
"MHP'nin cıyak cıyak bağırmasına aldırış etmeyin"
ANKARA - Arınç, Kızılcahamam'da düzenlenen AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı Ankara Teşkilat İçi Eğitim Programı'nda, 27 Nisan bildirisine karşı tutumlarını başka partilerin gösteremediğini belirtti.
Katılımcılarla bir anısını paylaşan Arınç, Turgut Özal ile ilgili bir toplantıda, onun için açılan bir pankarttan esinlenerek, Özal'ın sevilmesinin nedenini "sivil, dindar, demokrat" olması diye açıkladığını anlattı. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ertesi gün dünyayı başıma yıktılar. Dünyayı başımıza yıka yıka bu günlere geldik. Allah'a hamdolsun hizmetimizle, haysiyetimizle bugünlere geldik. Dünyayı başımıza yıkanların haline geçen 23 Nisan Repesiyonu'nda baktım. Eşim başörtülü diye resepsiyona gelmeyenler şimdi eşi başörtülü bir Meclis Başkanı'nın önünde iki büklüm olup selam veriyorlar."
"Çok şükür Cumhurbaşkanlığı Köşkü de aynı durumda. Orada da bir hanımefendi eşi Cumhurbaşkanı ile başındaki şeref timsali örtüsüyle tebrikleri kabul ediyor. Böyle olması lazımdı ama bu düşmanlıklar bizi bugünlere getirdi. Dünyanın her yerinde bir eşin başındaki örtüyle niçin uğraşırsın, bunun hakkında yalan yanlış dedikodular uydurursun" diyerek, bunların hiçbirisinin olmaması gerektiğini söyledi.
AK Parti iktidarlarının hizmetlerini anlatan Arınç, 11 sene önce hastanelerin, havaalanlarının bugünkü gibi olmadığını, büyüme hızının bu düzeylere ulaşamadığını kaydetti.
-"Türkiye'nin partisi"-
AK Parti'nin bütün Türkiye'nin partisi olduğunu belirten Arınç, son seçimlerde sadece 3 ilde milletvekili çıkarılamadığını söyledi. CHP'nin milletvekili bulunmayan il sayısının 34 olduğunu aktaran Arınç, CHP'nin çözüm sürecine destek vermemesinin nedenlerinden birinin bu olduğunu kaydetti.
"63 yıldır neden iktidar olamadınız- 50'de kaybettiğiniz tek parti diktatöryasını neden 63 yıldan beri kazanamadınız" diye soran Arınç, "Yüzde 25'i alsa havada parende atıyor, yaşadık diyor. Bütün belediyeleri kaybedeyim ama bir tek elimde İzmir varsa bana yeter diyor" eleştirisinde bulundu.
Arınç, "Bir partinin düştüğü duruma bakın tabelası yok, teşkilatı yok, milletvekili yok ama adı Cumhuriyet Halk Partisi" dedi.
MHP'nin durumunun daha kötü olduğunu ifade eden Arınç, 47 ilde milletvekili olmadığını söyledi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yarısından fazla ilde milletvekili olmayan bir partinin böyle cıyak cıyak bağırmasına aldırış etmeyin. Altında yatan bir sebep var. Ona buna hakaretler savurmasına, onu bunu tehdit etmesine kulak asmayın. Çaresizlik var. Onlar Türkiye'yi zaten parti olarak bölmüşler. Birisinin 34 ilde milletvekili yok, birisinin 47 ilde milletvekili yok. Bundan sonra da olmayacağını çok iyi biliyorlar. Onlar peşinen bu işe razı. Onların kafasında partileri böldüğüne göre Türkiye'de bölünmüştür. Onların kafasında, Türkiye'nin 34, 47 ilinde teşkilatı olmadığına göre Türkiye zaten bölünmüştür. Ama biz bunu diyebilir miyiz- Biz Türkiye'nin her yerinde varız. İnşallah Iğdır'da da milletvekilimiz olacak, Tunceli'de de olacak, Hakkari'de de olacak. 81 ilde, 923 ilçede, 780 bin kilometrekare toprak üzerinde biz varız. Güçlüyüz, Türkiye'nin partisiyiz, 75 milyonun gönül verdiği bir partiyiz. İki seçmenden biriyken Allah'ın izniyle 10 seçmenden 6'sının oyunu alacak bir noktadayız."
