KAYNAK : Haber Vitrini
İSTANBUL- Türkiye'de, 'İnsan eliyle orman oluşturma' diye tarif edilen ağaçlandırma çalışmalarının yeterli olmadığı ve ağaçlandırmalarla verimli hale gelmeyi bekleyen bozuk orman sahasının, bütün İsviçre ormanlarının 12 katına eşit olduğu bildirildi.
Fatih Sultan Mehmet zamanında Haliç'i dolmaktan kurtarmak için Haliç sırtlarında ağaçlandırma yoluyla bazı tedbirler alınırken, Lale devrinde de İstanbul saray ve bahçelerinde bazı dikimler yapıldı.
1892 yılında İstanbul Halkalı'da öğrenciler tarafından 20-25 dekarlık sahada yapılan halep çamı, sedir, karaçam, mazı, dişbudak dikimleri, ilk kayda değer ağaçlandırma çalışmaları oldu. 1916'da da Tevfik Bey tarafından Kağıthane Deresi'nde fıstık çamı ağaçlandırması yapıldı. Hendek'te Orman Ameliyat Mektebi'ne bağlı fidanlık kurulması ağaçlandırma çalışmalarına da yeni boyut kazandırıldı. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Ankara Atatürk Çiftliği ve Yalova-Termal ağaçlandırmaları ile Tarsus-Karabucak Okaliptüs Ormanı tesisi, o tarihe kadar yapılan en büyük ağaçlandırma çalışmaları olarak sayılabilir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, 1937 yılında yürürlüğe giden 3116 sayılı kanunla ağaçlandırma konusuyla ilgilenmeye başladı. Bu kanunla, başta Orman Teşkilatı olmak üzere bazı kamu kurumları, tüzel ve özel kişiler ağaçlandırma yapmakla yükümlü kılınmış olmasına rağmen, uygulamalar 1955 yılına kadar düşük seviyelerde seyretti. 1955 yılında yapılan Türkiye Ağaçlandırma Teknik Kongresi'nde alınan kararlar, 1956 yılında çıkarılan 6831 sayılı Orman Kanunu, 1963 yılından itibaren başlatılan planlı dönem, 1969 yılında Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüğü'nün kurulması ile birlikte planlara ve projelere dayalı ağaçlandırmalar, geniş alanlarda gittikçe artan bir tempoyla gerçekleştirilmeye başlandı.
Ormancılıkta gerçek yatırımın, ağaçlandırma ve ormanın tabii yoldan yenileme çalışmaları olduğunu belirten uzmanlar, vaktiyle 50 milyon hektar olduğu tahmin edilen orman sahalarının, bugün 20.7 milyon hektara inmiş bulunduğunu vurguluyor. Bu alanların yüzde 52'sinin, ağaçlandırmalarla verimli hale gelmeyi bekleyen bozuk orman sahası durumunda olduğunu ifade eden uzmanlar, bu sahanın, bütün İsviçre ormanlarının 12 katına eşit olduğunu kaydediyor.
Uzmanlar, ülkenin yüzde 86'sında hafiften şiddetliye, aktif durumdaki mevcut erozyonun, ülke toprağı elden çıkmadan ve enerji kaynağı olan barajlar siltasyonla dolmadan ağaçlandırmalar yoluyla durdurulmasının büyük önem arz ettiğini söylüyor. Ağaçlandırma çalışmalarının genelde üst havzalarda yapıldığından, yağmur sularının yüzey akışına geçmesini, yani sel ve taşkınları önlediğini belirten uzmanlar, "Bu fonksiyonu sebebiyle ağaçlandırma çalışmaları, tarım topraklarımızın verimliliğini ve bu verimliliğin devamını emniyet altına alan bir sigorta durumundadır" diyorlar.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:42