Ekonomi
  • 27.3.2002 23:36

MERKEZ BANKASI: DÖVİZ PİYASASI İSTİKRAR KAZANDI

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA- Merkez Bankası, döviz piyasasının büyük ölçüde istikrar kazandığını bildirildi. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada, Banka'nın döviz piyasasına müdahale etmediği belirtilerek, böylece temel ekonomik göstergeler ile uyumlu olarak döviz piyasasındaki oynaklığın Banka müdahaleleri olmadan da dengelenebileceğinin piyasa oyuncuları ve kamuoyu tarafından anlaşıldığı belirtildi. Açıklamada, 1 Nisan tarihinden geçerli olmak üzere gösterge niteliğindeki kurların belirlenmesi, döviz alım, Türk Lirası depo alım ve gün içi repo ihalelerinde izlenecek yöntemlerin yeniden belirlendiği kaydedildi. Buna göre, gösterge niteliğindeki kurların belirlenmesi için 1 Nisan tarihinden itibaren Merkez Bankası'nca her işgünü saat 10.30-15.30 arasında toplam 6 defa, bankalararası döviz piyasasında 1 ABD Doları karşılığında Türk Lirası kotasyon veren bankaların alım ve satım fiyatlarının ortalamalarının ortalamasını tespit edilecek. Bu şekilde tespit edilen 6 ortalamanın aritmetik ortalaması Merkez Bankası'nca saat 15.30 itibarıyla belirlenen gösterge niteliğindeki 1 ABD Doları döviz satış kuru olacak. Uluslararası piyasalardaki çapraz kurlar da, saat 10.30, 11.30, 12.30, 13.30, 14.30, 15.30 saatlerde tespit edilecek ve ABD Doları dışında Merkez Bankası'nca ilan edilmekte olan diğer döviz kurları söz konusu çapraz kurların aritmetik ortalamaları esas alınarak hesaplanacak. Saat 15.30'da belirlenen gösterge niteliğindeki 1 ABD Doları döviz satış kuru ve bu kur üzerinden belirlenen 1 ABD doları döviz alım kuru ile dolar/euro çapraz kuru ortalaması ilan edilecek. Öngörülen saatlerde belirlenen bankalararası döviz piyasasında 1 dolar karşılığında Türk Lirası kotasyon veren bankaların alım ve satım fiyatlarının ortalamalarının ortalamaları ile dolar/euro çapraz kurları, ertesi işgünü Merkez Bankası'nın internet sitesinde ''Piyasa Verileri'' bölümünde ilan edilecek. Döviz tevdiat hesapları Merkez Bankası açıklamasında, uluslararası kuruluşlardan sağlanan güçlü dış finansman imkanı, mali disiplin ve yapısal reformların sürdürülmesi, bankacılık sisteminin sermaye yapısının güçlendirilmesi yolunda atılan adımlar, enflasyonun düşüş eğilimine girmesi ve tüm bu gelişmeler ile birlikte uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notuna ilişkin görüşlerini olumluya çevirmesi sonucunda, döviz piyasasının büyük ölçüde istikrar kazandığı belirtildi. Açıklamada, ''Bu süreç içinde Merkez Bankası döviz piyasasına müdahale etmemiş, böylece temel ekonomik göstergeler ile uyumlu olarak döviz piyasasındaki oynaklığın Banka müdahaleleri olmadan da dengelenebileceği piyasa oyuncuları ve kamuoyu tarafından anlaşılmıştır'' denildi. Gelinen noktada, beklenen ters para ikamesi sürecinin gerçekleşmekte olduğunu gösteren gelişmeler bulunduğu kaydedilen açıklamada, şöyle denildi: ''Türk Lirası'nın sürekli olarak değer kazanmaya başladığı dönemin başlangıcı olan Ekim 2001 ayından bu yana, bankalararası mevduat hariç, döviz tevdiat hesapları (DTH) incelendiğinde, kriz sırasında bankacılık sistemini terkeden ve yastık altına giden dövizlerin ve yerleşikler tarafından yurt dışında tutulan döviz varlıklarının bankacılık sistemine geri dönmeye başlamasına rağmen, artış görülmemektedir. Nitekim, Eylül 2001 ayı