-"Hamaset nutukları atmanın yeri değil akılcı hareket etmenin yeri"-
Çözüm sürecine de değinen Arınç, "Güçlü bir iktidar için her şeyi göze alarak bu terör sorununu çözmek elbette önemlidir" ifadesini kullandı.
Bu sürecin kolay olmadığını, sorunu akıllı, güçlü bir iktidarın çözebileceğini belirten Arınç, "Mesele sadece öldürmek değil mesele heronları uçurmak veya istihbaratı güçlendirmekle de bitmiyor. Bir bakıyorsunuz gündüz okulda ders verdiğini zannettiğiniz biri, akşam poşu bağlayıp gece eylem yapabiliyor. Düşman biraz da içimizde. O yüzden çok daha farklı tedbirler almamız lazım. Hamaset nutukları atmanın yeri değil akılcı hareket etmenin yeri" dedi.
İşin bir boyutunun insan haklarıyla ilgisi bulunduğunu ifade eden Arınç, geçmişte engeller, yasaklar ve inkar politikaları olduğunu söyledi.
İnsanların Kürt, Türk, Çerkez olmalarının eksiklik görülemeyeceğini vurgulayan Arınç, kimsenin ana babasını seçme şansı bulunmadığını kaydetti.
Belediye başkanlığına adaylığını koyduğu 1994'te Kürtlerle siyaset yaptığı için hakkında "Belediyeyi Kürtlerle dolduracak" propagandası yapıldığını anlatan Arınç, "Biz aynı idealler uğrunda, birlikte çalışıyorsak bunu ırkçılık fitnesine alet etmenin hiçbir şekilde doğru olmadığını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Kendisinin Türk olduğunu, anne babasıyla iftihar ettiğini belirten Arınç, "Ama eğer ben Hakkari'de, Uludere'de, Şemdinli'de, Beytüşşebap'ta, Gevaş'ta, Gercüş'te doğmuş olsaydım Kürt olacaktım. Üzülmezdim. Derdim ki: Yarabbi beni Müslüman bir Kürt anne ve babadan dünyaya getirdiğin için sana hamdolsun" diye konuştu.
Ret ve inkar politikalarına 'hayır' dediklerini, eski asimilasyon politikalarının artık olmadığını belirten Arınç, ülkedeki bütün yurttaşlarla beraber, aynı kaderi paylaştıklarını söyledi.
Seçmeli ders, televizyon ve radyo yayını gibi çalışmaları anlatan Arınç, "Bunların hepsi bu ülkeyi tekrar birleştirmek, birbirimizi kabul etmek adına çok önemli şeyler" dedi.
-"Başı göğe erecek kadar güçlü olan AK Parti'nin işidir"-
İnsan hakları konusunda da AK Parti'nin sicilinin tertemiz olduğunu ifade eden Arınç, "Olağanüstü hali kaldırdık. Olağanüstü hal diktatörlük dönemiydi. Faili meçhuller, siyasi suikastlar, alınıp götürülmeler ve çocuğu 25 yıldır gelecek diye kapısını açık tutup, sabaha kadar bekleyen Berfo nineler, o dönemlerin acılarıdır. Biz onların hepsini elimizin tersiyle ittik" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin terör nedeniyle büyük kayıpları olduğunu vurgulayan Arınç, "Bir iktidar bu sorunu çözecekse bu 11 yıldan beri başı göğe erecek kadar güçlü olan AK Parti'nin işidir" dedi.
Çözüm sürecinde ilk olarak terör örgütünün eylemi bırakmasının amaçlandığını ve 4 aydır eylem yapılmadığını anımsatan Arınç, terör unsurlarının yurt dışına çıkmasının da kabul edildiğini hatırlattı.
"Böyle bir projeye siz hayır diyebilir misiniz" diye soran Arınç, 4 aydır Türkiye'de silah atılmadığı, şehit cenazesi gelmediği için "sokaklarda nara atamadık" diye üzülen birkaç kişinin olabileceğini söyledi. Ancak 75 milyon insanın ne kadar mutlu olduğunu bildiklerini anlatan Arınç, "Çocuğu askere gitmesin diye çocuğunu saklayanlar, askere gittiyse her gün ölüm haberi gelecek mi diye karşıda köşeyi dönen bir asker görse yüreği hop hop ayağa kalkan anneler yok mu bu ülkede- Çocuk, tabutun başında 11 yaşında, babasını hayal eden... Gözlerimizin önündeki o felaketler elbette hepimizi yakından ilgilendiriyor" diye konuştu.
