'MERVE KAVAKÇI'NIN METALİK SOĞUKLUĞU!..'
ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:Bir kadının metalik soğukluğu
TUHAFTIR, Bülent Ecevit’in vefatını öğrendiğim an gözümün önüne ilk gelen görüntülerden biri oydu.
O nedenle "Acaba o ne hissetmiştir" diye düşündüm.
En çok merak ettiğim şeylerden biri buydu.
Tabii aklımda birçok şey uçuşmuştu.
Karaoğlan’lı yıllar, onunla paylaştığım paylaşmadığım şeyler, özel ilişkilerim, 1980 öncesi, sonrası ve daha başka birçok şey.
Ama o görüntüyü hiçbir zaman unutamadım.
Merve Kavakçı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Genel Kurul Salonu’na doğru emin adımlarla yürüyor.
Milletvekillerinin çoğu paralize olmuş.
Bizler, televizyon başındaki insanlar öfkeyle izliyoruz.
İşte o sırada Ecevit ayağa kalkıyor ve hepimizin hafızasına kazınan konuşmayı yapıyor:
"Bu hanımefendiye haddini bildiriniz."
* * *
Acaba Merve Kavakçı, Ecevit’in ölümü hakkında ne düşünüyordu?
Ne düşündüğünü merak eden sadece ben değilmişim.
Yeni Şafak Gazetesi de aynı sorunun cevabını merak etmiş.
Gazetenin önceki günkü sayısının 12’nci sayfasında, alt taraflarda bir yerde çift sütunluk küçük bir haber vardı.
Merve Kavakçı’ya ne düşündüğünü sormuşlar.
Cevabı aynen şöyle:
"Dava en yüce mahkemeye intikal etmiştir. Şu aşamada başka bir şey söylemek uygun değildir."
İşte bu kadar kısa ve soğuk bir cevap.
Ben eskiden beri kadınların, öfkelerini ve nefretlerini koruma konusunda erkeklere göre çok daha az müsrif olduklarını düşünürüm.
Merve Kavakçı’nın cevabını okuyunca, işte bu metalik soğukluğu ruhumun derinlerinde hissettim.
Oysa Ecevit o gün, belki de siyasi tarihinin en önemli kararlarından ve eylemlerinden birini yapmıştı.
Bana göre, Kavakçı’nın salona girmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir "sivil darbe girişimi"ydi.
Birilerinin, halkın gözündeki güvenilirliği ve karizması ile bu darbeyi önlemesi gerekiyordu.
Bu darbeyi o gün Bülent Ecevit önlemişti.
O sahne gözümün önünde bütün canlılığıyla hálá duruyor.
Ecevit’in o günkü direnişini, İspanya Parlamentosu’nu basan askere karşı direnen Meclis Başkanı’nın duruşuna çok benzetmiştim.
Cesaret ve kararlılık işte böyle anlarda gerekiyor.
Büyük siyasetçileri de böyle kararlar ve duruşlar yaratıyor.
* * *
O hareket Merve Kavakçı’nın siyasi hayatının sonu oldu.
O gün darbe başarılsaydı, Türkiye’de neyin nereye gideceğini kimse bilemezdi.
Merve Kavakçı silindi gitti.
Ama demek ki içindeki o metalik duygusuzluk, bütün soğukluğuyla devam ediyormuş.
Merak ettiğim tek cümlenin bende yarattığı duygu bu oldu.
O metalik soğukluk. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 01:02