OFİS TV MURAT DEMİREL İLE EŞİNİN CEZAEVİ MEKTUPLARINI ELE GEÇİRDİ
OFİS TV, Kasırga Operasyonu kapsamında tutuklanan bankacı Murat Demirel'in eşi Ayşenur Demirel'in, cezaevi mektuplarını ele geçirdi. Mektuplar yaşananlarla ilgili çok ilginç bilgiler içeriyor. Murat Kelkitlioğlu'nun özel haberi...
Üç yıl önce bankalara yönelik olarak düzenlenen Kasırga Operasyonu'na tutuklanan batık bankacı Murat Demirel'in eşi Ayşenur Demirel'in mektupları OFİS TV'de yayınlandı. Detaylı hali internette, www.ofistv.com adresinde yayınlanan mektuplar, gizli kalmış bir çok sırrı aydınlatıyor. Ayşenur Demirel mektuplarında hapishane yaşamıyla igili detaylı bilgi verirken, bazen de şifre kullanarak bahsettiği konuyu gizli tutup dolaylı göndermelerde bulunmakla yetiniyor.
Ayşenur Demirel kızına yazdığı ve sadece "21:30 pazartesi" şeklinde tarih düştüğü ilk mektubun satır arasında "Gladhaven" diye bir kod kullanıyor. Demiral mektubunda görümcesine karşı duyduğu intikam hissinden de bahsediyor.
"Evet senin fakslarını almaktan çok mutluyum. Sonunda iyi bir sosyal hayatın olmasına sevindim. Bana şu askerden biraz söz et. Görünüşü iyi mi, şık mı? Bir önceki faksında sorduğun bazı şeylerden bahsetmeyelim. Kod: Gladhaven. Seni özledim. Şu anda duygusal olamam, yoksa sinirlerim bozulacak. Beni burada en az daha 3 - 4 ay tutacaklar. Ondan sonra da mahkeme yıllarca devam edecek. Murat büyük olasılıkla 1 yıl daha hapiste kalacak. Yukarıdaki paragrafı hatırla, burası tıpkı muz cumhuriyeti gibi. Durumun böyle olduğunu bilmeliydim. Akıllı olduğumu sanıyordum. Bunu yaşamalıyız. Neyse oralarda takıl. Mutluyum, giyecek hoş şeylerim var. (Akıllı bir avukatım var) hayattaki küçük zevklere şükürler olsun. Geçen hafta Murat'ı gördüm. Çok iyi görünüyordu. Bıyık bırakıyor. Karı koca olarak birbirimizi ikinci görüşümüz. Ha ha ha... İhtiyacım olan herşeyi benimle aynı hapishanede kalan Murat'ın bulunduğu bölümden temin ediyorum. Yiyecek, diyet, gıda, dergi gibi şeyleri satın alıyorlar. Murat orada Ali Paya, Ayhan, Tatlıgil, Nail Bey ile birlikte kalıyor. Tanıdığımız herkes hapiste. Sanırım daha da gelecekler var. İstediklerimi bana gardiyanlar aracılığıyla yolluyor. Tonlarca malzeme. (5 tane yün battaniyem var) M.D.'nin kız kardeşi 7 gündür sorgulanıyor. O da içeri alınacak gibi görünüyor. Umarım onu İstanbul'da tutarlar. Ne kader, ne yazgı... Bazen hayat nasıl ters yüz oluyor. Tıpkı şöyle, evlenmeyi çok istiyorsun, sonra bu gerçekleşiyor ama hapishanede. Tıpkı öç almayı çok istemek gibi. İnsan istediklerini elde ediyor ama nasıl, sonunda düşmanınla aynı hapishaneye düşüyorsun. Varmak istediğim nokta şu; hiçbir şey çok istemeye değmiyor. Benim hikayem çok derin ve detaylı, bir gün kitap olmaya değer. Eğer mümkünse notlarımı sakla. Gazetelerdeki makaleleri sakla hala gazetelerin gözdesiyim. Annen Ayşe..."
Ayşenur Demirel, anne ve babasına yazdığı bir mektupta hapishanedeyken dışarıda yaşanan para trafiğini nasıl organize ettiklerini şifreli bir dille anlatıyor:
"7.12.2000 tarihli faksınızı aldım. Ben size ne söylüyorsam öyle yapın. Yoksa beni zor duruma sokarsınız. Ben belki M.D.den ayrılacağım. Bizi değişik hapishanelere koyacaklar. A.S.A.P. Anlıyor musunuz? Geri yazmayın. Bankanın adresini bilen ve size verecek olan kişi o. Başkası bilmiyor. Fakat siz faks çekebilirsiniz. Bu numara benden bilgi istiyor. Planımızdan bahsetmeyin. Para geri konulacak."
Ayşenur Demirel 14.11.2000 tarihinde kızına yazdığı mektubunda, cezaevi yönetimini nasıl kandırdığını anlatıyor:
"Yönetime bir mektup yazdım ve onlara (tabii ki yalan söyledim) son derece şeker hastası olduğumu, şayet gizlice deodorant getirmezlerse küfleneceğimi ve koltuk altlarımda mantar çıkacağını, şayet mantara yakalanırsam bunun sorumlusunun kendileri olacağını, medyayı bundan haberdar edeceğimi söyledim..."
Demirel, kızına yazdığı 14.11.2000 tarihli mektupta basının karşısına iyi çıkmak istediğini söylüyor:
"Anneannenden bazı şeyler istedim. Sanırım size bahsetti. Onların ulaşmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Mahkemeye çıktığımızda bütün kameralar üzerimizde olacak. O zaman mükemmel olmalıyım sevgilim. Bu yüzden saçlarımı boyamak istiyorum..."
Demirel anne ve babasına yazdığı bir başka mektupta operasyondan nasıl etkilendiklerini anlatıyor:
"Buraya da bayağı yerleştik. İstanbul'a gitmek bayağı zor geldi birden. Murat 12. koğuşta, Nail, Ayhan, Ali Bey ve Turan'la. Ben 20 metre ötede Mehtap, Sevtap ve 25 kişi ile yuvarlanıp gidiyoruz. (Benim zindanın adı adlî bayanlar koğuşu oluyor). Bizi mafya için çıkartılan, zor veya tehdit kullanmak gibi maddeleri bulunan abuk bir çıkar amaçlı suç örgütü kanununa göre yargılamak istiyorlar. Tabii savunma zamanını dört gözle bekliyoruz. Çünkü hiçbir şekilde bize uygun değil. Neyse birkaç hafta içinde belli olacak. Bu operasyon Türkiye'nin tüm iktisadi bünyesine balyoz gibi indi. Konuşacak çok şey var. Dışarısı içerisinden daha kötü. Onun için merak etmeyin..."
Yine annesiyle babasına 4.12.2000 tarihinde yazdığı bir mektupta Ayşenur Demirel ekonomik kriz için medyayı suçluyor:
"Yola çıkış faksınızı aldım. Herhalde evinize varmışsınızdır artık. Keşke daha fazla kalsaydınız. İnşallah hep beraber gideriz. Basın biraz daha gevşedi çünkü. Bu medya hokkabazlığı tüm ekonomiyi sarstı. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar bu ara. Biz de bedavadan yatıyoruz. Hayat devam ediyor. Mehtap çok güzel yiyecek organize ediyor. Gıdamız çok düzgün şugarım."
Murat Kelkitlioğlu'nun özel haberi...
TERCÜMAN
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:43