Asayiş
  • 24.1.2007 18:02

"OFLU İSMAİL" DAVASI

FERAY DİNÇ
İSTANBUL - İtalya'dan Türkiye'ye teslim edilen ve "Oflu İsmail" olarak tanınan İsmail Hacısüleymanoğlu, iade-i muhakeme talebiyle tekrar yargılanmaya başlandı. 2 kişiyi öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Hacısüleymanoğlu, mahkemede olay gecesi alkol almadığını söyleyerek "Amacım yerimi değiştirmekti, silah yanlışlıkla patladı" dedi.


İtalya'da 24 yıl tutuklu kalan ve geçtiğimiz yıl Türkiye'ye teslim edilen "Oflu İsmail" lakaplı İsmail Hacısüleymanoğlu'nun 1979 yılındaki cinayetler nedeniyle iade-i muhakeme talebiyle tekrar yargılanmasına başlandı. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya, tutuklu sanık İsmail Hacısüleymanoğlu ile avukatı katıldı.


Duruşmaya sağlık sorunları nedeniyle tekerlekli sandalyede ve doktor gözetiminde getirilen Hacısüleymanoğlu, ifadesinde daha önce bu suçla ilgili hiç bir savunma yapamadığını belirtti. İtalya'da sorgusunun yapılmadan, yapılmış gibi gösterilerek işlem gördüğünü ve bu şekilde ceza aldığını söyleyen Hacısüleymanoğlu ifadesinde şöyle dedi:


"Olay gecesi arkadaşlarımın ısrarıyla Semiramis Gazinosu'na gittim. Masada arkadaşlarımla beraber ismini hatırlamayacağım 10 kişi daha vardı. Birlikte yemek yedik, içki içmedim. Benim silahım belimdeydi. Oturduğum yerde yerimi değiştirmek isterken silahım kazayla patladı. Ancak sesi, adeta bir şampanya patlar gibi oldu. Kimse de bu durumdan etkilenmedi ve ne olduğunu anlamadım. Semiramis Gazinosu'nun sahibi Bulut isimli şahıs ve yanında 3-4 kişiyle beraber yanımıza geldi. O sırada masamızda bulunan ve isminin Osman Yavuz olduğunu bildiğim polis ile yanındaki yine kendisi gibi polis olan ancak adını bilmediğim bir şahısla beraber, bunların önünü keserek masamıza yaklaşmasını engellemek istedi ve onlara 'Bir kaza oldu, bir şey yok' dedi. Bulut ve yanındakiler de geri döndü."


20 dakika sonra Bulut ve yanındakilerin tekrar masalarına geldiğini söyleyen Hacısüleymanoğlu, Bulut'un elini de ceketinin altında tabanca tutar vaziyette, 'Eğer bir tane daha sıkmazsan adisin' dediğini ifade etti. Dönüp baktığında ceketin altında tabanca tuttuğunu gördüğünü söyleyen Hacısüleymanoğlu, ifadesinin devamında şöyle konuştu:
"Sol elimle tabanca tutan eline sarıldım. Tabanca ikimizin elinde çekiştirirken adamlarından birinin ki sonradan adının Hasan Yolaldı olduğunu öğrendiğim Bulut'un adamının, silahını çekip bana doğrulttuğunu gördüm. Ben de daha atik davranarak kendi silahımı çekip oturduğum yerden ayağa kalkarak önce Bulut'a iki el, sonra karşıdan bana tabanca doğrultan Hasan'a da iki el ateş ettim. Her ikisi de vuruldu. Aynı anda diğer adamları da bana silahlarını doğrultup ateş etti. Yanımda Bulut'la birlikte bu gazinoyu çalıştıran kayınbiraderi vardı. Onda silah yoktu, ona ateş etmedim. Sonra oradan süratle kaçtım. Asansörü iptal etmişlerdi, merdivenlere yöneldim. Merdivenlerin karşısındaki tuvaletten saklanan bir kişi bana oradan ateş etti. Asansörün girişindeki duvara siper aldım. Ateş eden kişi, tekrar tuvalete geriye saklandı. Benim bulunduğum yerden çıkmamı bekliyordu, ben de durduğum yerde ayaklarımı pat pat yere vurarak merdivenlerden kaçıyormuş izlenimi verdim. Tekrar bu şahıs saklandığı tuvaletten çıkarak ateş etmeye başlayınca ona da ateş ettim ve kolundan yaraladım. Tekrar içeri kaçtı. Ben de süratle merdivenlerden üçer beşer atlayarak kaçtım."


