ALEX AKİMOĞLU
İSTANBUL - İş için gittiğim üç günlük Moskova seyahatimden kalan fotoğraf karelerini aktarmak gerekirse şöyle ifade edebilirim:
Çarlık döneminden kalma muhteşem binalar, geniş tutulmuş ağaçlandırılmış caddeler, komünizmin etkisinden kurtulamamış tepkisiz ve ifadesiz yüz hatlarıyla orta yaş jenerasyonu ve barlarda sabahlayan modern giyimli, dünyanın herhangi bir metropolünde görebileceğimiz genç insanlar. Komünizm devrinin amblemi 'orak-çekiç'le kaynaşmış 'McDonald's ve 'Coca-Cola' amblemleri arasında yükselen heybetli altın kubbeler. Moskova'daki çelişkili görüntü modaya da yansıyor. Bir yanda, şehrin çeşitli bölgelerindeki ihtişamlı galeri ve caddelerinde açılmış lüks butikler, diğer yanda ilginç yöntemlerle yapılan 'pazar alışverişleri.'
Marka düşkünü zenginlere
Louis Vuitton, Max Mara gibi sayısız ünlü marka muhteşem butiklerle, Rus pazarının 'yeni zenginleri'ne hitap ediyor. Butiklere girip çıkan müşteri kitlesi de İstanbul veya Paris'teki butik müşterisini aratmıyor. Son moda giysilerle alışveriş yapıyorlar. Alışveriş merkezlerinde çay, kahve molası için açılmış lüks kafeleri ise Milano'daki Via Saint Andrea'yı anımsatıyor.
Seyahatimin en ilginç bölümü ise ziyaret ettiğimiz 'kürk pazarı' oldu. Dev pazarda, yan yana dizilmiş konteynırlarda, çoğu Türkiye'den gelme kürk ve deri giysiler satılıyor.
Milyonlarca dolarlık alışverişin gerçekleştiği pazara, Rusya'nın dört bir yanından Ruslar ve eski SSCB ülkelerinden toptancıların yanı sıra, ucuz giysi satın almak isteyen müşteriler geliyormuş.
Çinliler, görüntü olarak hakikisinden ayırt edemeyeceğiniz sentetik kürkler satarken, Türklere ayrılmış bölümde daha kaliteli ürünler var. Otobüslerle gelen genelde kadın toptancılar, aldıkları giysileri, büyük çuvallara doldurarak akşam aynı otobüslerle geri dönüyorlar.
Eksi 40, eksi 50 gibi soğukların doğal olduğu Sibirya'da, kürk giymek ise çorap giymek kadar tabii bir ihtiyaç. Yıllardan beri duyduğum, ancak ayrıntılarını bilmediğim 'Rus pazarı', 'bavul ticareti' gibi kavramlar ise ancak böyle bir seyahat sonunda netleşiyor. Bu dev pazarda eski SSCB ülkeleri de katıldığında, 500-600 milyonluk bir kitleye hitap ediliyor.
Bir diğer gözlemim ise Paris'te binlerce euro verip podyumlara çıkardığımız güzel Rus mankenlerini aratmayan kızların bolluğu. Rusya, marketlerde kasiyerlik yapan kızlardan sokakta sigara satanlara kadar, 'manken gibi abi' misali güzellerle dolu.
radikal
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:55