Ekonomi
  • 28.2.2016 12:55

Ömer Koç'un çaresiz hastalığı...

“Kitaplarımı seviyorum, tıpkı dolu bir silah gibi bana güven duygusu veriyor. Okumamış olsanız bile orada duruyorlar.”

Koç Holding’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, üç yıl önce İngiliz Financial Times gazetesine verdiği söyleşide, kitap koleksiyonunu bu sözlerle anlatıyordu.

Ağabeyi Mustafa Koç’un zamansız ölümünün ardından Türkiye’nin en büyük şirketler topluluğunun başına geçen Ömer Koç, bugüne kadar işadamlığının yanı sıra sanata düşkünlüğü ve koleksiyonerliği ile tanındı.

Aslında ‘tanındı’ tabiri de pek doğru sayılmaz. Çünkü Ömer Koç, göz önünde olmayı sevmeyen biri. Yabancı gazeteler ve sanat dergileri dışında herhangi bir söyleşisini bulmak mümkün değil.


2007’den beri Türk Eğitim Vakfı’ Yönetim Kurulu Başkanı olan Ömer Koç, geçen yıl Koç Üniversitesi’nin Mütevelli Heyet Başkanlığı görevini de üstlendi.

2008’den bu yana Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu TÜPRAŞ’ın başında olmasına rağmen basına konuşmamayı tercih ediyor. Ancak konu eğitim, kültür, sanata geldiğinde istisnalar var. Mesela Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) yurt açılışı için Trabzon’a gidip uzun uzun gençlerin eğitimi için yapılan çalışmaları anlatabiliyor. Bu yönüyle, etrafında örülen gizem perdesine sığmıyor Ömer Koç.

Onu gizemli olarak değil de kendine özgü olarak tanımlamak daha doğru olabilir. Sıradan bir işadamına uymayan bir profile sahip. Lise eğitimini Robert Kolej ve İngiltere’deki Millfield School’da tamamlamış. Bir söyleşisinde “Hiç evlenmemiş yaşlı bir kadının sahibi olduğu bir evde sekiz kişi kalıyorduk” diye anlatıyor Somerset’teki günlerini.

BUGÜN

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 15:59

İLGİLİ HABERLER