
Padişah boğularak Başbakan asılarak öldürüldü
AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal, NATO toplantılarında seçilmiş Milli Savunma Bakanının ön tarafta, Genelkurmay Başkanının arka tarafta oturduğunu Türkiye'de ise durumun tersi olduğunu belirterek, ''Subayların seçilmeleri toplumun tüm kültürünü, inanç sistemini kucakladı da mı oldu- Hayır, bunları yapamadık; hep belli kaynaklardan geldik'' dedi.
Toplantı, BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in esprisiyle başladı. Toplantı başladıktan sonra salona giren Önder'in ''Solcular geç kalır, zaten solcular geç kalmaktadır'' esprisini salonda bulunanlar gülerek karşıladı.
Baş, komisyonun daha etkin çalışabilmesi için alt komisyon kurulmasını, yurtiçinde ve dışında inceleme yapmasını, davet edilecek kişiler konusunda komisyonda tartışıldıktan sonra başkanlığın yetkili kılınmasını, 3 aylık süre içinde çalışmaların bitmemesi halinde 1 aylık ek sürenin verilmesini önerdi.
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, daha önce Meclis'te kurulan Susurluk Komisyonu'nun hiç bir şekilde bazı belgelere ulaşamadığını ifade ederek, komisyona gelip ifade verecek kişilerin, kaygı hissetmeden gelmelerini sağlayacak ortamın yaratılması gerektiğini söyledi.
CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, ''Alt komisyon kurarak bölünürsek ipin ucunu kaçırırız'' görüşünü ifade ederek, komisyon kurulmamasını önerdi.
Bunun üzerine BDP'li Önder, ''BDP, bir bütündür bölünemez'' diye espri yaptı.
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Başkanlık Divanı'nın iktidardan oluşması nedeniyle, komisyon çalışmalarının sağlıklı yürütülebileceği konusunda endişeleri bulunduğunu belirtti. Toptaş, ''Çağrılacak kişileri başkan değil, komisyon belirlemeli. Başkan darbelere başka açıdan bakar, ben başka açıdan bakarım. Ben kontrgerillanın araştırılmasını isteyeceğim belki, ancak sizin bu konuda CHP'yi suçlamayacağınızı nereden bilebilirim-'' diye sordu.
Darbelerin tek bir kaynağı olduğunu iddia eden Toptaş, ''Türkiye'yi belli bir süre izleyip, ondan sonra bu olayları gerçekleştiren kişilerin yaptığı darbelerdir'' dedi.
AK Parti Çankırı Milletvekili İdris Bal, darbenin hiç bir partinin sorunu olmadığını, ulusal bir sorun olduğunu ve herkesin de bedel ödediğini söyledi.
Darbelerin bir anda olmadığını ifade eden Bal, ''Bu tarihi bir yargılamadır ama sadece tarihi bir yargılama değildir. 1960-1970-1980'e ortak bir zihniyetle bakmak lazım. Darbeler bir çevrenin ürünüdür. Darbeyi ortaya çıkaran çevreyi tespit etmeliyiz, eğer bu çevreyi değiştirmezsek sonuçları da değişmez'' diye konuştu. Bal, darbenin bazen sopa vurularak, bazen de sopa gösterilerek yapıldığını ifade etti.
-''Darbe, gücün zalimleşmesi demektir''-
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Başkanlık Divanı'nın iktidardan oluşmasının, komisyona parti araştırma komisyonu havası kazandıracağını ileri sürdü.
Darbelerin gökten inmediğini, darbe yapılmadan önce darbeyi meydana getirecek şartların oluşturulduğunu ifade eden Yeniçeri, şöyle konuştu:
''Her üstyapıda bir altyapı vardır. Darbe bir sonuçtur ve bunun da sayısız sebepleri vardır. Darbe söz konusu olduğu zaman, siyaset kurumu başta olmak üzere hiç bir kurum masum değildir. Bütün kurumların darbelerin oluşma sürecine önemli katkılar yaptığını biliyoruz.
Darbe, gücün zalimleşmesi demektir. Silahlı ya da silahsız her güç sınırını, haddini ve varoluş nedenini aşınca zalimleşir. Suyun sele, ateşin yangına, rüzgarın kasırgaya dönüşmesi hangi sonucu doğuruyorsa, silahlı ya da silahsız gücün haddini aşması da aynı sonucu doğuracaktır. Türkiye'de sorun, darbecilerden daha çok darbe kültürüdür. 1622'de padişah boğularak, 1961'de de Başbakan asılarak öldürüldü. Bu anlayış hep belirli bir kılıfa sokularak devam ettirilmiştir. Geçmişte ulema-yeniçeri işbirliği vardı, günümüzde de aydın-darbeci işbirliği aynı görevi yerine getiriyor. Darbeler kimi beslemiştir, kim yararlanmıştır- Bunların ortaya çıkartılması lazım.''
AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, Başkanlık Divanı'nın iktidar partisinden oluştuğuna ilişkin eleştirilere, divanın mevcut kurallara göre oluşturulduğunu söyleyerek yanıt verdi. Bostancı, alt komisyonlar kurularak daha faydalı çalışma yapılabileceğini belirtti.
AK Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, 1971 öncesinde İstanbul'da üniversitelerin hep işgal edildiğini söyledi.
-''Camcının kışkırtığı öğrenciler''-
Darbelerin arkasında çok büyük şeyler beklenmemesi gerektiğine işaret eden Kıyıklık, ''O zaman bir gazetede karikatür çıkmıştı. 1. karede öğrenciler üniversiteyi taşlıyor, ikinci karede ise rektörün 'kim bunlar-' diye sorduğu hademe, 'köşeye açılan camcının kışkırtığı öğrenciler' diyor'' dedi.
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, zamanında darbelere yardımcı olan kişilerin vicdanlarına seslenilmesini ve komisyona bilgi ve belge vermeye çağrılmasını istedi.
BDP'li Önder, komisyonunun hakikat komisyonuna dönüştürülmesi gerektiğini savunarak, ''Bu, barışın sağlanmasına giden yolda önemli bir adım olur'' görüşünü ifade etti.
Komisyonun çalışmalarında objektif olamayacağını savunan Önder, ''Zamanında İnönü, Bayar'ı çağırdı ve 'parti kuracaksın ama Kürt illerinde teşkilat açmayacaksın, gençlik ve kadın kolları kurmayacaksın' dedi. İlk darbe budur. İkinci darbe de Demokrat Parti'nin Tahkikat Komisyonu kurmasıdır'' diye konuştu.
Önder, Kenan Evren'in sanatsal değeri olmayan müsveddelerine 50 bin dolar veren sanayi odaları başkanlarının bulunduğunu belirterek, ''Keşke darbeleri bir camcının üzerine yıkabilseydik'' dedi. 1983 yılında Mamak cezaevi'nde yatarken Meclis'te insan hakları komisyonu kurulduğunu ve başına da Bülent Akarcalı'nın getirildiğini söyleyen Önder, ''Heyet bir gün cezaevine geldi. Kaldığım 4. koğuşu ziyaret ettiklerinde, bana yapılacak şeyi göze alarak, 'burada işkence yapılıyor ve aşağıda tabutluk var' dedim. Akarcalı dedi ki 'savaşın bittiğinden habersiz Japon köylüleri gibisiniz. Siz kirli sulardaydınız, artık temiz su geliyor.' Onlar gittikten sonra tabii ki bizi dövdüler. Gazeteciler, Akarcalı'ya ziyareti sordu o da 'İstiklal Marşı söylemiyorlar, tabii ki dayak yiyecekler' dedi. O komisyonun raporu hiç bir zaman yayınlanmadı.
Darbe işbirlikçilerine baktığımız zaman, seçilmiş vekil de olmak üzere bu belaya bulaşmamış az kişi vardır. Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın kozmik odasındaki kayıtlara bakılmalı o odaya girilmelidir. Kontrgerilla nedir, nasıl kurulmuştur- Hangi Rumu, Ermeniyi , Kürtü, Türkü katletmiştir- bunlara bakarsak, ağa da paşa da bizik...''
-''MSB ön tarafta, Genelkurmay Başkanı arkada; biz de ise tersi''-
AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal, darbelerin çok çeşitli sebepleri bulunduğunu söyledi.
Darbelerin medya, ekonomi, eğitim, siyasi yönetim tarzı ile ilişkisine bakılması gerektiğine işaret eden Ünal, ''Ülkeyi siyasiler çok iyi idare ettiler de askerler durup dururken kendiliğinden mi darbe yaptı- Bana göre hayır'' dedi.
Ünal, ''1952'de NATO'ya girmişiz, her toplantıda seçilmiş Milli Savunma Bakanı ön tarafta, Genelkurmay Başkanı ise arka tarafta oturmuş, biz de ise tersi olmuş. 60 yıldır da bundan ders alıp bunu düzeltmemişiz. Siyasiler bunu niye düzeltemedi-'' diye sordu.
Bunun üzerine AK Parti'li Özdağ, ''Sizden korktuk, askerlerden korktuk'' dedi.
Ünal, ''Subay eğitimlerini çok mu demokratik yaptık da darbeler oldu. Subayların girişleri ve seçilmeleri toplumun tüm kültürünü, inanç sistemini kucakladı da mı oldu- Hayır, bunları yapamadık; hep belli kaynaklardan geldik'' diye konuştu.
Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 18:08