-"Niyet hayır, akıbet hayır"-
Terör biterse, huzur ve sukunet gelirse Türkiye'nin "tadından yenmez olacağını" belirten Arınç, huzuru ve barışı içinde hissetmenin, çok güzel olduğunu dile getirdi.
Bunun için çalışılması gerektiğini vurgulayan Arınç, şunları kaydetti:
"Silahlarını alıp da giderlerse bırakırlarsa veya nasıl geldilerse daha doğrusu, bu kötü bir şey mi- Biz biliyoruz ki 2 bine yakın insan burada. 300-500'ü dışarıda. 5 binden fazla bir silahlı örgütten bahsediyoruz. Bu toprakları terk edeceklerse 'İnanmayız, olmaz böyle bir şey, bunun altında bir şey vardır, hesap vardır.' Ne vardır kardeşim, söyle bakalım- Bugüne kadar ne verildiğini duydun- Her şeyin bir zamanı var. Zamanı gelmeden çiçek bile açmıyor. Zamanı gelmeden olmasını arzu ettiğimiz hiçbir şey de olmuyor. Örgüt bu noktaya geldiyse bir sebebi vardır. Hükümet bu noktaya geldiyse bir sebebi vardır. Bir sağına soluna bak bakalım. 2 sene evvel 2 bin 500 militanını kaybetmiş bir örgüt, böyle bir anlaşmaya veya böyle bir yol haritasına bağlı kalmaya çalışıyorsa, dış desteklerini kaybetmişse, içerde yerli halkın desteği minimum düzeye gelmiş ve son itiraflarla, yakalamalarla, yer göstermelerle örgütün beynindeki insanların hepsi telef olmuşsa, bunun bir sebebi vardır mutlaka. Yani ne yapmamızı istiyorsunuz- Örgüt yine gelsin de aman mı dilesin, yeri mi öpsün, ayaklarınıza mı kapansın- Böyle bir şey olabilir mi- Aklınızı kullanın biraz. Bir şey var ki bunlar oluyor ve 4 ayda oluyor. Niyet hayır, akıbet hayır."
Kolay bir şey mi terör örgütü için 'çıkacağım' demek
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Çıkacağız diyorlar, kolay bir şey mi terör örgütü için 'çıkacağım' demek- Yani onların resmi geçit yapmasını mı bekliyoruz- Şöyle bir taht kuralım, tribün yapalım, önümüzden resmi geçit yaparak çıksınlar. Böyle bir şey düşünülebilir mi" dedi.
Arınç, Kızılcahamam'da düzenlenen AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı Ankara Teşkilat İçi Eğitim Programı'nda, karşılarında bir örgüt bulunduğunu ve bu örgütün ne zaman ne yapacağının da belli olmadığını söyledi.
Bülent Arınç, "Öcalan'ın söylediklerine ne kadar uyacaklar, nerede bir dönüş yapacaklar, nasıl bir sabotaj olacak ki 99'da kısmen yaşandığı gibi bir şey olacak. Yeter ki gözünüzü dört açın, müteyakkız olun. Dikkatli olalım, tedbirli olalım. Ama yol devam ediyor" diye konuştu.
