MERKEZ BANKASI BAŞKANI: ''VERGİ YÜKÜNÜN DAĞILIMI EŞİT DEĞİL''
ORHAN ÇİÇEK
GAZİANTEP - Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Türkiye'nin 2-3 yılda bir yaşadığı ekonomik krizlerin tek nedeninin 30 yıldır yaşanılan enflasyon ortamı olduğunu söyledi.
Gaziantep Genç İşadamları Derneği'nin (GAGİAD) düzenlediği ''Para Politikası'' konulu konferansa katılmak için Gaziantep'e gelen Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Vali Lütfullüh Bilgin ve Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan'ı ziyaret etti. Tuğcan Otel'de düzenlenen konferansta bir konuşma yapan Serdengeçti, Türkiye'nin enflasyonla 30 yıl önce tanıştığını ve o günden beri yaşanan ekonomik krizlerin tek nedeninin enflasyon ortamı olduğunu belirterek, ''Ekonomimizi bu 30 yıl boyunca hep kötüye götürdük. Kamu borçları ve enflasyona bir türlü çözüm bulamadık. 2001 yılından beri uygulamaya çalıştığımız programla enflasyonun yarattığı tahribatları önlemeye çalışıyoruz. Bu program enflasyon sorununu çözmek için uygulanmaya başlandı. Enflasyon ve kamu borçlarının oluşturduğu olumsuz durumdan kurtulamayınca da IMF'yi çağırdık, yoksa IMF ülkenin başını belaya sokmadı, onu biz çağırdık. Hem 'para ver' hem de 'sorunlarımızı birlikte çözelim' diye IMF'yi biz çağırdık'' dedi.
''ENFLASYONU DÜŞÜRMEK ZORUNDAYIZ''
Hükümetin enflasyonla mücadelesinin devam ettiğini ve enflasyonda yaşanan düşüşe rağmen hala istenilen seviyeye gelinemediğini kaydeden Serdengeçti, ''Enflasyondaki düşüşe rağmen hala 176 ülke arasında sonda 5. sıradayız. Dünyada böyle enflasyon yok. Enflasyonu tek haneli rakama düşürmek zorundayız. Merkez Bankası olarak 2001 Kasım'ından beri hükümete ve kamuya kredi açmıyoruz. Hem de dalgalı kur sistemine geçildiğinden dolayı döviz alıp-satmak zorunda da değiliz. Ancak hala bazıları, Merkez Bankası'nın dövizi kontrol altında tutmasını istiyor. Yani, döviz kurunu ve faizleri kontrol altında tutmamız isteniyor, ama içinde bulunduğumuz ekonomik şartlarda bunu yapmamız mümkün değil. Sermaye hareketleri uluslararası piyasalarda serbest iken hem dövizi hem de faizleri kontrol edemezsiniz. Ama bizden her ikisini de kontrol altında tutmamız isteniyor. Bugünkü şartlarda böyle bir şey mümkün değil'' diye konuştu.
''ZAMLARDAN KAÇINILMALI''
Serdengeçti, hükümetin kamunun finansmanını karşılamak için zam yapma yoluna gittiğini ancak kamu zamlarının enflasyon için tehdit unsuru olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Kamu zamlarını, kamunun finansman ihtiyaçlarını karşılamak için yaparsanız, programdan saparsınız ve enflasyon için bir tehdit oluşturursunuz. Bunlardan kesinlikle kaçınmak gerek. Bunun önüne geçilebilmesi için de kamuda verimliliğin artırılması şarttır. Şimdi sanayicilerin bir şikayeti var. 'Biz kamudan bir şey beklemiyoruz ama, bize çok yük empoze ediyor' diye. Bu şikayet çok doğru ve haklı bir şikayet. Bu tür yükler sanayi ve ticaret alanına eşit şekilde dağıtılmamıştır. Türkiye'de vergi yükü dağılımı eşit değildir. Hep vergiyi verenden daha çok alınmıştır. Bu konuda yapısal reformlar yapılması kaçınılmazdır. Enflasyonla mücadele kapsamında yürütülen çalışmalardan belli bazı kesimler rahatsızlık duymaktadır. Bu enflasyon sorununu çözen değir ülkelerin başından da geçmiştir. Bu kesimler, enflasyonla mücadele programını baltalamak isterler. Ancak, enflasyonla mücadelede sabırlı, kararlı ve rahatsız olan kesimleri ikna edici olmak gerekmektedir. Ancak o zaman enflasyonu tek haneli rakamlar seviyesine çekebiliriz. Enflasyonu tek haneli rakamlar seviyesine getirmek zorundayız.''
Türkiye'nin hiç bir şekilde savaş istemediğini ancak yaşanan gelişmelerin olası ABD-Irak savaşı yaşanacağını gösterdiğini ifade eden serdengeçti, sözlerini şöyle tamamladı:
''Savaş, biz istemesek de olacak gibi gözükmektedir. Olası savaşın uzun süreli olmasına bağlı olarak enflasyonla mücadele ve büyüme programlarımız etkilenecektir. Ancak biz bu programı kararlılıkla sürdürmeye devam edersek, savaş sonrası piyasalar hemen olumlu sürece girecektir.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:32