Dünya
  • 27.10.2003 10:25

''ORUÇ AYI KARGAŞA DÖNEMİ OLABİLİR''

LONDRA - İngiliz gazetelerinde bugün, Bağdat'ta dün düzenlenen roketli saldırı ve bunun olası etkileri değerlendirildi. İngiliz gazetelerinde, iç siyasette gündem Muhafazakar Parti lideri Iain Duncan Smith'in karşı karşıya olduğu parti içi muhalefete odaklandı. İngiltere gazetelerinin ortak manşet konusu dün Irak'ta Raşid Oteli'ne düzenlenen saldırı oldu. Times gazetesi ''Roketler Bağdat'ta Amerika'nın sinirlerini bozdu'' manşetini kullanırken, Independent haberi ön sayfasından ''Wolfowitz roket saldırısından kurtuldu'', Daily Telegraph ise ''Amerika, saldırının ardından, direnişi kırmaya yemin etti'' sözleriyle duyurdu. Financial Times, ''Bağdat saldırısının ardından Amerika meydan okuyor'' derken, Guardian, ''Bağdat'ta roketler Amerikalı şahini hedef aldı'' başlığını kullandı. Roketli saldırıya hedef olan Amerika Birleşik Devletleri'nin ''şahin'' Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in kaldığı otele düzenlenen saldırı yorum yazılarına da yansıdı. Times gazetesi ''Dünkü saldırıdan alınacak dersler'' başlıklı yazısında saldırının Bush yönetiminin Irak planlarına zarar vereceği görüşünü savundu. Gazete, ''Paul Wolfowitz'in Irak gezisinin iki amacı vardı. Birincisi, güvenliğin sağlanmakta olduğu ve temel hizmetlerin verilmeye başlandığını göstermek. İkincisi de Başkan Bush'un 87 milyar dolarlık ek kaynak isteğinin ne kadar gerekli olduğu fikrini Amerikan Kongresi'ne satabilmek. Ancak Bağdat'ın en korunaklı bölgesinde, kendi kaldığı otelden birkaç yüz metre öteden böyle bir saldırı düzenlenmiş olması bu amaca pek yardımcı olmayacak'' diye yazdı. Times, Irak'ın yeniden yapılandırılması için çalışan koalisyon güçlerine ve onlara yardımcı olan Iraklılara yönelik saldırılarda vur-kaç ve intihar eylemlerinin kullanıldığını belirtti ve bunun ''direnişçilerin savaşı'' olarak nitelenemeyeceğini yazdı. Yazı, ''Pek çok Iraklı, bir an önce kendi kendilerini yönetmek istiyor. Gallup Araştırma Şirketi tarafından geçen ay yapılan ankette Bağdat halkının yüzde 67'si yaşamlarının beş yıl içinde, bugünden ve Saddam döneminden daha iyi olduğunu görmek istediklerini söylediler. Madrid Konferansı'nda ülkenin yeniden yapılandırılması için umulandan daha fazla kaynak sağlandı. Ancak özel sektörün Irak'a yatırım yapmasının yolu güvenlikten geçiyor. İşte bu nedenle askeri operasyonlar devam etmeli. Wolfowitz'e düzenlenen saldırı, Washington'da 'Irak'tan çıkın' kampanyası yürüten grupları memnun edebilir ve haklı olduklarını savunabilirler. Ancak, işte bu ve benzeri saldırılar yüzünden Irak'tan henüz çıkılmamalı'' ifadeleri ile sona erdi. ''RAMAZAN CİHAT AYI'' Daily Telegraph gazetesi aynı saldırıyı, ''Oruç ayı kargaşa dönemi olabilir'' başlıklı haberinde, ''Saddam Hüseyin sonrası ilk Ramazan, belirsizlik, şiddet ve Amerika önderliğindeki koalisyonla işbirliği yapanları hedef alan saldırılarla başladı'' diye yorumladı. Irak'ta dini liderlerin, dün düzenlenen roket saldırısının ''cihat ayı'' boyunca sürecek yeni bir şiddet döneminin başlangıcı olduğu uyarısında bulunduklarını yazan gazete, ''Bu saldırılar sadece Baas Partisi'ne sadık kişiler tarafından değil, bu kutsal aydan ilham alan öfkeli gençler tarafından da sürdürülecek. Şeyh Duhi Abdül Celil İbrahim, 'Bizler Müslümanız. Ramazan cihat ayıdır. Herkes, ülkemizin işgal altında olduğunu görüyor. Amerikalıların her ne şekilde olursa olsun ülkemizden çıkarıldığını görmek isteyen pek çok kişi var' dedi. Diğer etkili din adamlarıyla karşılaştırıldığında bu sözler o kadar da ağır sayılmaz. Ramazan nedeniyle Bağdat'ta altı aydır devam eden sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. Amerikan askerlerine, halkın görmeyeceği şekilde yemek yemeleri ve sigara içmeleri talimatı verildi. Ancak Ramazan'ın başlaması bile Irak'ta Amerikalılara