"Çıkacağız diyorlar, kolay bir şey mi bu terör örgütü için 'çıkacağım' demek" diye soran Arınç, şöyle devam etti:
"Yani onların resmi geçit yapmasını mı bekliyoruz- Şöyle bir taht kuralım, tribün yapalım, önümüzden resmi geçit yaparak çıksınlar. Böyle bir şey düşünülebilir mi- Veya bize el sallayıp gitmelerini mi arzu ediyoruz. Adam 'silahlı unsurlar çıkacaktır' diyor. Başkası soruyor: 'Silahlar ne olacak' diye. TRT'de bir yarışma var. Cevap sorunun içinde gizli kardeşim. Cevap sorunun içinde gizli. Adam diyor ki: 'Silahlı unsurlar çıkacak' Silahı eline mi alacak, omzuna mı alacak, belinde mi tutacak, orasını karıştırma. 'Silahlı unsurlar çıkacak' diyor ey cahil adam. Niye anlamak istemiyorsun, niye deşeliyorsun bunun altını-
'Peki çıkarken görürlerse ne olacak, karşılaşırlarsa ne olacak, çatışma olursa ne olacak' Be hey gafil, bak sana yine TRT'den bir soru, cevabı içinde gizli. Şimdi içeride 2 bin kişi var diyoruz, doğru mu- Doğru. Bunların çıkacağından bahsediyoruz, doğru mu- Doğru. Peki bu 2 bin kişi içeri girerken nasıl girdiler, niye kimseyle karşılaşmadılar, niye kimseyle çatışmadılar, niye kimse bunları görüp de müdahale etmedi- Bundan dolayı kimseye bir soru sorulduğunu gördünüz mü- Aslında silahlı unsurların Türkiye sınırlarından içeriye girmesi, ilk bakışta düşündüğünüzde suç değil midir- Bu sınırları biz niye koruyoruz- Bu sınırlar niçin kevgire döndü- Isıya dayanıklı radarlardan bile şemsiyeyle geçmeye çalışan bu örgüt mensupları, nasıl bizim karakollarımızı bastılar- Nasıl 25 tane delikanlımızı, askerimizi şehit ettiler- Nasıl mayınlama yaptılar- Bu insanlar girerken uyuyanlar vardı da şimdi mi uyandınız- O zamana ait sorusu olmayan, şimdi 'nasıl çıkacaklar, ya birisiyle tesadüfen karşılaşırlarsa'... Biz işimizi güzel yaparız. Bizim tek amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmekle işimiz yok. Hiç kimse kendini aldatmasın."
-"Kaşını kaldırmadın, gözünü oynatmadın"-
Arınç, 1999'dan 2002'ye kadar MHP, DSP, ANAP koalisyon hükümetinin olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Bugün esen, gürleyen, sokaklarda bas bas bağıran Bahçeli, 3,5 sene Bakanlar Kurulu sırasında Mesut Yılmaz ile rahmetli Ecevit arasında, kaşını kaldırmadan, gözünü sağa sola çevirmeden, bir harekette bulunmadan 3,5 sene yaşadı. Bir şey sorduğunuz zaman da cevabını vermezdi. Şimdi Bursa'da, İzmir'de gürlüyor. O gürlemeleri o zaman yapacaktın kardeşim. Sen Apo'yu yakalamadın, Apo'yu sana kargoyla teslim ettiler. Sen onun nimetiyle yüzde 18,5 oy aldın ama 3,5 sene sonra da 8,5'e düştün. O yakalamayla yüzde 21,5 aldı DSP. Ama 2002'de yüzde 1,5'e düştü. Milleti enayi mi zannediyorsun sen- Millet sana oyunu vermiş, sana değerini vermiş, sana notunu vermiş. 99'da yakalandı geldi, peki sonra- Adam ölüm korkusu içerisinde, mevcut kanunlara göre idam vs. konuşuluyor. Ama unutma, bugün bu Hükümete 'Ne verdin de bunu yapıyor' diye sorarsanız, siz de Apo'yu teslim aldığınızın karşılığında hangi sözü verdiniz diye sorarlar adama."
"İdamı da tartışmıyorum ama bugün bize çamur atmaya kalkanlara 10 sene öncesini hatırlatmak da görevimiz" diyen Arınç, "Hükümette kalabilmek için 'Biz bunu kesinlikle idam etmeyeceğiz' sözünü eğer hükümet ortakları vermişse, Rahşan Ecevit de seni zaten hiç istemiyordu, 'Bu katillerle ne işimiz var' diyordu, niye o hükümette 3,5 sene durdun sen- Kaşını kaldırmadın, gözünü oynatmadın" ifadelerini kullandı.
Arınç, "Biz ne günlerden geliyoruz, ateş çemberinden geliyoruz biz. Tehdit altında yüzlerce insan, birkaç tanesi konuşuyor. Sen kimsin, sana değer veren, seni dikkate alan kim var ki 'Ne verdiler de bunlar oluyor' diye soruyorsun. Aklımız var bizim aklımız, yaptığımız işi iyi biliyoruz" dedi.
-"Amenna, ortada bir suç var, bu suçun faillerini yakalamak devletin işidir"-
Tek amaçlarının Türkiye'nin terörden kurtulması olduğuna işaret eden Arınç, Bahçeli'nin bunu başaramadığını söyledi.
