MUSTAFA MUTLU 'BAĞIMSIZ İNTERNET' TARTIŞMASINI SÜRDÜRÜYOR
Geciken bir tartışma:İnternette bağımsızlık
Salı günü yayınlanan, 'Hani, internet bağımsızlıktı?' başlıklı yazım, sanal dünyada yeni bir tartışmanın başlamasına yaradı... Matbaanın ülkemize geç gelmesi gibi, bu tartışmayı da diğer ülkelerden çok sonra yapıyoruz... Ama bu bile, hiç yapmamaktan daha iyi. İşte, internetteki meslektaşlarımın, bu konuda yazdıklarından küçük bir özet:
* * *
Medyatava
'Milyarlarca liralık reklam gelirimiz yok. Olsa da bu, bizim bağımsızlığımızı asla engelleyemez. Biz, en çok güvenilen siteyiz ve bunu sık sık yaptığımız 'elemelere' borçluyuz... Yine de Mustafa Mutlu'nun çağrısı doğru: Bu mecra yeni ve çok önemli. Kimsenin kirletmesine izin vermeyelim.'
Süperpoligon
'Hiçbir medya sitesinin milyarlarca liralık reklam alması mümkün değildir. Çok uzun aralıklarla alınan ve aşırı ucuz reklamlar ise ancak sitelerin bir aylık masraflarını karşılar. İşte bu nedenle, bu sektörlerin reklam için özgürlüklerini kaybetmeleri mümkün değildir. Artık hiçbir şey gizli kalmıyor, eninde sonunda kirli ilişkiler günyüzüne çıkıyor. Kabul edilmeli ki; bu, medya siteleri sayesinde olmuştur. Kimse merak etmesin; sıkıştığımız dönemde kimseye kulluk etmez, kapımıza kilit vurup, çeker gideriz.'
Dördüncü Kuvvet Medya
Ertuğrul Acar
'Mustafa Mutlu'nun 'Hani internet bağımsızlıktı?' şeklindeki sorusu son derece yerinde. Mutlu, reklam verenlerin etkisinin olduğunu söylüyor ki, bu da doğru. Özellikle kişisel amaçlı yıpratmalar internette çok yaygın. Dürüst ve doğru habercilik yaptıklarını iddia eden bir takım sitelerin gerçekçe dışı beyanlarla insanları yanılttıkları biliniyor. Tabii, bu arada asıl amaç reklam verenleri etkileyebilmek. Bir bakıyorsunuz, sitenin biri çıkıyor ve 'Türkiye'nin en çok ziyaret edilen sitesi biziz' diyebiliyor. Tabii işin detayını bilmeyen okurlar da bu palavraya inanıyor. Peki; reklam alabilmek için bu tür palavraları ortaya atan internet sitelerinin haberlerine inanmak doğru olur mu?'
Habervitrini, Metin Özer
'Yazdıklarınızın tamamına katılıyorum. Bütün internet sitelerinin ortak sorunu, gelirsizlik. Personel, ajans abonelikleri ve rutin büro giderlerini bir kenara bıraktığınızda bile, sitenize yapılan girişler arttıkça, teknik olarak gideriniz de katlanıyor. Sonuçta tek bir kaynağımız var, reklam. Maalesef Türkiye'nin ünlü şirketleri hâlâ interneti keşfedebilmiş değil. Coca-Cola, Pepsi, Ülker, Arçelik, Vestel gibi yüzlerce dev şirket, interneti es geçiyor. Oysa ABD'de internet reklamları, televizyonların önüne geçmiştir. Bu yüzden, Türkiye'deki internet siteleri mali özgürlüğe kavuşmadan, onlardan daha fazlasını beklemek, sanırım haksızlık olur.'
Markopaşa, Ümit Oğuztan
'Çok önemli bir konuya neşter vurdunuz. Gazetecilik mesleğinin 'umudu' olan internet, sansürün üstesinden gelebilen teknoloji harikasıdır. İnternet ortamında bağımsız yayın yapan sanal gazeteler var. 'www.markopasa.net' bunlardan biri. Çünkü yayın hayatına başladığı günden beri banner (internet reklamı) alabilmek için hiçbir kapıyı çalmadı. TIR'larda dürüm satışından elde edilen gelirle, hiçkimseye 'Eyvallah' etmeden bu işi yapıyoruz.'
'İnternette bağımsızlık' yazılarını sürdüreceğiz...
24 Temmuz...
Bugün 24 Temmuz; Basın Özgürlüğü günü... Sansürün, sözüm ona kaldırılışının yıldönümü... Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bugünü 'Basın Bayramı' olarak kutluyor... Ancak ülkemizde sansür ne kadar kaldırılmışsa, bu bayram da o kadar kutlanabiliyor...
Bugün yine o kutlamalardan biri var... Dolmabahçe Sarayı'nda yapılacak törende, sarı basın kartını 20 yıl taşıyarak sürekli basın kartı almaya hak kazanan gazetecilere plaket verilecek... İçlerinde biri, benim hayatım... Tüm meslektaşlarımı; ama onu özellikle kutlarım.
* * *
Bugün 24 Temmuz; anası-babası gazeteci bir kızın, 15 yıl önce doğmak için seçtiği gün... Kim mi o kız? O da benim hayatım!
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:23