Asayiş
  • 25.1.2008 16:31

MİLLİ PİYANGO MÜDÜRÜ MAKAMINDA ÖLDÜREN MÜFETTİŞ İLK KEZ KONUŞTU...

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın ilk duruşmasına, sanık Ahmet Öztürk ve avukatı Barış Kurt, İhya Balak’ın annesi Müzehher Balak, eşi Necla, çocukları Burcu Balak ve Eda Balak Güler ile avukatları Yahya Koç katıldı.
      İhya Balak’ın davaya katılan akrabaları, davada müdahil olarak yer almak istediklerini belirttiler. Cumhuriyet Savcısı Ömer Gürsel Gencel, müdahillik başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı Hakkı Elvan, davaya müdahil olma taleplerinin kabul edildiğini açıkladı.
      Elvan, MPİ Genel Müdürlüğünün de davaya müdahil olmak istediğini, ancak kurumun meydana gelen olay nedeniyle herhangi bir zarara uğrayıp uğramadığının tespiti için inceleme yapılacağını, bunun ardından karar verileceğini söyledi.
      Sanık Ahmet Öztürk, "olay günü emeklilik dilekçesini sunmak ve bazı duygularını açıklamak üzere Balak’ın makamına gittiğini" anlattı. Odaya girerken kapıyı kapatmak istediğini, ancak "Balak’ın, kendisine ’Kapatma, açık kalsın’ demesi üzerine irkildiğini" ifade etti.
      Balak’ın, odada iken "kendisine ’Beni rezil ettiğin, aşağıladığın yetmedi mi? Ne yüzle geldin?’ dediğini ve ağır hakaretlerde bulunduğunu" öne süren Öztürk, "bunun üzerine masaya doğru yöneldiğini, Balak’ın elinde ışığı yansıtan mat bir cisim gördüğünü, bu nedenle silah çektiğini ve paniğe kapılarak ateş ettiğini" söyledi.
      Silahla bir el ateş ettikten sonraki gelişmeleri hatırlamadığını savunan Öztürk, "olaydan sonra odaya gelen güvenlik görevlisinin ateş etmesi üzerine kendine geldiği" şeklinde ifade verdi.
     
     "UĞRADIĞIM HAKARETLER NEDENİYLE ATEŞ ETTİM"-

      İhya Balak’ın talimatıyla daha önceden bir soruşturma yaptığını, ancak sonra Balak tarafından bu soruşturmadan alındığını, bu nedenle Balak ile aralarında bir tatsızlığın bulunduğunu ifade eden Öztürk, olayın nedeninin bu tatsızlık olmadığını öne sürdü. Ahmet Öztürk, "Olay günü, uğradığım ağır hakaretler nedeniyle Balak’a ateş ettim" diye konuştu.
      Duruşmaya müdahil olarak katılan Necla Balak, eşi İhya Balak’ın, evde iken sanık Ahmet Öztürk’ten herhangi bir şekilde bahsetmediğini ve aralarında bir husumet olup olmadığını bilmediğini belirterek, "Eşim, evde iken iş yerindeki sorunlardan bahsetmezdi" dedi.
      Burcu Balak ise babasının bugüne kadar kimseye küfür ettiğini görmediğini söyledi.
      Duruşmada, MPİ Genel Müdürlüğünde çalışan beş kişi, tanık olarak dinlenildi.
      Şaban Yıldırım, MPİ Genel Müdürlüğünde çay ocağında çalıştığını belirterek, olay günü çay servisi yaparken silah sesleri duyduğunu, bunun üzerine genel müdürün makam odasına gittiğini ve orada Balak’ı koltuğunda hareketsiz bir şekilde otururken gördüğünü kaydetti. Sanık Öztürk’ün, ateş ettikten sonra elinde silahla dışarı çıktığını ve diğer odalara da girip çıktığını ifade eden Yıldırım, Öztürk’ün daha sonra tekrar makam odasına girerek Balak’a bir el daha ateş ettiğini belirtti.
      Yıldırım, makam odasındaki masanın üzerinde ise su dışında hiçbir şeyin bulunmadığını ifade etti.
      Sivil savunma uzmanı olarak görev yapan Atilla Özdemir ise silah sesleri üzerine güvenlik görevlisi ile birlikte makam odasına girdiklerini ve Öztürk’e teslim olmasını söylediklerini aktardı. Özdemir, Ahmet Öztürk’ün kendilerine "Ben size güvenmiyorum. Size teslim olmam. Polise teslim olacağım" diye cevap verdiğini belirtti.
      Güvenlik görevlisi Adnan Savaş da İhya Balak’ın silah bulundurmadığını ve taşımadığını kaydederek, Öztürk ve Balak arasında herhangi bir husumet olup olmadığını bilmediğini söyledi.
      Sekreter Reyhan Tan ise olay günü Ahmet Öztürk’ün, makama gelmesinin ardından bir genel müdür yardımcısı ile daire başkanının da geldiğini, ancak İhya Balak’ın kendisine "Önce Ahmet gelsin ama kapıyı açık bırak" diye talimat verdiğini artardı.
      Öztürk, içeri girdikten birkaç dakika sonra iki el arka arkaya, bir el de kısa bir süre sonra silah sesi duyduğunu söyleyen Tan, bunun üzerine içeri girdiğini, Balak’ı yerde yatarken gördüğünü ve yardım istemek için bağırarak dışarı çıktığını kaydetti. İhya Balak’ın masası ile kendi masası arasında 5 metrelik mesafe olduğunu ve kapıyı da açık bıraktığını belirten Tan, olay öncesinde, içeride herhangi bir bağırma-çağırma ve hakaret duymadığını söyledi.
      Gülten Kayalık ise olayı görmediğini ancak iki el arka arkaya silah sesi duyduğunu belirterek, Balak ve Öztürk arasında bir husumet olup olmadığını bilmediğini ifade etti.
      Cumhuriyet Savcısı Ömer Gürsel Gencel, mevcut delil durumu ve suçun vasfına göre, sanık Öztürk’ün tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
      Mahkeme Başkanı Hakkı Elvan, Öztürk’ün, suç ehliyetinin olup olmadığının anlaşılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığında 3 hafta gözetim altında tutulmasına karar verildiğini açıkladı.
      Sanık Öztürk’ün tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, dava dosyasındaki eksikliklerin tamamlanması için duruşmayı erteledi.
      Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan davanın iddianamesinde, Öztürk’ün, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK), 82/1 (g) maddesi uyarınca "ağırlaştırılmış müebbet hapisle" cezalandırılması talep ediliyor.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 14:09

İLGİLİ HABERLER