Sorgu yargıcı Oliver Geron'un söz konusu memurları resmi soruşturmaya dahil etme kararı, 15 yaşındaki Bouna Traore ile 17 yaşındaki Zyed Benna'nın ölümlerinden 15 ay sonra geldi.

Bahsi geçen memurlar, şimdiye kadar tanık olarak sorgulandıkları halde resmi soruşturma kapsamına alınmamışlardı.

Bununla beraber savcılık, dosyayı mahkemeye sevk etmeme kararı da alabilir.

Fransız yasalarına göre "hayati tehlike altında bulunan birisine yardım etmeme suçu"ndan itham edilen memurlar, suçlu bulundukları takdirde beş yıla kadar hapis cezası ve yaklaşık 100 bin ABD doları para cezasına çarptırılabilirler.

Yaşananlar; ayrımcılık, işsizlik ve Fransız toplumundan dışlanma gibi sorunlar yaşadığını dile getiren göçmenler ya da azınlıkların tepkisini yol açmış; ülkede çoğunlukla Arap ve siyah göçmenlerin Fransa doğumlu çocuklarının karıştığı üç hafta süren isyan ve şiddet olaylarını beraberinde getirmiş, 10 bin araç yakılmış, 300 bina tahrip edilmişti.

İçişleri Bakanı ve Fransa'da Nisan ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sağ kanat adayı Nicolas Sarkozy, o dönemdeki tartışmaların odağında yer alıyordu.

Sarkozy, olaylara katılanları başta 'pislik' olarak nitelemiş ve bu ifade yüzünden gerilimi tırmandırdığı gerekçesiyle eleştirilmişti.

İçişleri Bakanlığı bu son gelişmeyle ilgili olarak ise bir yorumda bulunmadı.

Polisin olaya ilişkin yaptığı ve Aralık ayında yayımlanan değerlendirmede, bahsi geçen polislerin gençleri elektrik çarpması sonucu ölmelerinden önce gerçekten de kovaladıklarını ortaya koymuştu.

İçişleri Bakanlığı ve polis gücü daha önce bu görüşü reddetmişti.

Raporda ayrıca polis memurlarının gençlerin trafoda saklandıklarını, olay meydana geldiği enerji şirketi EDF'ye bildirmiş olmaları gerektiği görüşüne yer veriliyor.