MHP'li Oktay Vural'ın eşi dekan oldu!..
MHP'li Vural ailesinde büyük sevinç var.Uluslararası İlişkiler’de 3’üncü döneminde olduğunu belirten Vural, bu aralar dekanlık görevinden dolayı dersleri biraz aksattığını söylüyor.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın eşi Prof. Dr. Tuba Vural, Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’ne dekan atandı.
3 yıl önceki öğrenci affından yararlanarak İletişim Fakültesi’ne dönen Prof. Vural ders notlarını yüksek tutunca dayanamayıp Uluslararası İlişkiler’de çift anadal yapmaya başladı.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın eşi Prof. Dr. Tuba Vural (50), bir ay önce Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’ne dekan olarak atandı. Prof. Vural 3 yıl önce çıkan af yasası ile daha önce kendi isteğiyle, biraz da ailesinin çizdiği yolda karşısına çıkan akademik kariyeri nedeniyle bıraktığı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nde eğitimine devam ediyor. Aynı üniversitenin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de çift anadal yapıyor. Başkent Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler bölümünde okuyan oğlu yaşındaki sıra arkadaşları da hocaları da Prof. Dr. Vural’ın ailesi ve akademik kariyeri ile ilgili hiçbir şey bilmiyordu. “Bu konulara hiç girmedim, kendim ve ailemle ilgili pek bir şey anlatmadım. Zaten iki kişi biliyor. Onlarla da ortak bir ödev hazırlamıştık. Meclis’e gitmemiz gerekti. O zaman öğrendiler” diyor Prof. Dr. Tuba Vural.
Mesleki Eğitim Fakültesi’ni bitiren Prof. Dr. Tuba Vural, tatmin olmayınca aksiyonu yüksek bir meslek olan gazeteciliği seçti. 1983’te Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nu kazandı. Fakat kazandığı bölümde yaşça kendisinden daha genç insanların okuduğunu gören Vural, ilk günkü heyecanını kaybetti ve bu bölümü bıraktı. Bu arada mezun olduğu fakülte araştırma görevlisi arayınca, başvurdu ve kazandı. Ardından Hacettepe Üniversitesi’ne eğitim yönetimi master’ına başvurdu ve burayı da kazandı. Daha sonra akademik kariyeri onu Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanlığı’na kadar getirdi.
Vural bu durumu “Kader işte” diye açıklıyor ve İletişim Fakültesi’ne geri dönme nedenini şöyle özetliyor: “Akademik kariyerimin büyük bölümü idarecilikle geçti. Bölüm başkanlığı da yaptım. Biraz idarecilik yapmak istemediğim bir dönemde af çıktı ve ben İletişim Fakültesi’ne geri dönmek istedim. Oğlum da Başkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler’de okuyor. Çocuğum yaşında insanlarla aynı sınıfta okuyorum yani.” ? Gönül KOCA
Dersleri biraz aksatıyorum
İLETİŞİM Fakültesi’ni güz döneminde bitireceğini belirten Vural, ders notları çok iyi olduğu için önüne çıkan çift anadal şanısını da değerlendirerek Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne girdi. Bu kararları alırken eşi MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ve iki çocuğunun da destek verdiğini belirtiyor. Uluslararası İlişkiler’de 3’üncü döneminde olduğunu belirten Vural, bu aralar dekanlık görevinden dolayı dersleri biraz aksattığını söylüyor. Eksiklerini ise ders notlarını alarak telafi etmeye çalışıyor. Bunca akademik kariyerden sonra yeniden öğrenciliğe dönüşüyle ilgili olarak da şunları söylüyor: “Hep teknik alan okudum. Bizim alanımız sosyal bilimlere biraz mesafelidir. Ancak bir baktım ki sosyal bilimler var ve hayat var. İnanılmaz güzel bir şey. Öznesi ve nesnesi insan olan bir eğitim alıyorsunuz. Eşim aktif politikacıdır. Arkadaş toplantılarında çok didaktik tartışmalar oluyordu sosyal bilimler alanında. Ben sohbetlere katılamamak konusunda kendimi hep kötü hissediyordum. Burada öğrendiğim her şeyi çok değerli buldum ve gerek öğretim üyeliği gerekse dost ve aile çevremde bu bilgileri çok kullanıyorum. Kendimi bilginin verdiği güç ile çok daha güvende hissediyorum. 50 yaşından sonra gazetecilik yapacak değilim. Bir gün birilerine doğru mesajlar verecek konumda düşünürsem belki gazetelere makale yazarım. Ama öğrencilik anılarımı bir kitapta toplamak istiyorum.”
YGS adaylarına mesaj
Prof. Dr. Vural, 1 Nisan’da üniversiteye geçişte ilk aşama olarak uygulanacak Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na girecek öğrencilere ise şu mesajı veriyor: “Haksız rekabet sağlayan birçok unsur var. Mesleki rehberlik konusu da ciddi problem. Bu nedenle yine öğrencilerin büyük kısmı ailelerinin etkisi altında kalmaya mahkumlar. İdeallerinin peşine düşmeleri çok zor, ama imkansız değildir. Benim gibi 50 yaşından sonra gazetecilik yapmasalar bile, en azından bununla ilgili altyapıyı tamamlayabilirler.”