Bugüne kadar olduğu gibi kendilerine güvenilmesini isteyen Arınç, şöyle devam etti:
"Şunu sormamız lazım. Şehit aileleri, şehit yakınları, hepsi bizim kardeşlerimiz. Bir şehit cenazesinin başında, eşinin ya da çocuklarının şöyle söylediğini hiç duydunuz mu: 'Benim babam öldü, bütün babalar ölsün.' Mayında ayağını kaybetmiş bir gazinin şöyle söylediğini duydunuz mu: 'Benim ayağım, gözüm, kulağım, başımın yarısı gitti, herkesin de başının, gözünün, kulağının yarısı gitsin.' Onlar soylu insanlar, onlar bunu söylemedi. Onların söylediği tek şey var, 'Bu terör ateşini söndürün, başka ocaklar yanmasın, başka gözler ağlamasın.' Ama bir şey daha söylediler, onun da hakkını vermemiz lazım, 'Bunların cezasını verin', 'Benim eşimi öldürenlerin cezasını verin', 'Beni bu hale getirenlerin cezasını verin.' Amenna, ortada bir suç var, bu suçun faillerini yakalamak, cezasını vermek devletin işidir."
Alınlarının açık olduğunu, onun için de ellerinden geleni yaptıklarını dile getiren Arınç, "Yakalananlar, çatışmada öldürülenler, teslim olanlar, şunlar bunlar. Ama kesin netice olmadı. Olması da mümkün değil" dedi.
Her olayın failinin yüzde 90 yakalandığını ifade eden Arınç, "Gazeteleri iyi takip edin. Amanoslar'dan gelip Dörtyol'da 6 askerimizi şehit edenlerin 3 tanesi başka yerde gebertildi, 3 tanesi de yakalandı. Bir yerde cadde üzerinde bir dershaneyi ateşe verenler zamanı geldi yakalandı. Ama hepsi değil, hepsinin olması da mümkün değil. Bu işin tabiatında olmaz" şeklinde konuştu.
Tek tek vurmakla, tek tek yakalamakla bitmeyecek bir terörle karşı karşıya olduklarını belirten Arınç, başka ülkeler bu sorunu nasıl çözmüşlerse onlara dikkat etmeleri, Türkiye'nin bu sorunu farklı olarak nasıl çözebileceğine bakmaları gerektiğini bildirdi.
Baktıkları zaman buldukları yöntemin bu olduğunu anlatan Arınç, tek başlarına kalsalar da sonucu ne olursa olsun, terörü ortadan kaldıracak noktaya güvenle, ümitle gittiklerini vurguladı.
-"CHP, sürece köstek olmasın"-
Ümitlerin boşa çıkmaması için CHP'ye seslendiğini söyleyen Arınç, CHP'nin sürece köstek olmamasını, sabotajcılara ümit ve fırsat vermemesini istedi.
CHP'nin ülkenin anamuhalefet partisi olduğunu dile getiren Arınç, CHP'ye "Rapor yazmakla iş bitmiyor, onu uygulamalısınız. Onu bugün de savunmalısınız. İçinizde ulusalcı diye bilinen, ortaya çıktığı zaman bas bas bağıran insanlar, gerçek CHP midir, onları da bilmemiz lazım" eleştirisinde bulundu.
Akil İnsanlar Heyeti üyelerine teşekkür edilmesi gerektiğini belirten Arınç, "Türkiye'nin akil insanı 63 kişi değil ki sadece. 75 milyonun içinden kim bilir kaç bin tane insan çıkabilir- Ama bunlar rahatlıklarını bıraktılar, bu işte fayda gördükleri için Anadolu'yu dolaşmaya başladılar" diye konuştu.
