Yaşam
  • 6.5.2017 11:41

Murat Serezli'den Türkiye Gazetesi'ne çarpıcı röportaj

Murat Serezli: 'Oyunculuk beni seçti'

“Hayatın getirdikleri, beni sinemaya yönlendirdi. Belki de kaçınılmaz sondu ve ben 30 sene direndiğimi sanıyordum...”

Türkiye gazetesinden Kübra Şafak'ın röportajı..

Samimi, mütevazı ve aşırı disiplinli olan Murat Serezli, Dağ 2 ile adını sinema tarihine altın harflerle kazıdı. Ardından Savaşçı dizisiyle bu başarıyı perçinledi. Durum böyle olunca dikildim karşısına ve bunun sırrını bir bir sordum. Kaya gibi sert dursa da göründüğü gibi olmadığını tanıdıkça öğrendim. Şimdi ünlü oyuncuyu tanıma sırası sizde...

Bu aralar yoğun bir iş temponuz var. Bu yoğunluk içerisinde nasılsınız Murat Bey? Bir gününüz nasıl geçiyor neler yapıyorsunuz?

Seyircimize SAVAŞÇI dizisinin olabilecek en kaliteli halini her hafta sunabilmek için tüm oyuncular ve kamera arkası ekibi, oldukça hummalı ve özverili bir çaba içinde, günümüzün büyük çoğunluğunu çekimlerle geçiriyoruz. Aynı anda iki ayrı ilde ve iki ayrı sette.

Mimarlık okuduğunuzu biliyoruz. Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Nasıl başladı?

Mimarlık okurken bilgisayara düşkünlüğüm yüzünden programcılık ve animasyonla uğraşırken, animasyon ve yönetmenlik göreviyle büyük bir TV kanalında çalışmaya başladım. Seslendirme de yaptığım on yıl süren bu süreçte kamera arkası işlerim önce reklam oyunculuğu ile, ve sonra dizilerle/filmlerle, tamamen oyunculuk/reklam seslendirmesi/sunuculuğa dönüştü.

Nevra Serezli ve Metin Serezli’nin çocuğu olmak bir şans mı sizin için? Çocukluğunuz nasıl geçti?

Çocukluktan itibaren tüm öğrenim hayatımda pozitif ayrımcılığa neden olmasın diye sakladığım bir bilgiydi soyadım. Bunu değil bir şans olarak görmek, değerlendirme düşüncesine bile tahammül edemezdim. Ama onların çocuğu olmak gelişme çağımda ve aile hayatımda büyük bir şanstı. Tüm büyüdüğüm çevre, aydın, sanatçı, kendini geliştiren, sorgulayan, kültürlü, akıllı, esprili, dengeli, Dünya’yı ve ülkesini koruyan, vatansever insanlarla doluydu.

Oyuncu olmanız için sizi yönlendirdiler mi? Sizin için kaçınılmaz bir tercih mi oldu?

Hayır yönlendirmediler. Benim için de geç bir tercih oldu; oyuncu/sunucu olmak gençliğimdeki mizacıma tersti zaten. Tesadüfler ve hayatın getirdikleri beni yönlendirdi diyelim. Belki de kaçınılmaz sondu ve ben 30 sene direndiğimi sanıyordum.

Metin Bey eleştirir miydi oyunculuğunuzu? Nevra Hanım eleştiriyor mu?

Karşılıklı birbirimizin tüm işlerini izler ve yorumlarız her zaman. Annem ve babam yaptığım her işle ilgili yorum yaparlar. Güvenilir, iyi niyetli, bilgili kaynaktan gelen eleştiri eşsiz kıymettedir.

Babanız vefat etmeden önce size öğüt verdiği unutmadığınız bir sözü var mı?

Belirgin bir vecize yok. Ama yıllar boyunca bana gösterdiği yollar benim hayatı kullanma kılavuzumdur. İçinde yüzlerce not olan…

Dağ 2 filminin gişe rekorları kırmasını bekliyor muydunuz?

Evet. Gişe başarısından senaryoyu ilk okuduğum andan beri emindim. Doğru zamanda olan bir filmdi.

Dağ 2 filminde Yarbay Veysel rolünü kabul etmenizdeki en önemli sebep neydi?

Müthiş senaryosu, gördüğüm/oynayacağım en derinlikli ve çok katmanlı karakter oluşu ve filmi çekecek olan kişinin bildiğim ve takdir ettiğim Alper Çağlar olacak olması.

Dağ 2’deki rolünüze nasıl bir hazırlık süreci oldu?

Muazzam çok çalıştım. 5 ay her gün spor yapıp 15 kilo verdim. Askeri filmler, röportajlar, kitaplar inceledim. Silah dergilerinden tutun, hayatta-kalma kitaplarına kadar bulabildiğim her şeyi inceledim. Askerlerin duygularını derinden anlamamı sağlayacak her türlü entelektüel çalışmanın dışında, rolümü analiz etmek için de duygusal boyutta çalışmalar yaptım. Senaryoyu defalarca inceleyerek karakterimin tüm yaşadıklarını, düşüncelerini, filmin her bir anındaki hislerini büyük bir detayla kurdum. Her bir nefes alışına bile çok özendim Veysel Yarbay’ın. Hayatımın rolü olmasını istedim.

Dağ 2’de en etkilendiğiniz sahne hangisi oldu? İlk izlediğinizde ne hissetiniz?

Etkilendiğim çok sahne var. Ayırmak istemiyorum. Tüm timin grup telsiz konuşması olsun, Türkmen kızının çarmıhtan kurtarıldığı sahne olsun, Veysel’in kendi kızını anlattığı sahne olsun, timine brövelerin verileceği gün olan konuşması olsun, ya da filmin sonunda son kale’deki koşusu olsun; hepsi her seferinde tüylerimi ürpertiyor.

Güncellenme Tarihi : 6.5.2017 17:03

İLGİLİ HABERLER