KAYNAK : Haber Vitrini
İSTANBUL- İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bankacılık sektörünün bir yandan krize direnirken, bir yandan değişimlere ayak uydurmaya çalıştığını vurgularken, ''şu anda bankaların da, Türkiye'nin de en çok ihtiyaç duyduğu şey güven'' dedi.
Özince, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği tarafından Hilton Oteli'nde düzenlenen ''Bankalar Mevzuatındaki Son Değişiklikler İle Bağımsız Denetim Esasları ve Uygulamaları'' konulu panelde yaptığı konuşmada, geçmişte bankacılığın yalnızca hortum şeklindeki sıkıntılara maruz kalmadığını belirterek, ''diğerleri, onun çok çok ötesindedir'' dedi.
''Yani bankacılık sektörü bırakın geçmişi, geleceğe dahi bakıldığında riks çok büyüktür'' diyen Özince, bankacılık sektörüne denetimin geçmişte de lazım olduğunu ve gelecekte de lazım olacağını vurguladı. Özince, şunları kaydetti:
''Bütün sorun, bankaların bilançolarının en güçlü hale getirildikten sonra dahi, Türkiye'de risklerin birçok emsaline nazaran fazla olacağı ve bu durumda dahi, Türkiye'nin bankacılık ve girişimciliğin uluslararası normlara ulaşmasının kısa dönemde mümkün olmayacağını düşünüyorum. Altını özellikle çiziyorum.
Bunu sadece bankalara değil, müşterilerine de anlatmak gerekir.
Yani güçlü mali yapı, banka müşterisinde de olmadıkça bankaların müşterisine verdiği ve geriye alamadığı kredi yalnızca bankaya değil müşterisine de lazımdır.'' Özince, yalnızca bankacılık sistemini AB normlarına getirmenin yeterli olmayacağını ifade ederken, ''bugün bankaların sorunlu alacakları ile ilgili olarak, bir yıl içerisinde karşılık ayrılması istendiğinde, sermayedar da o kredisi ile ilgili olarak yasal takibin bir yıl içerisinde bitirilmesini ister. Bunu körü körüne getirmek, avrupanın kurallarını Türkiye'deki riskleri sermayedara uygulamak, yalnızca yabancı değil, yerli sermayedarın da kabul etmesi açısından gerçekçi değil.'' BDDK'nın kısa sürede risk yönetimi standardı, sorunlu krediler, ve birçok konuda önemli işler başardığını belirten Özince, bankacılık sektörünün de bir yandan krize direnirken, bir yandan da değişimlere ayak uydurmaya çalıştığını kaydetti.
Geçmişte Avrupa'da sektörle ilgili reformlarda esneklikler sağlandığını ifade eden Özince, şöyle devam etti:
''Esnek politikaların izlenmesi, kamuoyu ve dış muhatapların (IMF ve Dünya Bankasının kastediyorum) daha töleranslı ve yerel otoritelerle hükümet ve devletin tüm unsurlarının dahil töleranslı yaklaşımı, bu tür operasyonlarda minimum sosyal ve finansal maliyetle yapılması zorunlu olduğu düşüncesindeyim.'' Özince, bankacılık sektöründe ciddi istismarların görüldüğünü, fakat bu şekilde olmayanların, birbirinden ayrılması gerektiğini de bildirdi.
Şu anda bankaların da Türkiye'nin de en çok ihtiyaç duyduğu şeyin güven olduğunu vurgulayan Özince, bankaların geçmişte denetime giremeyecek derecede illüzyon halinde yaşadıklarını kaydetti.
Geçmişteki haksız rekabetin aşırılığı nedeniyle, bankaların müşteri seçmeye pek gücü olmadığını da belirten Özince, bankacıların o dönemdeki sorunlarını önemli ölçüde enflasyona ezdirerek halletmeye çalıştıklarını kaydetti.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:08