-"Doğu Perinçek'in elemanlarıyla yan yana gelmek yakışır mı"-
Dün Bursa'daki hadiselerle ilgili Emniyet Müdürü ile Vali'yi arayarak bilgi aldığını anlatan Arınç, şunları kaydetti:
"Utanarak söylüyorum, bu güzel insanlara, içlerinde Prof. Hayrettin Karaman hocamız da olmak üzere, Türkiye'de İslam fıkıhı konusunda en yüksek otorite sahibi olan birisi, Akil İnsanların içerisinde Anadolu'da çözüm sürecini anlatıyor. Dışarıda bas bas bağıran, ellerindeki sopalarla içeri girip, içeriyi tahrip etmek isteyenler, TGB'liler, yanlarında ülkücüler. CHP ve MHP'nin parti yöneticileri, TKP'liler, MKP'liler. Bunlar nasıl oldu da bir araya geldiler Allah aşkına- Bunlar nasıl bir arada bu işlere karşıtlık yapabiliyorlar- Mesela CHP, 'Ben bu eylemlerin içinde yokum, tasvip de etmiyorum, teşkilat mensuplarından kim buna katılırsa onu partiden atacağım' diyemez mi- Mesela MHP, bugüne kadar ülkücüleri sokağa salmadı, adam da çok huzurdan, güvenden yana dediğimiz birisi, son mitinglerinde tam tersini yapıyor ama bunlara karşı şunu söyleyemez mi 'Bırakın ne söyleyeceklerse söylesinler, onlar yanlış yapıyorlar. Ama onlara sopalarla gitmek, hele hele Doğu Perinçek'in elemanlarıyla yan yana gelmek yakışır mı' diyemez mi-"
-"Vallahi mahcup olursunuz"-
Kendisinin ülkü ocaklarına yakın bir insan olduğunu ifade eden Arınç, ülkücülere şöyle seslendi:
"Siz CHP'nin aynen içine düştüğü gibi Kemalist sol bir parti oldunuz, yakışıyor mu size- Bu yaptıklarınız geçmişte sahip olduğunuz ideallere yakışıyor mu- Niye bir Büyük Birlik Partisi gibi hareket etmiyorsunuz. Onlar da bu konuda belki çok istekli ve arzulu değil. Ama sizin gibi böyle sokak hareketleri yapmıyorlar. Bağırmıyor, çağırmıyorlar. Ey ülkücü kardeşlerim, sizin 50'sini toplasam, 500'ünü bir araya getirsem Musa Serdar Çelebi'den daha iyi bir ülkücü müsünüz, siz kimsiniz Allah aşkına- Musa Serdar Çelebi, ayağının tozuyla bir gün Hakkari'de, bir gün Orta Anadolu'da bu sürecin ülke için son bir şans olduğunu anlatıyor. Buradakiler de bas bas TKP'liler de ortalığı birbirine katmaya çalışıyorlar. Vallahi mahcup olursunuz. Olup biteni isterseniz izleyin, bu daha faydalı. Çünkü sonucu inşallah iyi olacak, siz de kaybetmemiş olursunuz."
Arınç, "12 Eylül 2010 referandumunda siz en yüksek sesle 'Hayır, hayır, hayır' diye bağırdınız. Ama gün geldi MHP teşkilatlarının en az üçte biri referandumda evet oyu kullandı. Bugün de böyle olacak" dedi.
Halkın, AK Parti'nin de Hükümetin de vatanseverliğinden şüphesi olmadığını vurgulayan Arınç, "Siz kendinize bakın. Milliyetçilikse, vatanseverlikse bizden iyisi bulunmaz. Dindarlıksa hamdolsun kırık dökük onu da en güzel yapanlardan birisiyiz" diye konuştu.
-"Herkes ayağını denk alsın"-
Necip Fazıl'ın "Türk, Müslüman olduktan sonra Türktür" dediğini ifade eden Arınç, "Biz hamdolsun İslam ile şereflendik, onunla iftihar ediyoruz. Elbette Türklük vardır, o da bu ülkede en güçlü unsurlardan birisidir ve hamdolsun tarihimizin de yüz akıdır. Bunu söylemek başkalarını inkar etmek anlamına gelmez. Unutmayın, Diyarbakır'ın Müslüman orduları tarafından fethi 639 yılında oldu. Sultan Alparslan Malazgirt'e gelmeden 400 sene önce. O yüzden herkes ayağını denk alsın" ifadelerini kullandı.
Arınç, MHP'nin gerçek milliyetçiliği göstermek ve yaşamak istiyorsa yanındakilerden ayrılması ve farklı tavır içine girmesi, CHP'nin de sosyal demokrat parti olduğunu düşünüyorsa Avrupa'daki sosyal demokratların veya hükümetlerin Türkiye'nin bu meselesi karşısında takındığı tavırlara bir kez daha dikkat etmesi gerektiğini kaydetti.
Bülent Arınç, "Ama ne yaparlarsa yapsınlar teraziye çıkacağız, çok da uzun olmayan bir zamanda. Bir yıl sonra inşallah bugünlerde büyükşehir belediyeleri dahil bütün belediyelerimizi kazanmış olacağız ve iki ay sonra da önümüzdeki yıl için söylüyorum, cumhurbaşkanımızı halkımızın oylarıyla ilk turda, ikinci tura kalmadan inşallah yüzde 60 ile seçeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.