Bazı gazetelerde geçen hafta yayınlanan ''Genç subaylar rahatsız'' haberi Genelkurmay'da derin rahatsızlık yaratmıştı. Haberi yalanlamak için yazılı bir açıklama yapmak yerine Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök önceki gün basın toplantısı yapma gereği duydu. Yanlış bir haberi tekzip etmek için ağır ifade kullandı Genelkurmay Başkanı; ''Lanetliyorum.'' ''Kusura bakmayın'' diye de ekledi... Orgeneral Özkök'ün laneti habere, haberi yazan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay'a değil; bu asılsız dedikoduyu üreten ve Balbay'a sızdıran sivil veya asker kişi veya kişilere. Onları lanetliyor. Şimdi herkesin merak ettiği konu, lanetlenen kaynağın kim veya kimler olduğu...
Kapıyı kapatmıyor
Muhtemelen Genelkurmay'ın bazı tahminleri, saptamaları var ama şimdilik bunları açıklamaktan özenle kaçınıyor: ''Bu kaynak illa TSK'nın içinden de olmaz. İçinden de olması muhtemeldir, dışından da. Daha önce silahlı kuvvetler mensubu olanlar da olabilir, siviller de olabilir... Ama biz konuşmayı iki kişi yaptık, Başbakan ve ben vardım. Konuşmayı ikinci Başkanım (Org. Yaşar Büyükanıt) dışında kimseye iletmedim. Onun da benim de böyle bir şey söylemediğimizi açıkça biliyoruz...'' Evet Özkök böyle bir spekülasyonun çok yakın çevresinden çıkmadığından emin. Ancak ''TSK içinden de olabilir'' diyerek bazı üst rütbeli subaylardan çıkmış olabileceği ihtimali konusunda kapıyı aralık bırakıyor. ''Daha önce Silahlı Kuvvetler mensubu olanlar da olabilir'' diyerek basınla yakın ilişki içinde olan bazı emekli subayları işaret ediyor. ''Siviller olabilir'' derken de büyük olasılıkla darbeci sivilleri kastediyor.
AKP iktidarına şiddetle karşı olan ancak ezici çoğunluğu olan hükümetin normal yollardan değişmesinin güç olduğunu gören darbeci siviller TSK'yı göreve davet ediyor. Özkök'ün hükümete yönelik tutumunu ''yumuşak'' bulan bu kesimler TSK içindeki tepkileri her yolu deneyerek körüklemeye çalışıyor. Özkök için ''18 yıl yurtdışında kalmış olması nedeniyle Türkiye'nin hassasiyetlerini Batı gözlüğü ile değerlendiriyor'' biçiminde gerçek dışı iddialar ortaya atılıyor, Komutan'ın hem otoritesi hem kişiliği yıpratılmaya çalışılıyor. Özetle yaşanılan bu kritik sürecin, demokrasinin yeni bir kazaya uğramadan aşılabilmesi için elinden gelen azami gayreti gösteren, ''Darbe sözcüğünün telaffuz edilmesini dahi istemiyorum'' diyen Özkök, iç ve dış basına sızdırılan haberlerle, kural dışı vuruşlarla yıpratılmaya çalışılıyor... Bir de hükümet kanadından pompalanan haberler var: ''Erdoğan'ın MGK'da sert çıktığı'' yolundaki haberler. ''Ordu ile uyum içindeyiz'' biçimindeki açıklamalar...
Gömleği çıkardı...
Onun için ''Genç subaylar rahatsız'' haberlerini ''TSK içine nifak sokma gayretleri'' olarak değerlendiriyor ve lanetliyor ama öte yandan, TSK'nın bütününde var olan rahatsızlığı da dile getirerek AKP'nin TSK ile tam bir uyum içinde olduğu haberlerini de tekzip ediyor. Başta kadrolaşma ve bürokrat atamaları konusundaki rahatsızlığın derinleşerek sürdüğünü söylüyor. Evet, TSK içinde hükümete karşı bir ''genç subaylar'' cuntası veya oluşumu bulunmadığının açıklanması da Genelkurmay Başkanı'nın darbe konusundaki net ve keskin mesajları da rahatlatıcı bir gelişme. Ancak TSK'nın bütünündeki rahatsızlığın da gözardı edilmemesi gerekiyor. Özellikle de ''Milli Görüş gömleği'' ni çıkardıklarını, 1950'lerin DP'si olacaklarını söyleyen Erdoğan'a bu konuda görev düşüyor. Öncelikle de masasına konulan ''irticai faaliyet'' dosyalarını daha dikkatli okuyup gereğini yapmak gibi...
(Vatan)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:03
