdiğim adamları hep kaybettim.
İdamdan önce bana kolyesini gönderdi
* Hapisteyken hiç görüşebildiniz mi?
Son görüşmemizde bana ''Allahaısmarladık'' dedi. Hapiste uzun zaman görüşemedik, onu ziyaret etmem yasaktı. Bir milletvekili aracılığlı ile idamından önce bana altın bir kolye gönderdi. Yonca şeklindeki kolyeyi ona ben hediye etmiştim, uğur getirmesi için. Öldüğünde öyle büyük bir acı hissettim ki, bir tek Allah bilir. Onu idama götürenleri Allah kahretsin!. (VATAN)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:43
