
NEW YORK’TA PREDATOR PAZARLIĞI
Kimse açıkça söylemese de, Başbakan Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama’nın New York’taki 1,5 saatlik görüşmesindeki en büyük sürpriz, iyi geçmesiydi.
Doğu Akdeniz’de ısınan sular ve Türkiye-İsrail kavgasının Amerikan iç siyasetine yansımaları nedeniyle New York’a ‘hazırlıklı’ giden Erdoğan ve heyeti, İsrail konusunda daha sitemkâr, Ortadoğu konusunda daha talepkâr bir Washington bulacağı hesabını yapmıştı.
Oysa tam tersi oldu. Görüşmelere katılan üst düzey bir yetkilinin ‘Çok iyiydi’ dedikten sonra gözlerimin içine bakarak ‘Ama gerçekten’ diye ekleme gereği hissettiği görüşme, Ortadoğu yerine terör odaklı oldu.
Türkiye’nin füze kalkanı projesine ‘Evet’ demesi nedeniyle Obama’nın bizzat kişisel olarak olumlu hislerle yaklaştığı söylenen görüşmenin ana teması, Ortadoğu değil Türkiye’deki terörle mücadele sürecine kaydı.
Zaten de salı sabahı New York Times gazetesi Beyaz Saray muhabirinden gelen ‘güzelleme’, ‘inişli çıkışlı’ ve ‘zor’ diye tanımlanan Türk-Amerikan ilişkisinde füze kalkanı sonrasında ‘yeni bir sayfanın’ açıldığını ve Obama ve Erdoğan arasındaki yakınlık nedeniyle ‘Son 20 yılın en önemli stratejik adımının atıldığını’ söylüyordu. NYT’a konuşan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Thomas Donilon, Başbakan’a ‘Hoş geldiniz’ dercesine kendi patronunun hislerini ‘Başkan onu seviyor; ilkeli biri ve eylem adamı olduğunu düşünüyor’ diye aktarmıştı.
Bu atmosferde başlayan 90 dakikalık görüşmede en önemli başlık, Ankara cephesinden beklendiği gibi Türk-İsrail gerilimi değil Türkiye’de yükselen şiddet dalgası ve terörle mücadele oldu.
Türkiye, hem PKK’ya karşı ABD’den gelen ‘anlık istihbaratın’ devam etmesini istiyor, hem de İsrail’den satın alıp kullanamadığı Heron’lar yerine daha üst sınıf teknoloji sayılan ABD Predator insansız hava uçaklarını istiyor.
İkili görüşmede Başbakan Erdoğan’ın Obama’ya başta Predator alımı ve anlık istihbaratın devamı olmak üzere Türkiye’nin PKK’yla mücadelede talep listesini ilettiği öğrenildi. Türkiye’nin PKK ile diyalog ve Kürt açılımı gibi PKK’yla mücadelede farklı stratejileri de kullanmış olduğunu belirten Erdoğan, buna karşın yükselen şiddet dalgasına karşı ABD ve Kuzey Irak yönetiminin de olduğu ortak mücadele talep etti.
Predator konusunda birinci tercihi Afganistan’da kullanılan ve silah taşıyan ‘Reaper’ cinsi olan Ankara, bunun İsrail konusunda Türkiye’ye tepkili olan ABD Kongresi’nden onay alamayacağının bilincinde. Bu yüzden Erdoğan Obama ile görüşmesinde ABD Başkanı’na farklı 3 seçenek sundu: 1. Kongre’ye sormadan bize ‘silahsız’ Predator satın, 2. Satamıyorsanız Kongre onayı olmadan kiralayalım, 3. Irak’tan çekildikten sonra orada kullandığınız Predator’leri İncirlik’te konuşlandırın ve biz de faydalanalım.
Obama’nın Başbakan’a anlık istihbaratın düzenli akışının devam edeceği sözü verdikten sonra Predator’ler konusunda ‘Neyi nasıl yapabileceğimize bakalım’ sözleriyle açık kapı bıraktığı öğrenildi.
