
MUHALEFET HÜKÜMETİN İSRAİL KARARINA NE DEDİ?
Hükümetin, BM'nin Mavi Marmara raporuna sert tepki göstererek açıkladığı 5 maddelik önlem paketine muhalefetten de farklı sesler yükseldi.
CHP, “Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestîsinin sağlanması için gerekli her önlemin alınması"na yönelik maddenin savaş çıkarabileceği uyarısında bulunarak hükümeti eleştirirken, MHP kanadı, tedbirleri yetersiz bulmasına rağmen desteklediğini açıkladı.
CHP: Hükümetin başarısızlığı görülmüştür
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, partisi adına yaptığı açıklamada, “Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestîsinin sağlanması için gerekli her önlemin alınması"na dikkat çekerek, bu kararın Türk ve İsrail deniz kuvvetlerinin karşı karşıya gelebileceği ihtimalini beraberinde getireceğini söyledi.
"Komşularla sıfır sorun politikasıyla yola çıktığını iddia eden ve AKP'nin Türkiye'yi sıcak çatışma eşiğine taşımış olması ihtimali hazin ve kabul edilmezdir." diyen Loğoğlu, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi çağrısında bulundu.
Faruk Loğoğlu'nun açıklaması şöyle:
Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu'nun BM Raporunun sızdırılması üzerine yaptığı ve Türkiye'nin atacağı adımları ilan eden açıklaması önemlidir, ancak iyi okunması lazımdır. Diplomatik temsilciliğin 2. Katip seviyesine indirilmesi Türkiye-İsrail ilişkilerinde daha önce yaşanmıştır; önemi sadece sembolik ve psikolojiktir. Askeri anlaşmaların iptali ise, bunlar uzun süredir zaten işlemediğinden, fazla bir anlamı yoktur. Ekonomik ve ticari ilişkilerden söz edilmemektedir. Öte yandan, Türkiye'nin Gazze ablukasını tanımadığı ve bu hususu BM Uluslararası Adalet Divanına götüreceğini belirtmesi, alınacak sonuç belli olmamakla beraber, dikkat çekicidir.
Ancak Sayın Davutoğlu'nun açıklamasının en can alıcı noktası ise “Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestîsinin sağlanması için gerekli her önlem alınacaktır” yolundaki sözleridir. Bu ifade, Gazze ablukasını tanımadığını belirten bir Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de askeri önlemler de alınabileceği anlamına geliyorsa, bölgede gerginliğin artabileceği ve Türk ve İsrail deniz kuvvetlerinin karşı karşıya gelebileceği ihtimalini beraberinde getirecektir. Bu yaklaşımın hangi nedenlerle ve gerekçelerle Türkiye'nim ulusal çıkarları ve güvenliğinin bir gereği olduğunu Hükümet kamuoyumuza anlatmalıdır. Komşularla sıfır sorun politikasıyla yola çıktığını iddia eden AKP'nin Türkiye'yi sıcak çatışma eşiğine taşımış olması ihtimali hazin ve kabul edilmezdir.
Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu'nun açıklamalarından sonra Türkiye-İsrail ilişkilerinin yakın gelecekte düzelmeyeceği ve yeni gerginliklere sahne olabileceği anlaşılmaktadır. Bu durumun çok ciddi sonuçları olabilir. Zira Türkiye-İsrail ilişkilerinin önemi ikili planla sınırlı değildir. Bu ilişkinin asıl değeri bölgenin tamamı bakımından taşıdığı stratejik değerdir. Ortadoğu'ya barış ve istikrarın gelmesi, Arap-İsrail ihtilafının çözümü büyük ölçüde Türkiye'nin rolü ve katkısına bağlıdır. İsrail'le ilişkilerimizin mevcut durumu Türkiye'nin bir arabulucu, kolaylaştırıcı ve uzlaştırıcı rol oynamasını engellemektedir. Filistin devletinin Birleşmiş Milletlerde tanınması konusunun da gündemde olacağı şu günlerde Türkiye-İsrail ilişkilerinde olabilecek yeni gerginlikler kritik Ortadoğu bölgesi için yararlı olmayacaktır. Bu nedenle, Türkiye ve İsrail'in karşılıklı olarak daha soğukkanlı hareket etmeleri ve ilişkilerini düzeltecek arayışlara devam etmeleri yerinde olacaktır”
MHP: B Planı güçlü değil, destekliyoruz
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Bunu güçlü bir B planı olarak görmüyoruz. Aslında bunlar yapılması çok normal şeyler. Bu anlaşmalar İsrail'le ilişkiler iyi olduğu zaman da iptal edilebilecek anlaşmalardır." dedi.
Türkeş şunları kaydetti:
İsrail'e askeri anlaşmaların askıya alınmasını MHP olarak da destekliyoruz.
Diplomatik ilişkilerin 2. katip seviyeye düşürülmesi de B planı olarak görülmemeli.
Bunları B Planı olarak algılama doğru değil, Türkiye yakın zamanda yeni bir B Planı açıklamalı dedi.