Devletin kurduğu, Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun, 7 kişilik yönetim kurulu üyeleri dışında hiçbir kadrolu personeli bulunmuyor. Kurum, 7 kişilik yönetim kurulu ile tam 124 trilyon lirayı yönetiyor. Ekonomik krizden alınan dersle kurulan kurumun hiçbir fiziki varlığı da yok.
Klasik devlet dairelerindeki gibi ne kendisine ait büyük bir binası, ne binlerce elemanı, ne makam otomobilleri mevcut. Kuruma personel, araç, bina dahil her şey kiralama yöntemiyle sağlanıyor. Çoğu sadece yarım gün çalıştırılmak üzere çağrılıyor. Kamu vicdanını rahatsız eden devlet daireleri ve ‘KİT’ olarak bilinen Kamu İktisadi Teşekkülleri’nin büyük ve hantal yapıları yerini modern yönetim organizasyonlarına bırakıyor.
Bu değişimin en güzel örneği, konutları depreme karşı sigortalamak amacıyla üç yıl önce kurulan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK). Organizasyon yapısı üç yıl önce Hazine Müsteşarlığı tarafından geliştirilen DASK, 27 Eylül 2000 tarihinden itibaren afete uğrayan sigortalıların zararlarını tazmin etmeye başladı. Yönetim kurulu, Hazine Müsteşarlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, Boğaziçi Üniversitesi ve Milli Reasürans TAŞ’nin temsilcilerinden oluşuyor. Kurum, bir taraftan devlete yük olmazken diğer yandan da deprem riskinin vergi şeklinde vatandaşa yansımasının önüne geçiyor. Kendisi de, kadrolu eleman olmayan Genel Koordinatör Hüseyin Yunak, DASK’ın yeni bir KİT olmadığını vurguluyor. Türkiye İş Bankası’nın bir kuruluşu olan Türkiye’deki sigorta şirketlerinin uluslararası riskini üstlenen Milli Reasürans TAŞ’nin çalışanı olan Yunak, kurumun yapısıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Kâr amacı gütmeyen ve yalnızca deprem sigortası sunmakta olan DASK’ın işlerinin yürütülmesi için hiçbir fiziki yapılanmaya ihtiyacı bulunmamaktadır. Bunun yerine, etkinliğin artırılması ve maliyetlerin asgari düzeyde tutulması amacıyla tüm işlerini dışarıdan hizmet satın alımı şeklinde yürütmektedir. Deprem ülkesi olan Türkiye için çok önemli bir sosyal işlevi yerine getirmek üzere kurulmuş bir kurumdur.”
Zorunlu Deprem Sigortası tamamen sigorta tekniğine uygun olarak oluşturulan bir sigorta ürünü. Bu sebeple de riski uluslararası piyasalara yayıyor. Bu sigortayla ev sahipleri deprem riskine karşı bir koruma satın almış oluyor.
Kurumun bütün işlerini ve uluslararası piyasalarda sigortalanmasını Milli Reasürans TAŞ yerine getiriyor. Hazine Müsteşarlığı ile söz konusu şirket arasında bu amaçla 5 yıllık bir sözleşme bulunuyor. Köyler hariç yerleşim yerlerindeki tüm ev sahiplerinin yaptırması gereken Zorunlu Deprem Sigortası poliçeleri, DASK adına Türkiye’de bulunan 32 sigorta şirketi ve bağlı acenteler tarafından düzenleniyor. Deprem durumunda hasar tespit işlemleri de kurum adına görevlendirilen bağımsız hasar tespit görevlilerince yerine getiriliyor. Yıllık hesap, işlem ve harcamalar Hazine Müsteşarlığı’nca denetleniyor. Ayrıca bağımsız bir dış denetim firması da ikinci bir denetim yapıyor.
Bugüne kadar 2 milyon 200 bin kişi deprem sigortası yaptırdı. DASK, vatandaşlardan 124 trilyon lira prim tahsilatı yaparak uluslararası piyasalardan 750 milyon dolar da reasürans (sigorta şirketlerinin uluslararası sigorta kapsamına alınması) koruması buldu. Peki kurum, milyonlarca sigorta işlemini nasıl yürütüyor? Genel Koordinatör Yunak’ın verdiği bilgiye göre, Milli Reasürans TAŞ’nin değişik servislerindeki personel aynı zamanda DASK için çalışıyor. 10 personel sürekli, 20 personel de yarı zamanlı olarak DASK için çalışıyor. Bina ve ulaşım giderleri için bu şirketin imkanlarından faydalanıyor ve bedelleri ödeniyor.
DASK, kurulduğundan bugüne kadar geçen üç yıllık süre içinde meydana gelen 15 ayrı depremde evi yıkılan veya hasar gören yaklaşık 2 bin vatandaşa, 2 trilyon 200 milyar lira civarında tazminat ödedi. Halen yapı tarzı itibarıyla yıllık sigorta bedeli, betonarme yapılar için 265, yığma ve kagir yapılar için 190, diğer yapılar için 100 milyon lira.
zaman
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:21