Gündem
  • 20.11.2003 10:48

METİN MÜNİR'DEN İLGİNÇ SORU: FETULLAH GÜLEN SÜRGÜNDE Mİ ÖLMELİ?

METİN MÜNİR/ VATAN FETULLAH GÜLEN SÜRGÜNDE Mİ ÖLMELİ? Önümüzdeki mart ayında Fetullah Gülen Hoca'nın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki sürgünlüğü beş yılını dolduracak. Sürgün, insanı doğduğu yerde, sevdiği insanlarla birlikte yaşamaktan mahrum bırakan ağır bir cezadır. İnsan doğduğu yerin aşinasıdır ve başka hiçbir yer, insan için doğduğu yer kadar güzel değildir. Vücut, kulağına herhangi bir şey fısıldanmadan, sadece o topraklarda gömülürse huzur içinde uyuyacağını bilir. Bu kâinatın ona vaadidir. Aşık olup kavuşamamak ne ise vatan hasreti de odur. Hâlâ sürgünleri olan kaç ülke var? Türkiye hâlâ istediğini pasaport vermeyerek ülkede hapseden ve istediğiniyse geri almayarak sürgüne mahkûm edebilen ender ülkelerden biri. Utanç ve hüzün verici bir şey. Orhan Apaydın ile Ruhi Su'nun tedavi amacıyla yurt dışına gitmek için izin alamadıklarını, belki de hayattan bu yüzden erken ayrıldıklarını hiç unutmayacağım. Bir şekilde ölüme mahkûm edildiler. Apaydın barolar birliği başkanı, Su eşsiz bir sesi olan bir halk ozanıydı. Her ikisi de solcuydu. Hapis yatmışlardı. Türk'ün bir türlü kazanamadığı özgürlük savaşının birer kahramanı oldular. Onlar gibi kimbilir kaç kişi var hududun yanlış yerinde kısılmış olan. Fetullah Gülen resmen sürgün değil. Teorik olarak istediği zaman Türkiye'ye dönebilir. Ama dönemez çünkü hakkında tutuklama emri var. Geri dönerse havaalanında tutuklanıp cezaevine konacak. Aylarca, belki yıllarca hücrede kalacak. Kalp hastası olduğu için hapishane koşullarında uzun süre sağ kalması mümkün değil. Gülen hakkındaki tutuklama emri, kendisi Amerika'ya gittikten sonra çıkü. Geri dönmesine mani olmak için çıkartıldığından eminim. Ona bir türlü ''sen orada kal, buraya ancak hapse girmeyi göze alırsan dönebilirsin,'' dediler. Çok popüler olmuştu. Cemaati gittikçe büyüyor ve zenginleşiyordu. Sık sık ekranlarda görülüyordu. Türkiye'deki Rum, Ermeni ve Yahudi cemaatlerinin liderleri ile banş ve hoşgörü toplantıları düzenliyordu. Cemaatin şirketleri, yurt dışına yayılmış okulları vardı. Bazılarına göre İslam'ın güler ve yumuşak yüzünü temsil ediyordu. Bazıları için nerdeyse bir peygamberdi. Devlet için, laik demokrasiye yönelik bir tehditti. Sonunda, her zaman olduğu gibi, devlet kazandı. Dini siyasete bulaştıranlar, kendi sofuluklarını zorla başkalarına empoze etmek isteyenler Türkiye'de inanç olgusunu rezil etti. Dindarlık gericilikle eş değer hale getirildi. Laik olmak ise Allahsızlık oldu. İnsana huzur vermesi gereken şey, bir kavram kargaşası, savaş alanı haline geldi. Sofular ile laikler birbirlerine karşı bitmeyen bir kırmızı alarm halinde. Fetullah Gülen başka herhangi bir ülkede el üzerinde tutulurdu. Onun 2003 yılında sürgünde yaşıyor olması Türkiye için bir ayıptır. Türkiye'de devletin halktan ne kadar kopuk olduğunun bir kanıtıdır. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:05

İLGİLİ HABERLER