İtalya’da 19 yıl hapis yattıktan sonra Türkiye’ye iade edilen "Oflu İsmail" lakaplı İsmail Hacısüleymanoğlu’na geçirdiği by-pass ameliyatı nedeniyle, cezaevi ve hastane dışında geçirmek üzere 3 ay izin verildi.
OFLU İsmail olarak bilinen İsmail Hacısüleymanoğlu, İtalya’da 19 yıl cezaevinde kesintisiz kaldı. 8 ay önce Türkiye’ye iade edilen ve Kartal Cezaevi’ne konulan Hacısüleymaoğlu, burada sadece 29 gün kaldı. 12 Haziran’da, üç kalp damarında ciddi kritik darlık teşhisiyle Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Hacısüleymanoğlu, 18 Ekim’de by-pass ameliyatı geçirdi. Başkanlığını Prof.Dr. Cevat Yakut’un yaptığı 8 kişiden oluşan sağlık kurulu, halen hastanede yatan Hacısüleymanoğlu için "3 ay süre ile infazın tehiri ile tutukluluk halinin kaldırılarak hastane ve hapishane şartları dışında istirahat etmesi ve istirahat sonrası kontrolü uygundur" yönünde karar verdi. Karar onanmak üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Karar onaylanırsa İsmail Hacısüleymanoğlu, İstanbul’da ilk defa hükümlü bir kalp hastasına verilen raporla, 3 ay süre ile de olsa serbest bırakılacak. Dündar Kılıç’ın eniştesi İsmail Hacısüleymanoğlu, 1977’de Hollanda’da Helena adlı gemide yakalanan 3.7 ton esrarın sahibi olduğu iddiasıyla adını duyurdu.
KAÇIRTAN YANLIŞ
1979’da Semiramis Gazinosu’nda, silahını masaya koyup, Esengül’ün söylediği şarkıyı yarıda keserek ’Taht Kurmuşsun Kalbime’ şarkısını söylemesini istedi. Müdahale eden gazino sahibi Akbulut Karaoğlu ve şef garsonu öldürdü. Yurt dışına kaçan Hacısüleymanoğlu, 1980’li yıllarda vatandaşlıktan çıkarıldı. 1985’te Londra’daki evine yapılan baskında, Ali Osman Gürekal adına çıkarılmış sahte kimlik ve bir tabancayla yakalandı, İngiltere, gerçek kimliğini öğrenebilmek için parmak izini Türkiye’ye gönderdi. Ankara’nın gönderdiği parmak izi İsmail Hacısüleymanoğlu’nun parmak iziyle uyuşmadı. Bu hata üzerine İsmail Hacısüleymanoğlu, serbest kaldı. Aynı gün Ankara, yaptığı yanlışlığı anlayıp ikinci parmak izini Londra’ya geçti. Ama İsmail Hacısüleymanoğlu, çoktan Hollanda’ya kaçmıştı.
TAHLİYE 2010’DA
Hacısüleymanoğlu’nun dosyası, cezaevinde kalacağı sürenin hesaplanması için İnfaz Savcılığı tarafından incelemeye alındı. Dava karara bağlandıktan sonra çıkan af yasası ile Yeni Türk Ceza Kanunu’ndaki değişiklikleri değerlendiren savcılık, Hacısüleymanoğlu’nun 4 yıl 4 ay 26 gün hapis yatacağına karar verdi. Hacısüleymanoğlu, 5 Ekim 2010 tarihinde cezaevinden tahliye edilecek.
KELEPÇEYLE TEDAVİ
Hacısüleymanoğlu’nun yatağa kelepçeli tedavi gördüğünü anlatan avukatı Ali Rıza Dizdar, "65 yaşındaki müvekkilimin 4 damarı değişti. Astımı var. Ameliyattan sonra 1 ay yoğun bakımda yattı. Kapısında 4 jandarma bekliyor. Yatağına kelepçeli. Doktorlar izin vermezse duruşmalara gidemiyor. Siz bu şartlarda tedavi görmek ister misiniz?" dedi.
İsmail Hacısüleymanoğlu, 1987’de bir ihbar üzerine, Hollanda’nın Rotterdam Kenti’nde kendisini ziyarete gelen Hasan Heybetli ile bir evde yakalandı.
"Babalar Operasyonu" olarak anılan bu baskının ardından ikisi de tutuklandı. Uyuşturucu kaçakçılığından arandığı İtalya’ya gönderildi. Celal Erdoğan’a uyuşturucu satmak, uyuşturucu kaçakçısı İbrahim Çalışkan’ın ölüm emrini vermek, Bulgaristan bağlantılı uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile suçlandı. 1989’da 24 yıl hapse mahkum oldu. 1979’da işlediği cinayetlerle ilgili kesin karar ise Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde 1999’da verildi. Bu kararla Oflu İsmail, 36 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. İnfaz Yasası uyarınca 14 yıl 4 ay cezaevinde yatması gereken İsmail Hacısüleymanoğlu, 13 Mayıs’ta Türkiye’ye iade edildi. İstanbul Adliyesi’ne çıkartılarak tutuklanıp Kartal Cezaevi’ne gönderildi.
Mevzuata göre "mahkumun talebiyle" hayati tehlikeye dönük kalp hastalığı gibi ciddi bir rahatsızlığı bulunan mahkumların infazlarına ara verilmesi olanağı bulunuyor. Savcı, infaza ara verme için savcı uygun bir miktarda "teminat" isteyebiliyor. Bu teminat, Maliye’ye yatırılıyor.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 399-400. maddeleri ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki kanunun 16 ve 17/1 maddesi çerçevesinde infaza dört aya kadar erteleme verilebiliyor. Bu konudaki süreyi belirleme yetkisi de savcının takdirinde bulunuyor. Mahkumiyete ara verilip, infazın ertelenmesi için öncelikle tam teşekkülü hastaneden, mahkumiyetin infazı halinde hükümlünün "Hayati tehlikesinin" olacağına dair rapor gerekiyor. Detaylı tetkikler sonrasında hazırlanan bu raporun Adli Tıp Kurumu’nca onanması şartı var. Ardından da savcı infazı erteleyebiliyor.
Ancak hastanın evinmd egeçirdiği süre almış olduğu cezadan düşülmüyor.
/Toygun ATİLLA, Hürriyet
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 23:21