Gündem
  • 1.10.2007 11:40

ÖZKÖK'TEN TEZKERE İTİRAFI: MECLİS'İN ÜZERİNE İRADE KOYAMAZDIK

"Ben kural öyle olduğu için hareket ettim" diyen Özkök, "Ben, kuralları severim. Kural öyle olduğu için, doğrusu odur. Bu kural bir gün değişir, ondan sonra yaparsın, ya da beğenmezsin, gelir değiştirirsin. Ama, kural konmuşsa ben ona uyarım. Kural öyledir, bütün demokratik ülkelerde böyledir." dedi.

Miliyet'ten Fikret Bila'ya mülakat veren Özkök, önemli açıklamalarda bulundu. Irak'a girmek için Türkiye'ye gelecek askerlerin Türkiye'de kalmayacaklarını belirten Özkök; şöyle konuştu:

"Cahilin hayaline yetişmenin imkânı yoktur. Bir defa, tezkereyi nasıl çıkarırsanız, öyledir. Uygulama öyle yapılır. Geldim gitmem diyen, bu gücü kendinde bulan da zorla gelip girer oraya. Gelip de gitmemeyi göze alacak güç varsa. Hiç ilgisi, alakası yok. Tamamen cehalettir. Hâlâ öyle söylüyorlar. ABD oradan ileride gidecek, biz bu insanlarla birlikte yaşayacağız. Dolayısıyla, Iraklılarla kesinlikle yüz yüze gelmeyecektik.

Bizim istediğimiz, 1991'de olduğu gibi, büyük bir göçmen hareketi olursa, bunu Irak'ın kuzey bölgesinde tutmak, gruplar arasında çatışma çıkarsa önlemek, bir de orada kuvvet bulundurarak, hem PKK'yı durdurmak hem de Türkiye'nin iradesini, ilgilerini göstermek. İleride masa kurulacaksa, ki, tabii kurulur, burada söz hakkı olmak.

Şimdi, ABD'yi geçirtme, adamların gemilerini dalgalarda haftalarca salla, bilmem ne yap, şimdi bizi dinlemiyor. Eee, niye dinlesin ki? Çünkü, büyük devletlerin şöyle bir refleksi vardır, sıkışık zamanımda bana yardım eden kişilere ben sahip çıkarsam, başka sıkışık zamanımda, bana yardım edenler olur. Bunun tersi olursa, sıkışık zamanımda bana el vermeyen insanlar bir örnek teşkil eder. Sonra hiç kimse bana el vermez, ben yalnız yaşarım. Dolayısıyla, onu pişman etmek gibi bir davranış içine girer. Bunu ölçülü yapar, az çok ya da o ülkenin büyüklüğüne küçüklüğüne göre.

'Türkiye'de niye kalsın?'

Tabii, şimdi orada bunlar gelip oradan geçip gidecekti. Türkiye'de ne yapsın kalıp da? Türkiye'de niye kalsın? O cephe olursa, yani Kuzey Cephe, harekât kolaylaşacaktı. Ancak Kuzey Irak'taki Irak birliklerinin hiç biri savaşmadı. Hava gücü onları başlangıçta etkisizleştirdi. Hiçbirisi savaşmadı. Orada güya Cumhuriyet Muhafız Tümenleri vardı. Yeni bir cephe açılırsa, daha az kan dökülerek, daha çabuk, bölgedeki buhran sona erer diye düşünüldü.

Sonra, biz müttefikiz, müttefiklerin de bazı, zorunlu demesem bile, yapılmasında fayda olacak şeyler var. Bu yapılsın dedik. Bunun karşılığında da Irak'taki oluşumları kontrol etmekti. Bütün mesele, Irak'taki oluşumları kontrol etmek. Bunu nasıl edebilirdik? ABD'ye yardım etmek ve onunla beraber.

Efendim, eder miydi, vazgeçer miydi? O da olabilirdi. Türkiye'den geçirsek bile, ileride yine bizi dinlemiyor olabilirdi. Ama, yapmayarak bu şansı tamamen kaybettik. Onun için, Milli Piyango bileti alırsanız, ikramiye çıkma şansı var ama almazsanız hiç şansınız yok. Şimdi Kürtler kendileriyle işbirliği yaptı ve onları destekledi. Eskiden gizli saklı yaptığı şeyleri şimdi açıkça yaptı."

"O dönemde, 'Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı, sorumluluk hükümette kalsın diye konuşmadılar' şeklindeki bir eleştiriye Özkök şu açıklamasıyla karşı çıktı:

"Ben, kural öyle olduğu için hareket ettim. Ben, kuralları severim. Kural öyle olduğu için, doğrusu odur. Bu kural bir gün değişir, ondan sonra yaparsın, ya da beğenmezsin, gelir değiştirirsin. Ama, kural konmuşsa ben ona uyarım. Kural öyledir, bütün demokratik ülkelerde böyledir.

Hem, TSK'nın çok özge bir konumu var. Bu, bizim için büyük şans. Milletimizin bize büyük büyük büyük desteği. Ama, onu tutabilmek için, ben TSK'yı çok iyi korumak zorundayım, görevini çok iyi yaparak, polemiklere girmeyerek, yanlış yapmayarak, TSK'yı diğer kurumlarla karşı karşıya getirmeden, bunu yürütmemiz lazım.

Yoksa, çok kolay. Çıkarsınız, söylersiniz, güzel de alkış alırsınız. Birkaç yazar da çok güzel yazı yazar hakkınızda ama, dediğim gibi, kuralı kırmış olursunuz. İkincisi, bu nasıl demokratik ülke derler. Meclis'in üzerine irade koyuyor. Genelkurmay Başkanı Meclis'e baskı yapıyor derler. Bir sürü şey derler. Demeleri önemli mi?

Milli menfaatlerimiz için bazen ne derlerse desinler, gayet tabii bildiğimizi yaparız ama öte yandan dünyada hatırı sayılır büyük bir devletiz. Büyük bir devlet gibi davranmak zorunda Türkiye. Bir mahalle kabadayısı gibi davranamaz Türkiye. Doğrusu oydu.

Bugün aynı şeyler olsa, aynı fikri savunurum, aynı şekilde, hükümete, cumhurbaşkanıma, MGK'ya arz ederim. Ama, halkın önünde ben onu söylemem. Deseydi, siyasetçi benim Genelkurmay Başkanım böyle diyor, deseydi, mesele anlaşılırdı."

Özkök, tezkere oylamasının ardından yaptığı açıklamayla ilgili alarak da, "Karar verildi. Artık, Meclis'e baskı şeyi ortadan kalktı. Benim konuşmam da var, parlamentodaki karara nasıl bir şey derim. Bir önerge varken, nasıl böyle bir konuşma yaparım? O da Meclis'e baskı demektir." şeklinde konuştu.

Wolfovitz'in "Genelkurmay bu işi iyi yönetemedi" eleştirisine da yanıt veren Özkök, çıkan sonucun Wolfowitz'in işine gelmediğini kaydederek, "Demokratik bir ülkenin bakan yardımcısı böyle söyler mi?" dedi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 16:12

İLGİLİ HABERLER