İSTANBUL - Bolat, ''İş dünyası olarak fikir hürriyetini teminat altına alacak yasal bir düzenleme ile basın özgürlüğünün önünün açılmasını, Yargıtay'ın hukuk ve düşünce özgürlüğü temelinde, basın özgürlüğüne ve yargının tarafsızlığına ipotek getirecek bu adaletsiz kararı bozmasını bekliyoruz'' dedi.
''Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke'' başlıklı bir köşe yazısından dolayı 312 emekli generalin, ulusal bir gazete ve yazarı aleyhine açtığı davadan rekor tazminat cezası kararı çıkması hakkında açıklama yapan MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat, bugüne kadar emsali görülmemiş kararın Yargıtay tarafından bozulmasını, fikir hürriyetini teminat altına alacak yasal düzenleme ile basın özgürlüğünün önünün açılmasını beklediklerini söyledi.
Dr. Bolat yaptığı açıklamada, ''312 emekli generalin bir köşe yazısını gerekçe göstererek bir gazete aleyhine açtığı davada Ankara 20. Asliye Mahkemesi'nin yayıncı kuruluşun ve yazarın yaklaşık 1 trilyon liraya yakın tazminat ödemeye mahkum edilmesi düşünceyi açıklama hakkının ihlal edilmesi ve bir gazetenin dolaylı şekilde susturulmak istenmesidir. Bir anlamda postmodern bir sansürdür, basın hürriyetine ve düşünce özgürlüğüne bir darbedir. Bir yazı için 900 milyarlık ceza hiçbir hak ve hukuka sığmaz. Verilen cezaların haddi aşmaması gerekir. O nedenle Yargıtay tarafından mutlaka bozulmalıdır. Diğer basın kuruluşları da bu cezaya karşı sessiz ve duyarsız kalmamalıdır. Zira bu karar emsal teşkil edeceğinden basın özgürlüğünün üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanacak, toplumsal istikrarı zedeleyecektir. Fikir üreterek iş yapanların eleştirme haklarını elinden alan cezalar basın hürriyeti önünde büyük bir engeldir. Basının ve fikir adamlarının eleştiri hakkı demokrasinin gereğidir. Bir ülkede demokrasi ve özgürlüğün en önemli göstergesi basın özgürlüğüdür. İnsanların kişilik haklarına tecavüz olmadığı sürece bu eleştiri hakkına sınırlama ve ceza olmamalıdır'' dedi.
Dr. Bolat açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Bir basın kuruluşunun ilk kez bu kadar yüklü tazminat cezasına çarptırıldığını görüyoruz. Verilen cezaların haddi aşmaması gerekirken, yaklaşık 1 trilyonluk tazminatın kamuoyunda, cezadan başka anlamlar da taşıdığı şüphesi ortaya çıkarmıştır. Genel manada yargının tarafsızlığını yitirmesi görmezden gelinemez bir olgu, adalet dağıtması gereken yargının şüphelerden arınması olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Sayın Başbakan'a, 'İmam Hatipli olmasını içime sindiremiyorum' diye hakaret eden bir kişinin Baro başkanı olarak görevini sürdürdüğü bir ülkede emekli generallerin açtığı bu davanın kararı özgürlüklerin ve demokrasinin ancak elit bir zümre için geçerli olduğu kanaatlerine yol açmaktadır. Biz MÜSİAD olarak bu davanın AB yolunda atılan adımları sekteye uğratmasından endişeliyiz. Umarız ki iş oralara gitmeden, hukuk ve düşünce özgürlüğü temelinde çözülür. Basın özgürlüğüne ve yargının tarafsızlığına ipotek getirebilecek bu davanın AİHM'ye gidilmeden Yargıtay'dan dönmesini bekliyoruz.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:15