karşı bir öfkeye neden oldu. Saddam Hüseyin döneminde, Ramazan ayının ilk günü devlet tarafından resmen açıklanırdı. Ancak böyle merkezi bir açıklama olmaması, oruç tutmaya farklı zamanlarda başlayan şiiler ve sünnilerin farklı açıklamalar yapmalarına neden oldu. Bir Iraklı, bu anlaşmazlık yüzünden, Allah'ın, oruç tutmasını istediği bir günde oruç tutmadığını ve bunun için Amerikalıları suçladığını söyledi'' diye yazdı. MUHAFAZAKAR LİDER İÇİN KRİTİK HAFTA İngiliz gazetelerinde geniş yer bulan iç siyaset konusu ise Muhafazakar Parti lideri Iain Duncan Smith'in siyasi geleceği oldu. Son haftalarda parti içi muhalefetin sert eleştirileriyle karşı karşıya kalan Duncan Smith için bir ''güven oylaması'' yapılması yolundaki baskılar arttı. Muhafazakar Parti yönetiminin güven oylaması kararı alması için 25 milletvekilinden bu konuda istek gelmesi gerekiyor. Financial Times, ''Muhafazakar lider için 'güvensizlik oylaması' yaklaşıyor'' manşetini kullandı ve baş yazısında da Iain Duncan Smith'i konu etti. Yazıda, ''Iain Duncan Smith dün üniversite harçlarının artışını protesto eden bir öğrenci gösterisindeydi. Bu, pazar gazetelerinin kendisi hakkında yazdıklarını okumaktan daha keyifli olmalı. Duncan Smith'in gidişi kaçınılmaz gibi görünüyor ancak bu, Muhafazakar Parti'nin hükümete karşı muhalefet görevini yerine getirmesine yeterli olmayacak. Iain Duncan Smith, Muhafazakarlar'ı yönetmek için başından beri iyi bir aday değildi. Aradan geçen iki yıl onun ne liderlik özelliklerine ne de bu işi yürütme becerisine sahip olduğunu ortaya koydu'' diye yazdı. Independent gazetesinde, Rusya'ya ilişkin bir yazı yeraldı. Independent'ın yorum yazısına, Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve hafta sonunda vergi kaçakçılığı ve zimmete para geçirmek suçlamasıyla tutuklanan ülkenin en zengin işadamı Mihail Hodorkovski konu oldu. ''PUTİN VE RUSYA'NIN BOĞULAN DEMOKRASİSİ'' ''Putin ve Rusya'nın boğulan demokrasisi'' başlıklı yazıda, ''Diktatör tutumuyla açıkça Çarist olan Vladimir Putin, buna rağmen uyguladıardi. ''RAMAZAN CİHAT AYI'' Daily Telegrapğı liberal politikayla istikrarlı bir ekonomik gelişme sağladı. Bunun sonucunda da oligark adı verilen zengin işadamları Rusya'da olağanüstü güçlü konuma geldiler. İşte bunlardan, serveti milyarlarca dolarla ölçülen Mihail Hodorkovski, dün özel jeti Sibirya'da yakıt ikmali yaparken tutuklandı. Hodorkovski, tıpkı Rusya'yı terk eden diğer işadamları Boris Berezovski ve Vladimir Gusinski gibi vergi kaçakçılığıyla suçlanıyor. Ancak oligarklara yönelik bu suçlamaların, siyasete ilgi duymaya başlamalarının ardından ortaya çıkması ilginç bir benzerlik. Mihail Hodorkovski son zamanlarda Putin'e muhalif partileri desteklemeye başlamıştı ve Aralık ayında yapılacak parlamento seçimleri öncesinde tutuklanmış olması talihsizlik'' denildi. Guardian gazetesinin ekindeki kapak konusu Orta Doğu'ya ayrıldı. Refah mülteci kampından bir yazıya yer veren Guardian'ın kapak fotoğrafında kurşun ve şarapnel parçalarıyla delik deşik olmuş bir duvarın önünde kucağında bebeği, yanında başından yaralı oğluyla bir Filistinli kadını görüntülüyor. Guardian, İsrail ordusunun kampı iki hafta boyunca işgal edişinin sonuçlarını fotoğrafın yanında, ''18 ölü, 120 yaralı, yıkılan 200 ev, 1700 kişi evsiz... Refah'ta iki hafta...'' ifadeleri ile aktardı. Guardian'ın ekinde ''Bir kentin ölümü'' başlığıyla verilen inceleme yazısında Chris McGreal, İsrail ordusunun iki hafta süren işgal ve operasyonlarını, ''İsrail ordusu, zalimce bir beceriklilikle, geçen yıl Cenin mülteci kampının yıkımına taş çıkarır şekilde Refah kentini yıktı, roketlerle saldırdı. Ama, elbette bütün bunlar terörizmi durdurmak için. Bu nedenle uluslararası kamuoyu, olup bitenlere sesini bile çıkarmadı'' diye özetledi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:55

İLGİLİ HABERLER