Toplantı sonrasında basını bilgilendiren Erdoğan da ‘Predatorler noktasında zannediyorum ki sıkıntı olmayacak. Çözmeye çalışacaklarını, gayret içinde olacaklarını belirttiler. Konuşulanlar olabilir, onların dışında yenilerini satın alabilir ya da kiralıyabiliriz’ dedi.
Toplantıda Obama’nın Ankara ve Siirt’teki terör olayları nedeniyle üzüntülerini belirttiği ve PKK’yı ‘ortak düşman’ diye tanımladığı öğrenildi.
OBAMA’DAN ERDOĞAN’A İSRAİL’LE KAPIYI KAPATMAYIN
Türkiye’nin füze kalkanı kararı sonrasında olumlu bir atmosferde geçen Obama-Erdoğan görüşmesinde, Washington’dan Ankara’ya ‘İsrail’le barışma’ konusunda diplomatik çevrelerde beklendiği gibi güçlü bir telkin ya da baskı gelmedi. Toplantının içeriğinden haberdar olanlar, Obama’nın ABD’nin iki müttefiki arasındaki ilişkilerin geldiği nokta konusunda üzüntülerini belirttiğini, ancak ‘İsrail’le barışın’ baskısı değil tam tersine Türk tarafına Mavi Marmara konusundaki tavırlarını da anlayışla karşıladığı izlemi verdiği öğrenildi.
Görüşme sonrasında Başbakan da ‘İsrail’le ilişkileri konuştuk. Mavi Marmara’ya uluslararası sularda yapılan baskın noktasında haklılığımızı teyit ediyorlar. Şu ana kadar yasal desteklerini görmedik, fiili olarak haklılığımızı hep söylediler ama yasal zeminde de destek olabilecek yaklaşım bekliyoruz. Özür dilenmedikçe, tazminat ödenmedikçe ve Gazze ambargosu kalkmadıkça normalleşme mümkün değildir. Bu tavrımızı aynen devam ettireceğimiz noktasında, Sayın Obama farklı bir yaklaşım içerisine girmedi. İsrail’le ilgili bize ‘yapmayın’ deme durumunda değil, çünkü haklılığımızı biliyor’ dedi. Buna karşın toplantıda ABD Başkanı’nın Erdoğan’ın İsrail’e karşı kullandığı sert üslubu yumuşatması ve ‘Kapıyı tamamen kapatmaması’ ricasında bulunduğu öğrenildi. ABD tarafı henüz ikili ilişkilerin yeniden normalleşmesi için diplomatik bir formül arayışında değil. Ancak zaman içinde İsrail’in yeniden özür konusunu gündemine alarak ikili ilişkilerde adım atılabileceği görüşünde.
‘RUMLARIN ÇILGINLIĞI’
Obama görüşmesinde Erdoğan’ın Kıbrıs Rum kesiminin Noble isimli ABD şirketiyle doğalgaz arama kararı konusundaki şikâyetlerini ABD Başkanı’na bildirerek bunun Kıbrıs’da süregelen müzakereleri zora soktuğunu vurguladığı öğrenildi.
Geçmişte bu süreci gerekirse askeri olarak engelleyebileceği sinyallerini veren Ankara’nın buna karşılık Obama ile görüşmesinde Akdeniz’de askeri bir çatışmadan yana olmadığı konusunda ABD tarafını rahatlattığı belirtildi. Türkiye, doğalgaz arama çalışmalarına karşı donanma ambargosu ya da fiziki engelleme değil, KKTC ile benzer bir çalışmaya giderek karşılık verecek..