sonunda 42,8 milyar dolar olan DTH toplamı, 8 Mart 2002 tarihi itibariyle 42,9 milyar dolar (geçici veri)ile aynı seviyede kaldı.'' Söz konusu tarihlerdeki DTH'ların Türk Lirası karşılıkları sırasıyla 65,7 katrilyon ile 58,5 katrilyon Lirası olduğu bildirilen açıklamada, bu tutarların nominal bazda yüzde 11, reel bazda ise yüzde 27 azalışı ifade ettiği kaydedildi. DTH'ların Türk Lirası karşılıklarındaki azalmanın, esas olarak Türk Lirası'nın değer kazanmasından kaynaklanmakla birlikte, dolar karşılığının aynı düzeyde kalmış olmasının önemli olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu açıdan, Euro banknot dönüşüm süreci de ilginç bir dönem olduğu ifade edildi. Açıklamada, 12 Avrupa ülkesi para biriminin Euro'ya dönüşmesi sürecinde yurtdışına sevkiyatı yapılan efektiflere ilişkin bilgilerin 4 Mart 2002 tarihinde kamuoyuna duyurulduğu ve Ağustos 2001-Şubat 2002 döneminde sadece Merkez Bankası'nca 4,8 milyar Alman markı civarında efektifin yurtdışına sevkedildiği bildirildiği kaydedildi. Yurtdışına sevkedilen bu efektiflerin yaklaşık yüzde 60'ına denk gelen 2,9 milyar Alman Markı'nın döviz karşılığında Merkez Bankası'na satıldığı bildirilen açıklamada, bir başka ifade ile söz konusu dönemde yastık altından bankacılık sistemine gelen efektif miktarlarının yarısından fazlası bankacılık sisteminde kaldığı belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi: ''Bankacılık sistemindeki DTH miktarının yaklaşık aynı seviyede kaldığı dönemde, artan güvene bağlı olarak finansal sisteme geri dönen fonların hangi tür Türk Lirası yatırım araçlarına yöneldiğini incelemek de Türk Lirası'na dönüşü değerlendirmek bakımından önemli bulunmaktadır. Nitekim, 28 Eylül 2001-15 Mart 2002 döneminde Türk Lirası mevduat, repo, yatırım fonları ve bireysel ve kurumsal yatırımcıların bankalarda tuttuğu mülkiyeti kendilerine ait Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) toplamı 60,3 katrilyon Lira'dan 76,5 katrilyon Lira'ya yükselerek, söz konusu dönemdeki ekonomik durgunluğa rağmen, nominal bazda yüzde 27, reel bazda ise yüzde 3 artış göstermiştir.'' Bu dönemde, söz konusu Türk Lirası yatırım araçlarında meydana gelen 16,2 katrilyon liralık artışın 7,9 katrilyon lirası gibi önemli bir kısmının bireysel ve kurumsal yatırımcıların bankalar nezdinde tuttukları, mülkiyeti bankalara ait olmayan, kıymetlerdeki artıştan kaynaklandığı bildirilen açıklamada, ''Bankalar nezdinde bireysel ve kurumsal yatırımcıların tuttukları DİBS toplamı 28 Eylül 2001 tarihinde 13,3 katrilyon Lira iken, 15 Mart 2002 tarihi itibarıyla 21,2 katrilyon Lira'ya çıkarak nominal bazda yüzde 59, reel bazda ise yüzde 29 artış göstermiştir'' denildi. Söz konusu dönemde, Türk Lirası yatırım araçlarına yönelişin en belirgin şekilde DİBS'lerde gözlemlenmesinde, vergi düzenlemeleri ile getirilen teşvikin de etkili olduğu düşünüldüğü kaydedilen açıklamada, bu süreç, Türk Lirası yatırım araçlarına dönüş, Hazine'nin bireysel yatırımcıya ulaşma kapasitesi, finansal sistemin büyüme potansiyeli ve Kamu borçlanmasının bankacılık sistemine getirdiği yükün sınırlanması bakımından önemli bulunduğu belirtildi. Açıklamada, ''Ödemeler dengesi gerçekleşme ve tahminlerine bakıldığında, özellikle sermaye dengesi açısından, geçen yıla kıyasla çok daha olumlu gelişmeler beklenmektedir'' denildi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:00

İLGİLİ HABERLER