ORGAN NAKLİNİ ENGELLEYEN FETVA

Aile gerekeni yaptı
Ünlü Polis Müdürü Uğur Gür'ün kapkaç kurbanı 17 yaşındaki yeğeninin beyin ölümü gerçekleşince, acılı aile evlatlarının organlarını bağışladı. Hastane nakil bekleyen 5 hastaya müjdeyi verirken, aile bir kez de Diyanet İşleri'ne danıştı ve "Bağış çok sevaptır" yanıtını aldı.

BU NASIL PROFESÖR?
SON imza için hastaneye giden Gür, TV'lerde boy gösteren İlahiyatçı Profesör Cevat Akşit'le karşılaştı. Akşit, "Caiz değil. Ben vermem de almam da" dedi. Aile, bağıştan vazgeçti. Nakil için gün verilen 5 hasta, Akşit'in ölüm fetvası üzerine ağlaya ağlaya evlerine döndü.

'Bağnaz ruh'
Yazarımız Prof. Zekeriya Beyaz yorumladı: Organ nakline karşı çıkanlar bağnaz ruhludur. Asıl onların sözü ile amel etmek caiz değildir.

***
Vicdanın rahat mı?

İlahiyatçı Akşit 'Organ nakli caiz değil' dedi, Emniyet Müdürü ve ailesi oğullarının organlarını bağışlamaktan vazgeçti. Can bekleyen 5 kişi, ağlayarak evlerine döndü?.

Önce Yılmaz'a danıştılar
Polis Müdürü Uğur Gür'ün, cep telefonunu çalmak için başına kurşun sıkılarak öldürülen yeğeni Onur Topaloğlu'nun (17) beyin ölümü gerçekleştikten sonra ailesi tarafından organları bağışlandı. Evraklara imzayı Uğur Gür attı. Gür'ün kardeşi de yıllar önce karaciğer nakli olduğu için ailece imzayı atarken organ nakli konusunda hiç tereddüt etmedi. Ancak yine de "Dinen bir sorun var mı?" diye Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'a danıştı. Yılmaz "Sevaptır" deyince da ailenin içi rahatladı. Onur'un öğretmen annesi Hatice Topaloğlu da onayı verdi.

Her şey tesadüfle başladı
Ve nakil işlemleri başlatıldı. Onur'un organları 5 kişinin hayatını kurtaracaktı. Retinası, kalbi, böbrekleri ve karaciğeri ile hayat bulacak 5 kişi hastaneye çağrıldı. Bu sırada Uğur Gür tesadüfen bir televizyon kanalında program yapan İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit ile karşılaştı. Gür, Akşit'in "Organ bağışı caiz değil, ben vermem de almam da" demesi üzerine terüddüte kapıldı. Emniyet Müdürü bu durumu Onur'un annesine söyledi. İçi rahat olmayan anne hemen hastaneye koştu, imzalanan kağıtların iptalini istedi. Ve İstanbul Üniversitesi'nde hayat bekleyen 5 kişi gözyaşları içinde evlerine döndü. Prof. Dr. Koray Acarlı, "Hastaları evlerine gönderirken içim yandı" dedi.

(Esra TÜZÜN-takvim)