Erdoğan’da daha sonra yaptığı basın toplantısında şunları söyledi: “Kıbrıs’la ilgili, son dönemde İsrail’le Güney Kıbrıs yönetimin doğalgaz arama çılgınlığına girmesi var. Bu aslında, Kuzey Kıbrıs’la Güney Kıbrıs arasındaki müzakere sürecini sabote etmekten başka bir şey değil. Ayrıca, kısa süre sonra Yunanistan’la aramızda yapılacak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği toplantısını da sabote etmeye yönelik bir adım. Zenginlik noktasında Kuzey Kıbrıs’ın da hakları vardır. Garantör ülke olarak bu hakları korumada her türlü desteği vereceğimizi açıkladık. Aramızda kısa süre içinde yapılacak anlaşma ile; bu akşam ya da yarın olabilir, biz de arama içerisine gireceğiz.’
SURİYE’YE YAPTIRIMLAR GELİYOR
ERDOĞAN: ‘Esad’la görüşmeleri kestim’
Ankara kademeli olarak rejime yönelik üslubunu sertleştirmek, Suriye’ye
yönelik ekonomik yaptırım uygulamak ve uluslararası baskı-izolasyonu arttırmak istiyor
Erdoğan’ın Obama ile 1.5 saatlik görüşmesinde Arap Baharı ve Arap Baharı’nın tam bir kara kışa dönüştüğü Suriye konusu da gündeme geldi.
Toplantının en önemli sürprizi, son haftalarda Suriye konusundaki adımlarını eşgüdümle yöneten Ankara ve Washington’un Esad rejiminden tamamen umudu keserek ‘ekonomik yaptırım’ konusunda anlaşmaya varmış olması oldu.
Geçmişte Beşar Esad’ın reform yapması yönünde teşvik edilmesini savunan ve uluslararası yaptırımlara karşı çıkan Erdoğan, Suriye’de rejimin halka yönelik saldırılarına devam etmesi üzerine dün bambaşka bir safhaya geçtiğinin işaretlerini verdi.
Ankara’nın sertleşen tutumunu ‘Türkiye’ye yönelik kara propaganda başlatan Suriye yönetimine, daha önce de açıkladığım gibi, artık güvenimiz kalmamıştır. Suriye yönetimiyle görüşmelerimizi kesmiş durumdayız. Bu noktaya gelmek istemezdik ama Suriye yönetimi bizi böyle bir karar alma noktasına getirdi’ sözleriyle açıkladı.
Bu sözler, Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarıldığı 1998’den bu yana Türkiye’nin herhangi bir sınır komşusuna yönelik sarf ettiği en sert ifadeler.
Ankara kademeli olarak rejime yönelik üslubunu sertleştirmek, Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırım uygulamak, uluslararası baskı-izolasyonu arttırmak istiyor. Bu çerçevede Erdoğan’ın önümüzdeki haftalarda Hatay’daki mülteci kampına giderek Suriye’den kaçanları ziyaret etmesi bekleniyor. Yetkililer Erdoğan’ın şiddetin sürmesi durumunda ‘Esad’ın gitmesi’ yolunda çağrı da yapabileceği belirtti.
Türkiye ayrıca geçmişte karşı olduğu ‘yaptırımlara’ şimdi ABD ile birlikte şekil vermek için kolları sıvadı. Obama ile yaptığı görüşmede, Suriye’de rejimin halka yönelik uyguladığı kıyıma karşın Halep ve Şam’da gösterilen olmadığına dikkat çeken Erdoğan, yaptırım paketinin hem Türk ekonomisi hem de Suriye’de sivil halkı etkilemeyecek şekilde tasarlanması gerektiğini söylüyor.
Esad rejiminin artık ‘gidici’ olduğunu düşünen Ankara, yine de bunun 3-5 ay gibi kısa vadede değil baskının iyice arttığı bir kaç yıllık bir süreye yayılacağı görüşünde.
Başbakan Obama görüşmesi sonrasında ‘ABD’nin başlatmış olduğu yaptırımlar var. Bizim yaptırımlarımızın neler olabileceği noktasında Dışişleri bakanlarımızı görevlendirdik ve çalışacaklar. Libya gibi olmayabilir, yaptırımlar her ülkeye göre değişir. Suriye’nin ki de farklı olacaktır’ dedi.
Aslı Aydıntaşbaş / MİLLİYET
Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 13:50