
"NİŞANLIM OLMASA BENİ YERLERDİ"
Haftanın beş günü 'Desti İzdivaç' adlı programıyla evlerimize konuk olan Esra Erol, şimdi kendi evliliğinin hazırlığında. Ağustos ayında beş yıllık nişanlısı Ali Özbir'le nikah masasına oturmayı planlayan Erol, ünlü nişanlısını ve yaşadığı ilişkiyi samimiyetle anlattı.
* Programda sürekli birilerini evlendiriyorsunuz. Nasıl bir his bu?
Buraya yüzlerce kişi geldi ve sadece 45 tanesi evlendi. Çok az bir sayı aslında. Amaç evlilik değil, insanlara resmi nikahın önemini anlatmak. Türkiye'de evlilik çok basite alınıyor. Gidiyorsun belediyede nikahı kıyıyorsun, evlendin bu kadar. Yok böyle bir şey. Bu evliliğin devam etmesi, beraberinde çocukların dünyaya gelmesi ve o çocukların gerçekten geleceğini en iyi şekilde hazırlamak bambaşka bir sorumluluk.
* Siz ne zaman evleneceksiniz?
Ağustosun 20'sinden sonra herhalde nikah masasına oturmuş olurum. Allah nasip ederse tabii...
ALİ BENİ BÜYÜTTÜ
* Nişanlınızla en çok hangi konuda anlaşmazlığa düşüyorsunuz?
İkimizde baskın karakterler olduğumuz için çoğu zaman kişilik çatışması yaşıyoruz. Bir kere ikimiz de burnumuzdan kıl aldırmıyoruz. Tabii ki ilişkilerde herkesin çektiği acıları ben de çektim ama çok büyüttü bunlar beni. Allah korusun, ayrılmış olsak bundan sonra ilişkilerimde çok zor olurum. Çünkü kadın-erkek ilişkisinde aşk ve sevgiden başka, erkeklerin kadınlara bakış açısı da çok önemli. Ali bana karşı çok açık oynadı. "Bak sen şunu yaparsan karşı taraf böyle düşünür, sana şöyle yapar. Her seferinde zararı sen görürsün" diyerek, beni büyüte büyüte bugüne getirdi.
* Yani Ali Bey hayatınıza çok şey kattı?
Ali olmasaydı beni yerlerdi! Yani bu hem iyi anlamda hem kötü anlamda. Gerçekten Ali'nin bu piyasayı bilmesi benim için çok önemli. Çünkü ben dünyamın temiz olduğuna inanıyorum. Herkesi de öyle zannediyorum. Ali olmasaydı ya perişan olurdum ya da boyun eğerdim. O zaman da beş yıl sonra 'Esra Erol çok değişti' derlerdi. Ali beni koruyup kolluyor. Çok sahip çıkıyor, destek oluyor.
* Peki hiç karışır mı size?
Normal hayatımda dekolte giyerim hiç karışmaz ama programda karışıyor. Yani "Çok hareketlisin yanlış bir hareket yaparsın" diyor. Zaten benim oramı buramı göstermek gibi bir derdim yok. Ali çok iyi bir göz. Yani beni kız arkadaşı gibi değil TV'de görmek istediği Esra gibi değerlendiriyor ve eleştiriyor.
* En ağır eleştirisi ne oldu?
Mesela bir gün karnım mı ağırıyor, dişim mi ağırıyor bir şey oldu, yayına çıktım, suratım beş karış tabii ki. Bir telefon açtı, "Hemen moralini bozacak, ekrana yansıtacaksan sen bu işi bırak git. Ben sana bir daha destek olmam, ne halin varsa gör" dedi. Bazen iş yüzünden ilişkimiz bile kırılma noktasına geliyor.
* Bu biraz tehlikeli değil mi?
Kırılma noktası derken, aşk hayatımız ayrı, iş ayrı bu yüzden söyledim. (Bülent MAKAR/ SABAH)