
NORVEÇ POLİSİNİN YÜZÜNDEN TÜRK KADIN HAYATINI KAYBETTİ
Norveç'te 6 yıldır oğlu Kutluay Tulum'un yanında yaşayan 63 yaşındaki Döndü Tulum, polis ve ambulans personelinin hatalı davranışları yüzünden kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
6 Yıldır oğlu Kutluay Tulum ve kızı Canan Uçarlı ile birlikte yaşayan, ancak oturma izni verilmediği için Norveç makamlarıyla davalı olan Döndü Tulum, Pazar günü aniden hastalandı. Hemen ambulans çağıran kızı Canan Uçarlı ve eşi Fedai Uçarlı, diğer taraftan da Kutluay Tulam'a haber verdiler. Adrese ambulans'tan önce gelen polisler, Döndü Tulum'u unutup çocuklarını gözaltına aldılar. Olay yerine gelen polisler ve ambulans personeli araçlarının içinde beklerken Fedai Tulum polis aracının camına vurarak “Annem ölüyor, siz arabada bekliyorsunuz. Niye bekliyorsunuz?" diye sorunca hemen polisler tarafından yere yatırılarak kelepçelendi.
Diğer tarafta müdahale bekleyen Döndü Tulum ise bu sırada hayatını kaybetti. Döndü Tulum'un oğlu Kutluay Tulum olay hakkında şunları söyledi: “Pazar günü saat 12 gibi polisin ve ambulans merkezinin insan haklarını hiçe sayan hatalar zinciri sonucunda annemi kaybettik. Annem daha önce 3 kez felç geçirmiş, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği gibi birçok kronik hastalıkla mücadele ediyordu. Annem son zamanlarında bakıma muhtaç olarak yaşamaya başlamıştı. Pazar günü yaklaşık saat 11:30 gibi aniden öksürük ve devamında kusma belirtileri ortaya çıkmış, takibinde de yere yığılıp kalmış. Buz di 113 ambulans servisini aradık. Ambulans kayıtlarına göre 11:31 de ilk kez ambulansı aramışız ve ambulans merkezi 11:38 de bir ambulansı görevlendiriyor. Kalp krizinde her geçen saniyenin çok önemli olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Ambulans merkezi konuşmalarımızın tehditvari olduğunu düşünerek, polise şikayette bulunuyor ve ambulanstan önce polisin olay yerine gelmesini sağlıyor. Polis olay yerine geldiğinde saat 11:50 civarı ve olay yerinde ambulans olmadığı, polis kayıtlarından da anlaşılıyor. Eniştem başka bir semtten (Bjerke) olay yerine (Tøyen) geldiğinde olay yerinde, ne polis ne de ambulans olduğunu görüyor. Bu arada kızkardeşim içeriye giriyor ve annemin halini görüyor.
Kızkardeşim içerdeyken eniştem caddenin aşağısında polisi ve ambulansı görüyor. Araçlar park etmiş ve sabit bir şekilde duruyorlar ve içindeki görevliler eniştem yardım çığlıkları attığı halde arabadan hareket etmiyorlar. Eniştem bu durumda aracın camına yavaşça vurarak yardım çığlıkları atıyor ve polis te bunu kendilerine saldırı olarak algılayarak yere, karın içine yatırarak kelepçe takıyorlar. Bu esnada hiç kimse annemin durumuyla ilgilenmiyor. İçeriden ablam koşarak ve yardım isteyerek, annemin öldüğünü söyleyerek ayağında çorap olmadığı halde dışarıya koşuyor. Polis onun ne söylediğini umursamadan onu da yere yatırarak kelepçe takıyor, bununla da kalmayıp kıyafetlerini de çıkarmaya başlıyorlar ki -10 derecede eziyet çekmelerini bekliyorlar. Bu sırada saat 11:56 ve annem içeride ölüme terk edilmiş durumda. Ortada hala ambulans yok. Yeğenim ablamlar ile beraber Bjerke'den Tøyen'e geliyor ve annemin hala zayıfta olsa nabız atışlarının olduğunu görüyor, suni teneffüs yapmaya başlıyor ve o sırada annemin son nefesini verdiğini görüyor. O da dışarıya yardım alabilmek için çıkıyor ve polis onu da gözaltına almaya çalışıyor. Ambulans personeli aradan yaklaşık 45 dakika geçtikten sonra içeriye giriyor ve can kurtarma işlemine başlıyor.
Norveçli ambulans yetkililerini umarsızlığından dert yakınan Kutluay Tulum annesini kaybettiği dakikaları şu sözlerle anlattı: “Bu sırada ben de başka bir semtten (Stovner) Tøyen'e geldiğimde ambulans çalışanlarının da tam olarak o anda anneme yardım için içeriye girdiklerini görüyorum. Aradan geçen bunca zaman sırasında yardım almayan canım annem hayatını ambulans çalışanlarının ve polisin işgüzarlığı ve profesyonellikten uzak çalışmaları sonucu hayata veda ediyor. Bu olay Norveç'teki bütün medya organlarına taşındı. Polis ve ambulans çalışanları bizim onları ölümle tehdit ettiğimizi, ambulans personelini içeri almadığımızı söylüyorlar. Bu yüzden eniştemi ve kızkardeşimi göz altına aldıklarını söylüyorlar. Bu süre zarfında da annem herhangi bir yardım almadı. Ambulansı çağıran biz, neden onları tehdit edip, yardımı geri çevirelim." Olay yerine daha bir uzak bir yerde oturduğu halde, ambulanstan daha hızlı sürede geldiğini söyleyen Kutluay Tulum, şunları söyledi: “Ben Oslo'nun en uzak semtinden olay yerine gelirken, ambulans nasıl olurda daha önce gelip yardımcı olamaz? Varsayalım ki herhangi bir tehdit unsuru söz konusu olay yerine silahlı 7 polis aracı geliyor (bizler acaba terörist miyiz?), ama ambulans gelemiyor, gelmiyor? Bu demek oluyor ki yaklaşık, her arabada 3 polis olduğunu varsayarsak en az 21 polis olay yerinde eğer kızkardeşim ve eniştem tehdit unsuru oluşturuyorsa, 4 polis onları zaptederken, diğerleri ne yapıyorlar? Neden ambulans personelini içeriye almıyorlar? Bu yabancı bir ülkede Türk vatandaşına yapılmış çok büyük bir saygısızlık. Bu yüzden sizlerin desteğini istiyor bu konuda elinizden geleni yapacağınızı biliyorum. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ediyorum"