
PAPADOPULOS TALAT'LA GÖRÜŞMESİNİN ARDINDAN NELER SÖYLEDİ!..
RUM Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la görüşmesinde 8 Temmuz prosedürünü ele aldıklarını söyledi. Papadopulos, görüşmenin yapıcı bir ortamda geçtiğini ve zorlukların aşılması için BM aracılığıyla temasların devam edeceğini de vurguladı.KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la görüşmesinin ardından Rum Başkanlık Köşkü’ne dönüşünde basına açıklama yapan Papadopulos, “Bu görüşme, 8 Temmuz prosedürüne yardımcı olmamızı hedefleyen bir görüşmeydi" dedi. Papadopulos, şunları söyledi:
“Yalnızca, ana gündem konusu olan 8 Temmuz prosedürünü görüştük. Biz, anlaşmanın derhal ve şartsız şekilde hayata geçirilmesinde ısrar ettik. Çünkü 8 Temmuz’un Kıbrıs sorununa, yeni bir zemin üzerinde kapsamlı çözüm bulunmasını olumlu şekilde ileri götürebilecek bir prosedür olduğunu düşünüyoruz. Önerilerimizle özlü görüşmeleri ve Kıbrıs sorununun çözümünü gündeme getirecek zamanı oldukça kısaltacağına inanıyoruz. Rum tarafı, Gambari prosedürünün de kesin şekilde öngördüğü gibi, iki toplum liderinin komisyonlar aracılığıyla varılacak ilerleme noktalarını periyodik olarak görüşmeleri ve komisyonların işaret edecekleri anlaşmazlık noktalarını müzakere etmeleri şartıyla komisyonların ciddi bir ön hazırlık yapması gereği üzerinde çok ısrar ettik." KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın görüşmede, ’Gambari sürecinde değişiklik istediğini’ ve ’görüşmelerin teknik düzeyde sınırlandırılmasını’ talep ettiğini belirten Papadopulos, “Bu prosedürü hızlandıramazdı, aksine çıkmaz saptamasını hızlandıracaktıö dedi. Görüşmenin yapıcı bir ortamda gerçekleştiğini de vurgulayan Papadopulos, “Ortaya çıkan zorlukları aşmak amacıyla temaslarımıza BM aracılığıyla devam edeceğiz" dedi.
Prosedürün nasıl ilerleyeceğine ilişkin bir soruya karşılık Papadopulos, “Önce BM aracılığıyla temaslar olacak. Kıbrıs Rum tarafı doğal olarak bunun BM çerçevesinin veya şemsiyesinin dışında olmayan doğru bir prosedür olduğunda ısrar etti ve inanıyoruz ki bizim önerilerimiz pratik sonuç getirici olacak" dedi. Papadopulos, “Liderlerin belirlenmiş bir takvim içerisinde 1 veya 2 ay her gün görüşmeleri sadece sohbet olur. Ancak bu prosedürün tek başına sonuç getirip getirmeyeceği yoksa çıkmazın resmileşmesini mi gündeme getireceği konusuna hassasiyet gösterilmeli" dedi. Papadopulos bir soru üzerine ’müzakerelerin başlaması konusunda takvim belirlenmemesini’ de yorumlayarak, ’müzakereleri belirleyecek olanın takvim değil kaydedilecek ilerleme olduğunu’ söyledi.
’TAKVİMİ SADECE GÖRÜŞMELERİN SÜRECİ BELİRLER’
Papadopulos, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“İki lider arasında özlü görüşme yapılabileceğinin güvence altına alınması amacıyla önceden zemin hazırlanmadan iki aylık bir takvim koysanız ne önem taşır ki. Bu da ısrar ettiğimiz bir noktaydı. Biz, zamana yayılmış görüşmelerden bahsetmiyoruz. Takvimi sadece görüşmelerin süreci belirler. İki lider komisyonların çalışmasını denetlemek için, komisyonların saptayacağı görüş ayrılıklarını müzakere etmek için görüşeceklerse, alt komisyonların yapacağı çalışmaların hızına göre bir ayda da, 15 günde de, 2 veya 3 ayda da olabilir." ’Kıbrıs Türk tarafınca zamanın boşa harcanması tehlikesi bulunup bulunmadığının’ sorulması üzerine de Papadopulos, bu tehlikenin her zaman var olduğunu öne sürerek, “Mesela, görüşmelerin başlama tarihi olarak 15 Eylül’ü tayin ederseniz, yine tehlike yok mu. İki liderin kendi başlarına görüşüp anlaşacakları yönünde herhangi bir garanti mi var?" ifadelerini kullandı.
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 16:30