Olaydan 1 hafta sonra yurt dışına çıkıp Hollanda'da oturma izni aldığını ifade eden Hacısüleymanoğlu, 5 yıl sonra Hollanda'da bu olay nedeniyle yakalandığını ancak Türkiye garanti vermeyince 24 saat sonra serbest bırakıldığını açıkladı.

"SİLAH SESİ, ŞAMPANYA SESİ GİBİ GELDİ"
Olanların ardından Hollanda'nın Amsterdam şehrinde oturmaya devam ettiği belirten Hacısüleymanoğlu, daha sonra yaşadıklarını ise şu şekilde anlattı:


"Orada bir kafebar, bir restoran açtım. Daha sonra Türkiye Adalet Bakanlığı'ndan toplam 200 kişiye toplu tutuklama kararı çıkarmışlar ve İtalya'ya göndermişler. Bu isimlerin içinde benim de ismim vardı. İtalyan mercileri beni Hollanda'dan istedi. Hollanda'dan İtalya'ya götürdüler. Mahkemenizdeki bu dosyayı da İtalya'ya getireceklerini söylediler. Hollanda mercileri beni İtalya'ya teslim etti ve 1987 yılında beni Hollanda'dan İtalya'ya götürdüler. Orada Türkiye'ye veya Arap ülkelerine iade edilmeyen, tahminen 1000 kişilik bir topluluğun yargılanacağını söylediler. İki yıl hiçbir şey yapılmadan geçti. Dosyamı İtalya'ya getirtmediler. Yargılama yapamadılar. Daha sonra beni Milona şehrine sevk ettiler. Orada benimle ilgisi olmayan 2 Türk daha olduğu halde bir yargılama yaptılar. Onlarla hiçbir ilgim yoktu, tanımazdım. Ancak beni İtalyan mercileri yargılayıp 24 yıl hapis cezası verdi. O tarihten sonra da geçen yıl Türkiye'ye iade edilene kadar İtalyan cezaevindeydim."


Duruşmaya avukatların talebi üzerine katılan tanık Mustafa Nevzat Türköz, Hacısüleymanoğlu'nu olaydan önce bir kaç kez gördüğünü belirterek olay gecesi masanın sanığın anlattığı gibi çok kalabalık olduğunu söyledi. Olay gecesi bir anda ortamda bir gerginlik yaşandığını söyleyen Türköz, gazino sahibi Bulut'un vurulduğunu fark edince ortamdan çıkmaya çalıştığını ve asansöre yöneldiklerini, burada da eli yaralı bir adamın tabancasını saklamaya çalıştığını fark ettiklerini belirtti.


Diğer tanık Selçuk Özyürek ise olay gecesi silah sesini duyduklarını ancak kendilerine şampanya sesi gibi geldiğini söyledi. Bu nedenle olayla ilgilenmediklerini belirten Özyürek, olaydan kısa bir süre sonra gazinonun sahibinin masaya geldiğini ve Hacısüleymanoğlu'yla konuştuktan sonra yaralama olayının gerçekleştiğini açıkladı.


Sanığın ifadesinin ve tanıkların beyanının ardından mahkeme, Hacısüleymanoğlu'nun infazının durdurulmasının mümkün olmadığı kanısına vararak eksiklerin tamamlanması için duruşmayı erteledi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 22:35

İLGİLİ HABERLER