MURAT YETKİN/ RADİKAL
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert''in, Türkiye''nin siyasi kutuplaşma dönemindeki simge cinayetlerden birine kurban giden Bedrettin Cömert''in kardeşi olduğunu, kamuoyu kuvvet komutanlığına getirileceği belli olunca öğrendi. Bedrettin Cömert, o dönemde bir örgüt çatısına girmemiş, ılımlı sol aydınları arasında sayılıyordu. Öldürülmesi geniş tepkilere ve protestolara yol açmıştı.
Ülkücü militanlar Üzeyir Bayraklı ve Rifat Yıldırım bu cinayet nedeniyle aranmaya başladı. Bayraklı''nın adı 1981''de Papa II Jean Paul''a suikast girişiminde bulunan terörist Mehmet Ali Ağca''ya silah sağlanması olayında da geçecekti, zaten yurtdışına birlikte kaçtıkları mahkeme dosyalarına girmişti. Bayraklı ve Yıldırım 1984''te uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla Almanya''da yakalandılar. Mahkemeye göre, uyuşturucu işine bulaşanlar arasında 1996 Kasım''ında Susurluk''taki kazada ölen eski Ülkü Ocakları Derneği (ÜOD) yöneticisi Abdullah Çatlı ve Ağca''nın suç ortağı Oral Çelik de vardı. Türkiye''de idam cezası olduğu için iade edilmediler. Bayraklı, 1992''de Almanya''daki sağ gruplar arasındaki bir uyuşturucu kavgasında öldürüldü. Can Dündar''ın Milliyet''te yazdığına göre, Frankfurt''ta işlettiği gece kulübü Türk mafyasının buluşma yeri haline gelen Yıldırım ise 2002''de Türkiye''ye iade edildi. Ancak değişen infaz yasaları nedeniyle beraat etti. (Dündar, Avrupa''daki Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu''nun eski başkanı Lokman Kondakçı''nın, tetikçilerin talimatı dönemin ÜOD Başkanı, şimdinin BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu''ndan aldığı idiasını da aktardı.)
Ertuğrul Özkök, 30 Ağustos günkü Hürriyet''te, o günlerde Hacettepe Üniversitesi''nde bazı isimlere postalanan ve üzerinde kendi adıyla birlikte Cömert''in adının da bulunduğu bir ölüm listesinden söz etti.
Dün de bana ''''sağ terörist kesimden'''' postalandığı öne sürülen bu listenin ''''Beytepe''den (Hacettepe''nin kampüsü) tabutlar çıkacak'''' başlığı taşıdığını ve Cömert''in de birkaç gün sonra öldürüldüğünü anlattı.
Bense bir gece önce, Gazi Orduevi''ndeki 30 Ağustos davetinde orgeneral Cömert''le kardeşinin öldürülmesini ve aradan bu kadar yıl geçtikten sonra neler hissettiğini konuşmuştum. Söyledikleri şunlar oldu:
''''Katillerin iki kişi olduğu tespit edildi. Almanya''ya kaçmışlar. Biri uyuşturucu işlerine karışmış, öyle vurulmuş. Diğeri, birkaç yıl önce yakalandı getirildi. Bir af yasasıyla serbest kaldı, şimdi ortada dolaşıyor. Çok üzgünüm. Bunu asla bir öç duygusuyla söylemiyorum, neticede ne yapabilirim? Ama, çok üzgünüm.
Beni asıl üzen ne oldu biliyor musunuz? 11 Temmuz Bedrettin''in katledilmesinin yıldönümüydü. Benim kuvvet komutanı olacağım yazılınca, kardeşimin Bedrettin olduğu yazıldı. Ama 11 Temmuz günü hiç kimse Bedrettin''i hatırlamadı. O gün bütün gazetelere baktım. Bulamadım. çok üzüldüm. Tansiyonum 20''ye çıktı. O bunu hak etmemişti.
Bedrettin sevilen bir çocuktu. İtalya''da sanat tarihi okudu. Orada kalabilirdi, Türkiye''ye geldi. Hacettepe''ye girdi. O günlerde Türkiye''nin hali çok kötüydü. Biliyorsunuz, her gün birileri öldürülüyordu. Üniversitede bir komisyon kurmuşlar, bu olayları kışkırtanları tespit edebilmek için. Kimse başına geçmek istememiş, Bedrettin kabul etmiş. O zaman biz ailesi olarak bundan haberli değildik. Bilsek, bu kadar öne çıkmasına engel olmaya çalışırdık. Komisyon 30 kadar kişinin üniversite ile ilişkisinin kesilmesini görüşmüş. Aralarında sağcılar da, solcular da var. Birileri Bedrettin''i hedefe yerleştiriyor. Herhalde çok sevilen, ılımlı biri olduğu için.
Biliyorsunuz ondan kısa süre önce Doğan Öz''ü öldürmüşlerdi. O da sevilen, dürüst bir insandı. Sonra Bedrettin''i katlettiler. Uğur Mumcu onları yazdı, onu da katlettiler. Toplumu aydınlatan, sevilen insanları yaşatmadılar, yaşatmıyorlar.''''
