Medya
  • 15.5.2002 11:09

ÖRÜMCEK AĞINA DÜŞEN GAZETECİ KİM ?

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Mesut Yılmaz-Aydın Doğan-Sadettin Tantan üçlüsü arasındaki savaş resmen başladı.Yılmaz'a yakınlığı ile bilinen Milliyet Gazetesi'nden Tuncay Özkan,İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan'ı 'Komploculukla' suçlayınca karşı atağa geçen Tantan'da elindeki dosyaları açıklamaya karar verdi.Kamuoyunu günlerce meşgul eden Turgut Yılmaz'ın da adının karıştığı 'Örümcek ağı' operasyonunu ilk kez ortaya çıkaran ve bu konuda verilen ifadelerin bir bölümünü yayınlayan Saygı Öztürk,dün Tantan'la aynı uçaktaydı.Öztürk bugünkü yazısında Örümcek ağına Ankara'dan bir gazetecinin düştüğünü duyurdu. İŞTE SAYGI ÖZTÜRK'ÜN YAZISI; Bu olayın üzerine gidilirse 'komplocular' ortaya çıkarılır Dün İstanbul'dan Ankara'ya uçakla dönerken, ön sırada İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan'ı gördüm. Dün bir gazetede kendisiyle ilgili müthiş iddilar vardı. Yanına gittim ve kendisine bu iddialar konusundaki görüşünü sordum. Tantan'ın ilk cümlesi aynen şöyle oldu: 'Tam bir Türk filmi gibi.' İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından ortaya çıkarılması gereken büyük bir yolsuzluk olayı, İzmir DGM Savcısı Cevdet Ulu'nun koordinesinde Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi ile İzmir Emniyet Müdürlüğü'nün Organize Şube Müdürlüğü'nün ortak çalışması sonucu ortaya çıkarıldı. Olayın kilit isimlerinden Abdurrahman Yakupreisoğlu, DGM Savcısı Ulu'ya verdiği 5 sayfalık ek ifadede, bazı siyasetçilerin, yakınlarının, bürokratların isimlerini verdi. star bu ifadeyi gün yüzüne çıkardı. Yakupreisoğlu'nun ifadesinde Ankara'da görevli bir gazetecinin ismi de, verdiği ayrı bir ek ifadede yer aldı. Olayın geniş boyutlu ve birden çok ili ilgilendirmesi ve geniş bir koordinasyonu gerektirdiği, telefon dinleme ve teknik takipleri gerektirdiği için dosyanın Ankara DGM tarafından yürütülmesi için bir yazı gönderdi. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'nin 9 aylık bir çalışmasından sonra 'Örümcek Ağı' operasyonu başlatıldı. İstihbarat Dairesi tarafından dinlenen telefonlardan birisi ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde önemli bir şube müdürüne aitti. Bu kişinin, 'Örümcek Ağı' soruşturmasının bir numaralı sanığıyla defalarca telefonla konuştuğu ortaya çıkarıldı. Soruşturmayı yürüten Ankara DGM Savcısı, Emniyet Müdürü'ne soruyor: - Bu kişiyi aradınız mı? - Evet konuştum. Villasına, işyerine defalarca gittim. - Telefonla ne konuşuyordunuz? - Benim de Erol'un da köpekleri var. Telefonda köpekleri konuşuyorduk. - Uçak paranızı niçin Kohen'den aldınız? - O anda yanımda para yoktu. Aldım, sonra kendisine ödedim. - Gönderdiğiniz çiçeklerin parasını niçin Kohen ödedi. - Ben daha sonra bunların parasını kendisine ödedim. - Ya telefonunuzun parası? - ... Soruşturma uzayıp gidiyor. Bu kişinin verdiği ifadesinde yer aldığı belirtilen bölümleri ilk kez bu köşenin okurları öğrendi. Açıklamalar ve ortaya çıkan ilişkiler Emniyet'e bomba gibi düştü. Bu kişiler hakkında açılan soruşturma aylarca bitirilemedi. Arkalarında siyasi destek olduğu belirtiler bu kişilerin, soruşturmasını yapan iki polis müfettişi ise terfi ettirildi. yani iş öylesine karışık ki.. Hakkında önemli iddialar olanlara dokunulmadı. Ancak gazetedeki bir haber üzerine Balina, Beyaz Önlük ve Örümcek Ağı operasyonunu gerçekleştiren polis müdürü bir anda silindi ve açığa alınıyor... Balina davasında 9 ay cezaevinde yatan Yakupreisoğlu, tahliye oldu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alındı. Aradan neredeyse iki yıl geçtikten sonra bu kişi İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde açıklamalarda bulundu. İfadesine eklemeler yapıldığı, bazı siyasetçi, bürokrat ve işadamlarını yok etmek için kendisinin kullanıldığını öne sürdü. Ne ilginçtir ki bu açıklamaların televizyonda yayınlanacağı gün Yakupreisoğlu'nun bana gönderdiği mektup geldi. Çok müthiş iddialar yer aldı. Savcılıkta, mahkemede ifadeleri alınan Yakupreisoğlu'nun İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde başka, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde başka ifade vermesinin altından eğer ciddi bir araştırma yapılırsa çok şeyler çıkacak. Buna herkes hazır olsun. Yakupreisoğlu'nun ifadesini yalnız polis almadı, ifadenin her aşamasında DGM Savcısı da bulundu. O DGM savcısı Cevdet Ulu ise şimdi emekli. Müthiş kavga Bu kişinin avukatı Ekrem Baydar, 'Yakupreisoğlu'nun ifadesini nöbetçi DGM hakimi Ömer Faruk almıştı. Poliste düzenlenmiş olan zabıtlar kendisine özetle belirtildi. Doğru olup olmadığı soruldu. Hepsinin doğru olduğunu söylemişti. Şimdi bunların nereden çıktığını anlayamadım?' diyor. Yani ne oluyor da aynı konuda İstanbul Emniyet'i farklı, İzmir Emniyet'i farklı ifade alıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ilgili dairesi ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ilgili şubesi arasında da müthiş bir anlaşmazlık var. Son yıllarda İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ortaya çıkarması gereken olayların İzmir ya da Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından ortaya çıkarılması bir rastlantı değil. Erol Kohen olayına kadar kısmen 'idare edecek' düzeyde olan ilişkiler, İstanbul'da iki şube müdürünün adının Örümcek Ağı operasyonu kapsamında ifadesinin alınmasıyla doruk noktaya çıkmıştı. Bu kişilerin Kohen'in organizasyonuna yardım etmedikleri anlaşıldı. Ancak haklarındaki diğer suçlamalarla ilgili idari soruşturma açıldı, bu arada diğer iddialarla ilgili dosyanın ilgili makamlara ulaştırılması gerekiyordu. Olayın doğrusu ortaya çıkarılmalı Her iddia sonuna kadar araştırılmalı. İlgili makamlar bu kasetin nasıl alındığı değil, ifadelerde yer alan bilgilerin doğru olup olmadığını araştırmalı. Ama bizde olay hep ikinci planda kalıyor, bu ifade ya da bu kaseti basına kimin verdiği üzerinde duruluyor. Keşke bunları ortaya çıkarmak için harcanan zaman ve emek, iddiaların ortaya çıkarılması için yapılabilse. Bir mülkiye ve bir polis müfettişi iddiaları araştıracak. Bu müthiş savaşta 'komplocular'ın kim olduğunu da belki öğrenmiş olacağız. Allah herkesi komplolardan, komploculardan korusun... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:51

İLGİLİ HABERLER