
"Ozan Kabak" tatlısı
Levent Tüzemen: 'Kabak' tatlısı
Galatasaray savunmasının tartışıldığı bir ortamda Ozan Kabak'ın ilk on birde başlaması büyük sürprizdi. Ozan tercihini ancak Terim gibi büyük hocalar yapabilir.
Tartışmalı bir penaltıya neden olsa da genç Ozan maç boyu yaptığı dokunuşlarla savunmada parladı ve Terim'in güvenini boşa çıkarmadı. Terim'in sağ kanatta Linnes'i oynatması bir başka doğru tercih oldu. Eğer Trezeguet'nin önünde Mariano-Maicon ikilisi oynasaydı G.Saray tıpkı Trabzon maçındaki gibi pozisyonları verirdi.
Ozan Kabak rakibi karşılamadan önce aldığı doğru duruş şekliyle Trezeguet'nin hızlı hücum etmesine izin vermedi.
Alanya maçındaki golcülüğünden sonra ortadan kaybolan Sinan sorumluluk alarak etkili ve verimli oynadı. Sinan'ın gol atma isteği egoistlik seviyesine çıkmamalı.
Sinan ilk yarı pası düşünseydi Emre Akbaba'ya golü attırabilirdi.
Rodriuges'e yapılan zam G.Saray'a gol olarak yansıdı. İki mükemmel gol atan Rodrigues maç boyu enerjik yapısıyla G.Saray'ı hızlı hücumlara taşıdı. N'diaye orta alana güç getirdi. Şanslı bir gol atan Eren'in daha çok çalışması gerekiyor..
Nagatomo hızıyla, hücuma dikine çabuk çıkışıyla, ortalarıyla ve savunmada aldığı pozisyonla alkışı hak ediyor. Muslera'nın G.Saray için ne kadar önemli olduğunu Kasımpaşa maçında yine gördük.
İkinci yarının hemen başında Serdar Aziz'in gol olabilecek ters vuruşunu kurtardı. G.Saray 2-0 önde iken Trezeguet'nin şutunu güçlü reflekse önledi. Terim'in kadro tercihi, "Ben her oyuncuya aynı mesafedeyim.
Formayı veririm, şansını kullanan kalıcı olur. Benim olduğum yerde kapris olmaz. Kimse G.Saray'dan büyük değildir." şeklinde bir mesajdır. Umarım Feghouli ile Belhanda bu mesajı iyi okurlar..
Zeki Uzundurukan: Rodrigues farkı
Eren Derdiyok, 'derdiyok' gibi mücadele etti ilk yarıda.
Emre Akbaba, bu oyuncuyu topla buluşturmak için varını yoğunu ortaya koydu; ama Eren'i ara ki bulasın.
Eren kuvvetli değil, hızlı değil.
Böyle olunca da G.Saray, skor üretmekte zorlandı ilk 45'te.
Kasımpaşa, kendi sahasında kalıp, kontrataklarla G.Saray kalesinde gol aradı durdu.
Kasımpaşa dikine oynadı; çok çabuk hücuma çıktı; üçüncü bölgede çok çabuk çoğaldı..
Fatih Terim, dün Türk futboluna bir yıldız daha kazandırdı.
'Çok erken değil mi bu kadar iddialı konuşmak için?' der gibisiniz. Hayır! Erken değil.
Bu Ozan Kabak'ta çok iş var.
Daha 18 yaşında ama 30'lu yaşlarındaki ağabeylerine bile futbol nasıl oynanır dün gece gösterdi.
Bir de kime karşı oynadı yahu; rakibin en etkili, en hızlı hücum silahı Trezeguet'e karşı.
Küçük dev çocuk, Trezeguet'e adım attırmadı. İyi boğuştu, zamanlama hatası yapmadı, çalım yemedi, görevini şahane yaptı.
Aferin altın çocuk Ozan!.
2. yarının başında Diagne çok net bir pozisyonda ağları göremedi.
G.Saray savunması, bu kadar tehlikeli bir forveti nasıl unuttu ve uyudu?
Serdar Aziz'in ters vuruşunda Muslera'nın hamlesi de jeneriklikti bu arada.
İlk yarıdaki futbolu için onca laf söylediğimiz Eren Derdiyok, sanki eleştirilerimizi duymuş gibi hırs yaptı ve golünü attı.
İşte Eren böyle oynamalı, skor üretmeli!.
G.Saray, Eren'in golünün coşkusunu yaşamayı daha bitirmeden, Rodrigues'le skoru 2-0 yaptı. Şiddetli yağmur, G.Saray'ın futbolunun da şiddetini artırınca goller yağmur gibi geldi. Rodrigues'in 2. golü, ders diye okutulmalı futbol okullarında. Aslan, ilk yarıda durdu, 2. yarıda kükredi! Bu farklı galibiyet, Lokomotiv Moskova maçı öncesinde iyi bir moral oldu Cimbom'a..
Serkan Korkmaz: Nuri Woo!
Sadece G.Saray değil Kasımpaşa da koskoca 45 dakikayı boşa geçirdi. İlk yarı Nuri Bilge Ceylan filmi gibiydi. İlk 45'teki kötü futboldan dolayı sadece Terim'i değil Kemal Özdeş'i de eleştirmek lazım.
Keza; lider çıktığı maçta oynattığı pısırık futbol Özdeş'e hiç yakışmadı.
Bu maç onun için bir sıçrama tahtası olabilirdi. Beni takip edenler bilir, Kemal Hoca en beğendiğim hocalarından birisidir. Hala da öyle...
İkinci yarı meğerse bizi bir John Woo filmi bekliyormuş. Maç "tıngır mıngır" giderken Aslan, ilk gol pozisyonunu 50'de Eren'in kafasına gelen topla buluyordu. 56'da Eren, golü atmadan birkaç dakika önce iki takım arasında arbede yaşandı..
Hakem tarafından iki sarı kartla geçiştirilen itiş kakış -bence- maçın kırılma anıydı. O gerginlik olmasaydı maç G.Saray'ın istediği şekilde gelişmeyebilirdi.
G.Saray'ın yedek kulübesine bakınca aklıma o fıkra geldi;
"Bu arabayı Gorbaçov sürüyorsa, kim bilir arka koltukta kim oturuyordur?" diye biten...
Yedekte; Onyekuru, Fernando, Mariano ve Feghouli olunca insan sahada muazzam bir kadro var zannedebiliyor..
Maçı izleyemeyenler, skora bakınca G.Saray'ın çok rahat bir galibiyet kazandığını düşünebilir.
İlk yarı Paşa, organize olamayan Cim-Bom'un "sıkıntılı" defansı üzerine gitse, 2. yarıda Muslera, Serdar'ın ters vuruşunu kurtaramasa, başka türlü biten maç da olabilirdi.
Bunlara Emre'ye sert faul yapan İlhan'ın kattığı gerilim de eklenince son şampiyon lideri farklı yendi..