Orgeneral Cömert''in anlattıkları, Türkiye''nin gerçek anlamda bir hukuk devleti haline gelmesine, kuvvet komutanı düzeyine yükselmiş askerler dahil herkesin neden çok ihtiyacı bulunduğuna acı bir tanıklık olarak okunabilir.
Lanetli ''78
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert''in sevgili kardeşi Bedrettin''i terörist bir saldırıda yitirdiği 1978 yılı, Türkiye''de siyasi yozlaşma ve kutuplaşmanın tırmanışa geçtiği, sinayi cinayetlerin birbirini izlediği, Türkiye''nin içeride ve dışarıda ağır sorunlar yaşadığı ve nihayet 12 Eylül 1980 askeri darbesine giden yolun açıldığı bir yıl olarak kayıtlara geçti. İşte 1978''den bazı kritik noktalar:
1 Ocak: Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, hükümeti kurma görevini CHP lideri Bülent Ecevit''e verdi. Ecevit''in,''Güneş Motel'' görüşmeleriyle AP''den ayrılan 11 milletvekilinin yer aldığı kabinesi 17 Ocak''ta güvenoyu aldı.
1 Mart: Devalüasyon açıklandı,TL yüzde 38 değer yitirdi.
6 Mart: Yaş haddinden emekli olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar''ın yerine, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kenan Evren getirildi.
11 Mart: ABD Başkanı Jimmy Carter, Türkiye''ye silah ambargosunun süreceğini açıkladı. Ecevit''in Montreaux''da Yunanistan Başbakanı Karamanlis ile görüşmesi başarısızlıkla sonuçlandı.
16 Mart: İstanbul Üniversitesi''nden çıkan sol görüşlü gruba ülkücü gruptan silahlı ve bombalı saldırı düzenlendi. 7 öğrenci öldü, 47''si yaralandı, üniversite kapatıldı.
24 Mart: Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Öz öldürüldü. Öz''ün, Ülkücülerin kontrolündeki Site öğrenci yurdunda yaptırdığı aramada silah bulunmuştu. Öz, bu yüzden birkaç gün önce MHP milletvekili İhsan Kabadayı tarfından TBMM kürsüsünden eleştirilmişti. Ülkücü militan İbrahim Çiftçi, daha sonra bu saldırı nedeniyle idam cezasına çarptırılacaktı.
8 Nisan: İstanbul Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doçent Doktor Server Tanilli uğradığı silahlı saldırı sonucu felç oldu.
17 Nisan: Malatya''nın AP''li Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu, evine gönderilen bombalı paketin patlamasıyla iki torunuyla birlikte öldürüldü.
13 Mayıs: Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık, ABD ambargosunun sürmesi nedeniyle, ABD''ye tahsis edilen üslerin kapatılacağını açıkladı.
30 Mayıs: Ecevit, Washington''da Carter ile görüştü. İki gün önce yine Washington''da Karamanlis ile görüşmüştü. (Görüşmelerde konu edilen Yunanistan''ın NATO''nun askeri kanadına dönüşü, daha sonra 12 Eylül yönetiminin ilk icraatı olacaktı.)
11 Haziran: Çok sayıda mahkûmun salıverilmesini getiren kısmi af yasası yürürlüğe girdi.
22 Haziran: Ecevit SSCB lideri Leonid Brejnev ile Moskova''da görüştü. SSCB''nin Türkiye''de petrol arayacağının duyurulması sonucu, iki gün sonra yabancı petrol şirketleri Türkiye''ye satışlarını durdurdu.
11 Temmuz: Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doçent Doktor Bedrettin Cömert öldürüldü.
25 Temmuz: ABD silah ambargosunu Kıbrıs''tan asker çekilmesi şartıyla kaldırdı.
17 Ağustos: İran''da Şah''a karşı ayaklanma başladı.
9 Ekim: Ankara''da MHP Genel Merkezi''nin bulunduğu Bahçelievler''de bir evde kalan TİP üyesi 7 genç, silahlı baskın sonucu öldürüldü. Ülkücü militanlar Haluk Kırcı, Ünal Osmanağaoğlu ve Bünyamin Adanalı, bu saldırıdan dolayı mahkûm oldu, ancak aflardan yararlanarak erken tahliye edildiler.
19 Ekim: ABD, Türkiye''ye askeri malzeme sevkine başladı.
20 Ekim: İTÜ Elektrik Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Bedri Karafakioğlu öldürüldü.
24 Ekim: TL yeniden devalüe edildi.
24 Aralık: Kahramanmaraş''ta 18 Aralık''ta bir sinemaya bomba atılması sonucu başlayan sağ-sol/Sünni-Alevi gerilimi patladı. Ölü sayısının 105, yaralıların binden fazla olduğu sonradan açıklandı.
26 Aralık: Hükümet, Kahramanmaraş''ın yanı sıra, Aralarında Ankara, İstanbul ve Adana''nın da bulunduğu 13 ilde sıkıyönetim ilan etti.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:13