
MH’den, Arınç’ın İsrail açıklamalarına tepki
MÜGE ÇEVİK
ANKARA - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın İsrail’le görüşülmesi gerektiğine ilişkin açıklamalarını, “Sayın Bülent Arınç’ın, dostu mudur nedir, Gabi Levi vardı; herhalde onun aracılığıyla bir görüşme talebinde bulunuyor. Bu da ortaya koyuyor ki Ortadoğu’da uygulanan politikalar aslında İsrail’in güvenliği amacıyla oluşturulmuş politikalardır” sözleriyle değerlendirdi.
Vural, Meclis’te gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Gazze'ye yönelik saldırıların durdurulması için Türkiye'nin İsrail'le görüşmesi gerektiğine ilişkin açıklamasını değerlendiren Vural, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınadığını söyledi. Vural, “Türkiye bir taraftan İsrail’in uyguladığı güvenlik politikaları çerçevesinde dış politika oluşturuyor ama İsrail aynı zamanda Gazze’ye yönelik şiddet politikasın uygulamaya devam ediyor. Bu da Türk dış politikasının nasıl bir çıkmaz sokağa girdiğini ortaya koyması bakımından son derece önemli. Ben İsrail’in Gazze’ye yaptığı bu bombalama karşısında hükümetin tepkisini çok zayıf gördüğümü ifade etmek istiyorum. Bu saldırganlığın arkasından da bir görüşme arzusunun ortaya çıkması da çok manidar. Sayın Bülent Arınç’ın, dostu mudur nedir, Gabi Levi vardı; herhalde onun aracılığıyla bir görüşme talebinde bulunuyor. Bu da ortaya koyuyor ki Ortadoğu’da uygulanan politikalar aslında İsrail’in güvenliği amacıyla oluşturulmuş politikalardır” diye konuştu.
Türkiye’nin uyguladığı dış politikanın, İsrail’in bu bölgedeki saldırgan tutumuna paralel güvenliğini temin etmeye yönelik olduğunun ortaya çıktığını kaydeden Vural, şunları söyledi:
“İşin enteresan tarafı; hükümet ABD’den verilen talimatları yerine getiriyor. ABD, Türkiye’den özellikle Hamas üzerinde de bir baskı oluşturması noktasında girişimlerde bulunulmasını istedi. Görülüyor ki, hükümet dış politikasını doğrudan doğruya İsrail’in güvenliğine endekslemiş durumda. Bu çerçevede özellikle Mısır Cumhurbaşkanını arayıp, oradan medet ummak ve Sayın Başbakan Yardımcısının da İsrail ile ilişki kurulması gerektiğine dair değerlendirmesi aslında MHP’nin, BOP’un kimin amaçlarına hizmet ettiğine ilişkin endişelerini bir bakıma haklı çıkartan neticelerdir. Tablo ortada; mızrak çuvala sığmıyor. Bugün Suriye politikası İsrail’in güvenliği amacıyla geliştirilmiştir. NATO füze savunma sistemi İsrail’in güvenliği amacıyla yerleştirilmiştir. Sonuçta Bülent Arınç da artık ‘bu uyguladığımız politikanın eş başkanı ile beraber görüşmemiz gerektiğini ve Ortadoğu politikasını birlikte yapmamız gerektiğini’ itiraf etmiştir.
Bakalım bundan sonraki süreçte bu one minute’çilerin artık ne kadar bir teslimiyet içine gireceklerini göreceğiz.”
“HÜKÜMET ÜZERİNDE PKK VESAYETİ DEVAM ETMEKTEDİR”
Vural, hükümetin Adalet Bakanlığı'nın sorumluluğunda olan İmralı'ya koster uygulamasını Ulaştırma Bakanlığı'na devretmesi ile ilgili soruları da cevaplandırdı. Türkiye’de PKK terör örgütü ve bölücü çevrelerin tehdit ve şantajlarının başarıya ulaştığını belirten Vural, “Silahlı terör örgütünün siyasi amaçları meşrulaştırılıyor. Açlık grevleri adı altında yapılan tehdit ve şantajlara boyun eğiliyor. Anadilde savunma adı atında Türkçe dışında mahkemelerde dil kullanılmasının önü açılıyor. Şimdi de İmralı canisinin hayatını kolaylaştırmak için adım atılıyor. Hükümet tehdide şantaja boyun eğmiş durumdadır” dedi.
Bugün milli idareyi PKK’nın teslim aldığını ifade eden Vural, “Hükümet üzerinde PKK vesayeti devam etmektedir. Bütün bu atılan adımlar aslında PKK’nın istek ve arzusuyla yapılıyor. Bir taraftan PKK bunu istiyor, bir taraftan Barzani dört parçalı Kürdistan’da bir Kürt devleti hayalini dile getiriyor. Toprak bütünlüğümüze, millet bütünlüğümüze dil uzatıyor. Diğer taraftan da Talabani PKK’nın sözcülüğüne soyunmak suretiyle PKK’nın yol haritasını Türkiye’ye kabul ettirmek istiyor. Yani gerçekten insanların tüylerini diken diken eden bir takım gelişmeler. Bu koster ve açlık grevi sonrası gelişmeler şunu ortaya koymaktadır ki, AKP ile BDP ve PKK arasındaki müzakere devam etmektedir” şeklinde konuştu.
“BUNUN SONU EV HAPSİ VE GENEL AF”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açlık grevindekilere karşı takındığı tavır ve idam tartışması açmasına ciddiye alınmaması gerektiğini ifade eden Vural, “Meclis Genel Kurulu’nda biz bu işbirliğini görüyoruz. Aşağıda, altta görüşmeler devam ediyor. Onların isteklerine göre kanunlar, tasarılar, teklifler geliyor. Meclis’te parmak çoğunluğu bunları geçiriyor. Bu bakımdan ‘cambaza bak’ siyasetiyle, AKP-BDP arasında sanal gerilimlerle bu kirli, pis pazarlıkların üstü örtülmek isteniyor. Bu tablo doğrudan doğruya İmralı canisinin hayatını kolaylaştırmak amacıyla yapılan girişimlerin uygulanmaya başlandığını ortaya koyuyor. Bunun sonu, amacı ve hedefi ev hapsi ve genel aftır; bu açıktır” dedi.
Vural, Meclis’te Muharrem ayına özel düzenlemeler yapılması, Genel Kurul’a iftar arası verilmesi gibi gelişmelere de değindi. Muharrem ayının acıların yaşandığı bir ay olduğunu ve acıların paylaşılmasının kardeşliğe vesile olmasını dilediğini söyledi. Vural, “inşallah nasip olur da ben de orucumu Muharrem ayında birlikte açmayı planlıyorum. Güzel bir davranış, olumlu bir davranıştır. Hepimizin paylaştığı değerler istikametinde yapılan bir uygulamadır. Bu değerlerimize hep beraber saygı göstermemiz gerekir” dedi.