KAYNAK : Haber Vitrini
Başbakan'ın sorumluluğundaki 'örtülü ödenek'te Irak savaşı öncesi ilginç gelişme. Ödenek takviye edilecek. Devletin bazı ödemeleri için sadece Başbakan'ın veya yetki vereceği bir bakanın onayıyla kullanılan kaynak, savaş rüzgarlarının artması üzerine yeniden yapılandırılacak. Bu anlamda ani ödemelerde sıkıntı yaratılmaması için hesap daha esnek hale getirilecek.
Başbakanların sorumluluğundaki 'örtülü ödenek'ler sadece Başbakan'ın öngörüsünde ve 'Devletin önemli' ihtiyaçları veya projeleri için bütçe dışında kullanılıyor. Hesabın kullanılmasından da Başbakan sorumlu oluyor.
Gerekli görüldüğünde de sadece parlamentoya hesap veriliyor. O da, 'gizli' oturumda. Hesap, sadece bilgi anlamında notlarda tutuluyor. Ve en çok altı ay muhafaza ediliyor. Sonra yok ediliyor. Hesap, özellikle, 'fon'lardan beslenirken, Kızılay gibi kurumlar da 'örtülü ödeneğin' önemli kaynağını oluşturuyor.
Konu savaştan açılınca, bir de bilgi notu aktarayım. Bugün Başbakanlık'ta yapılacak bir toplantıda 'afet ve savaş anlarında eylem planı' ele alınacak. Toplantıya Başbakanlık Müsteşarı Füsun Koroğlu başkanlık edecek.
Toplantının gündemi afet anında uygulanacak plan ve projeler... Ama esas konu, Irak savaşında, Başbakanlık Müsteşarı koordinasyonunda uygulanacak plan olacak. Bu bakımdan Kızılay'ın da 'Savaş Ortamında Uygulama Planı' belli olacak.
ANAP'ın ağlayanı yok
Anavatan Partisi, Turgut Özal tarafından kurulduğunda 1983 seçimlerinde önemli bir zafer kazanacağını kimse tahmin etmiyordu. Bugün de, 4 Kasım günü partinin barajı aşacağına kimse ihtimal vermiyor. Buradan yola çıkıp, düz mantık yürüttüğünüzde, parti yeniden iktidara ortak olabilir yorumu yapabilirsiniz. Ama 83 ruhuyla bugünkü gerçekler çok farklı. Yapılan tüm anketler ANAP'ın, parlamento dışı kaldığını gösteriyor. Öyle ki pek çok yerde listelerini tamamlayacak aday dahi bulamadılar. Hele seçimi erteleme konusundaki girişimler partiyi biraz daha yıprattı. Mesut Yılmaz'ın, AB kalkanını kullanması bile politik bir manevra olarak yorumlandı.
Artık, 'Madem AB'den takvim almak böylesine önemli ve hayati bir konuydu; neden ANAP'ın lideri bu girişimlerini son üç-dört aya bıraktı? Neden iktidar ortağı olduğu günden beri bu kozu kullanmadı? Neden, hükümetin diğer ortaklarını ikna etme konusunda çaba göstermedi?'soruları soruluyor. Ve en önemlisi de hem yaşanan kriz, hem de ortaya çıkan isşizlik ANAP'a fatura ediliyor. Özellikle de Anadolu'da bu gerçek daha açık biçimde şekilleniyor. Bakın dün İskenderun'dan gelen 'bir tomar' mektup ANAP'ın bugüne nasıl geldiğini gösteriyor. İsim vermeyeceğim. Ama öğretmen, mühendis, işçi imzalı mektuplarda İskenderun Demir Çelik İşletmeleri'nin durumu sahneleniyor. Bir öğretmen kızgınlığını şöyle dışa vurmuş: 'İskenderun Demir Çelik özelleştirildi. Özelleştirme ANAP'lı Bakan Yılmaz Karakoyunlu'ya bağlı. O da Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın talimatıyla hareket ediyor. Bir çırpıda 670 kişi açıkta kaldı. Ama sonra ne oldu? İşinden olanlar, işsizlikleriyle kaldı. Çıkartılanların bir misli eleman yeniden işe alındı. Amaç, seç im öncesi yatırım. Bu arada, işletme zarar ediyor denilerek, üç kuruş maaş alan insanların aylık 60 milyon liraya oturduğu lojmanların kirası dört-beş misli artırıldı.' Bu ve bunun gibi faturalar son üç yıldır iktidar olan koalisyon ortaklarına kesiliyor. Ama en büyük pay da ANAP'a çıkartılıyor.
(Star/ Ömer Faruk Günel)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:17