Osman Öcalan’ın arkasında ABD mi var?
GEÇEN haftanın yeterince dikkat çekmeyen önemli bir olayı, Musul’da Osman Öcalan’ın kurduğu yeni partinin bürosunun PKK militanlarının saldırısına uğramasıydı.
Böylelikle, PKK içindeki bölünmenin yol açtığı çatışmanın ABD’nin denetimi altındaki Musul’a kadar yayıldığı görülmüş oldu.
Saldırı, aynı zamanda Kuzey Irak’taki PKK denkleminin şekil değiştirmekte olduğunu da gözler önüne serdi. Şöyle ki:
Geçen yıl PKK’nın Kuzey Irak’ta bulundurduğu militan sayısı, oynamalar göstermekle birlikte genellikle 4 bin 500-5 bin arasında bir aralık içinde seyrediyordu.
Türk sınırına paralel giden Barzani bölgesinde 2 bine yakın militan bulunurken, 2 bin 500 dolayında militan güneyde Talabani bölgesindeki Kandil Dağı’nda üslenmişti.
KANDİL DAĞI BOŞALDI
Savaş sonrası dönemde Türkiye’nin baskısı sonucu ABD’nin Kandil Dağı’ndaki kampları hedef alan bir operasyona girişebileceği yolundaki endişeler, PKK’nın Kuzey Irak’taki konuşlanma düzenini olduğu gibi değiştirmesine yol açtı.
PKK, geçen dönemde Kandil Dağı’nda yalnızca lojistikten sorumlu sınırlı sayıda bir kuvvet bırakıp, buradaki gücünün önemli bir bölümünü Barzani bölgesine kaydırarak, Türkiye’nin Irak sınırını çevreleyen geniş bir bölgeye dağıttı.
Bu şekilde Kuzey Irak’ta sınırın karşısında dağınık bir şekilde konuşlanmış PKK unsurlarının sayısının 3 bin 500 dolayında olduğu tahmin ediliyor.
Yaklaşık bin kadar PKK militanı ise çoğu İran üzerinden olmak üzere Türkiye’den içeri girdi. Bu haliyle Türkiye sınırları içinde dolaşım halinde olan PKK unsurlarının sayısının 1800’e kadar yükseldiği anlaşılıyor.
Son dönemde Güneydoğu’da PKK kaynaklı terör olaylarının birden artış göstermesinin gerisinde bu yer değiştirme hareketi yatıyor.
ÖCALAN, BARZANİ VE TALABANİ İLE TEMASTA
Bir diğer önemli gelişme, mayıs ayında yapılan PKK kongresinde örgüt içindeki ayrışmanın belirginleşmesi oldu. Cemil Bayık ve Murat Karayılan’ın başını çektiği kanat örgüte hákim olurken, Osman Öcalan ve çevresindeki ekip PKK’dan uzaklaştı.
Ve 5 Ağustos tarihinde Musul’da yapılan üç günlük bir kongrenin ardından Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan, PKK’ya kıyasla daha ılımlı bir çizgiyi savunan Yurtsever Demokratik Parti (YDP) adlı bir oluşumun kurulduğunu ilan etti.
Öcalan’ın YDP’si, bugünlerde, geçmişte PKK’dan kaçarak Barzani ve Talabani saflarına sığınan bin kadar militanı, ayrıca İran ve Suriye’de yaşayan eski örgüt mensuplarını kendi yanına çekmeye ve UNITA adında bir güç oluşturmaya çalışıyor.
Öcalan, bu çerçevede Talabani ve Barzani ile ilişkilerini geliştirme çabasında.
ABD VE OSMAN ÖCALAN OLUŞUMU
Yanıt aranması gereken kritik soru bu noktada beliriyor:
ABD’nin bu oluşumda rolü var mı?
Musul, ABD kontrolünde. Osman Öcalan’ın yeni parti merkezinin PKK’nın saldırısını üzerine çekecek kadar açıkta olmasının ışığında, ABD makamlarının kendisinin faaliyetlerinden haberdar olmaması düşünülebilir mi?
Sonuçta, Ankara’da muhtelif kademelerde yapılan değerlendirmelerde bu oluşumun arkasında ABD’nin de bulunduğu tezi ağırlık kazanıyor.
ABD Başkanı George Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Condeleezza Rice’ın geçen hafta ‘PKK’ya karşı askeri olmayan yöntemler uyguluyoruz’ şeklindeki açıklaması da bu yönelimin bir işareti olarak okunuyor.
VE ANKARA’NIN RAHATSIZLIĞI
Nitekim Ankara, bundan bir süre önce Osman Öcalan’ın yakalanmasını ABD’den resmen istemiş bulunuyor.
Amerikan tarafı ise bu girişim karşısında ısrarla Osman Öcalan’ın kontrolleri altında olmadığını belirtiyor.
Ancak, bütün resmi yalanlamalara karşın Osman Öcalan’ın Musul’da rahatlıkla faaliyet göstermeye devam etmesi, Ankara’da Öcalan’ın belli ölçülerde ABD desteğini yanına aldığı yolundaki değerlendirmeleri güçlendiriyor.
Hatta, resmi çevrelerde ABD’nin PKK’dan kopan bu muhalif grubu, elinde Türkiye’ye karşı bir koz olarak tutmak istediği yolunda yaygın bir bakışın yerleşmesine yol açıyor.
SEDAT ERGİN/HÜRRİYET
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:48