KAYNAK : Haber Kaynağı
Ekonomiden sorumlu Devlet eski Bakanı Kemal Derviş'in 2001 Mayıs ayında Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'ne atadığı Niyazi Erdoğan, görevden alınmaması gerektiğini söyleyerek meydan okudu. Görevinden alınacağını öğrenen Erdoğan, banka şube müdürlerine gönderdiği mektupta, görevden alınmasının 4603 ve 4684 sayılı yasalara aykırı olduğunu ileri sürdü.
Erdoğan, Ziraat Bankası'nın tüm merkez şube müdürlerine gönderdiği e-postada bir önceki hükümetin IMF ve Dünya Bankası'na verdiği taahhütler doğrultusunda yasa ile göreve atandığını ve ancak yasayla görevden alınabileceğini kaydetti. Erdoğan, 4603 ve 4684 sayılı yasalarda yapılacak değişikle bile görevden alınmasının IMF ve Dünya Bankası'na verilen taahhütlerden dolayı Türkiye'ye zarar vereceğini öne sürdü.
10 Ocak 2003 tarihli elektronik mektubunda, kendileri piyasaya girdikçe bundan rahatsız olan kesimler olacağını ileri süren Erdoğan, ''Biz milli mücadele ruhuyla çalışarak koşturarak, gerektiğinde ve çoğu kez en önemli varlığımız olan ailemizi ihmal ederek başarıya inanarak buralara geldik. Oturularak, heyecanlanmadan, ruh katmadan başarmak diye birşey yok. Yoksa savaşı başlamadan kaybedersiniz. Rakiplerinizi önce beyninizde yeneceksiniz. Biz bu yola baş koyduk, dönemeyiz, dönmemeliyiz'' ifadesini kullandı.
Hakkında soruşturma açıldı
Filoloji bölümü mezunu olan Niyazi Erdoğan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen İnterbank'ın Ankara Şube Müdürü iken Kemal Derviş döneminde Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'ne atandı. Erdoğan hakkında, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne sahte beyanda bulunarak yeşil pasaport aldığı suçlamasıyla Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nda soruşturma açıldı. Ziraat Bankası Genel Müdürü'nün 1475 sayılı yasaya tabi iken Emniyet'e 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olduğunu bildirip yeşil pasaport aldığı ortaya çıkmıştı. Yine aynı yasaya tabi olan Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık ve bazı yönetim kurulu üyelerinin de aynı bildirimle yeşil pasaport aldıkları belirtiliyor.
Niyazi Erdoğan, Ziraat Bankası'nın
Deutsche Bank ile devlet tahvili ve döviz alımı işleminde devleti 100 milyon dolar zarara uğratmakla suçlanıyor. Erdoğan'ın ayrıca, hükümetin araç tasarrufuna ilişkin kararı var iken bankaya 2,6 milyon dolara lüks araç aldığı da belirtiliyor. Erdoğan'la ilgili bir diğer suçlama ise 100 bin dolarlık bir yazılım programı ile çözülebilecek ATM sistemi problemini Türkiye'de ATM cihazı fazlalığı varken yurtdışından 27 milyon dolar fiyatla yeni ATM alımıyla gidermeye çalışması.
(Yeni Şafak)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:09